“Her seyahatte farklı insanlık hallerine şahit oldum”

18 Aralık Cumartesi günü 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Afrikalı Devlet Başkanları’nın eşlerine Tophane-i Amire’de öğle yemeği daveti verdi.

Haberin Devamı

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’ndan aldıkları bursla Türkiye’de eğitim gören Afrikalı öğrencilerin müzik dinletisiyle başlayan etkinliğe Somali, Sierra Leone, Komorlar Birliği ve Gambiya’nın cumhurbaşkanı eşleri katıldı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun eşi Hülya Çavuşoğlu, Afrikalı bakanlar, Türkiye’nin Afrika ülkelerinde görev yapan kadın büyükelçiler, akademisyenler, STK’lar ve benim de aralarında olduğum basın temsilcileri de konuklar arasındaydı.
Emine Erdoğan, yemeğin ardından Afrika’ya ilgisinin ve kurduğu duygusal bağın nasıl geliştiğini anlatan içten ve etkileyici bir konuşma yaptı.
“Her seyahatte farklı insanlık hallerine şahit oldum”
Türkiye’nin 2005 yılında ivme kazanan Afrika açılımından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte Afrika ülkelerine yapmaya başladığı seyahatler sonrasında bu kıtayı çok daha farklı tanımaya başlamış:
“Dünyanın farklı köşelerine yapılan resmi gezilere katıldım ama en heyecan vereni Afrika ülkelerine yaptıklarım oldu. ‘Çok okuyan mı bilir çok gezen mi bilir’ denir. Afrika seyahatlerimdeki daha yakından tanıma fırsatı bulduğum kültürel çeşitlilik, doğa ve insanların içtenliği ve okuduklarım bir araya gelince Afrika’yı daha iyi anladım” diyor.
Emine Erdoğan, gençliğinden bu yana sivil toplum örgütlerinde çalıştığı, toplumlara katkısını bildiği için gittiği her Afrika ülkesinde de mümkün olduğunca STK’larla bir araya gelmiş.
Kırılgan grupların sorunlarına ilişkin bilgileri birinci elden almış, mutlaka yetimhanelerini ziyaret etmiş. Aynı zamanda sorunlarına dikkati çekmek için özellikle uluslararası toplantı ve platformları bir fırsat olarak görmüş.
“Afrika’ya Seyahatlerim” kitabının tanıtımının geçtiğimiz aylarda gerçekleşen Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulu kapsamında New York’ta Türk Evi’nin açılışı sırasında yapılmasının nedeni de uluslararası topluma Afrika’ya destek için bir çağrı niteliğinde olması.
İngilizce ve Fransızca basılan kitabın tüm geliri de Afrikalı kadınların hayatlarını dönüştürmek üzere Afrika El Sanatları ve Kültür Evi’ne bırakılacakmış.
Bu arada yine Emine Erdoğan’ın inisiyatifiyle basılan, Afrika ülkeleri sefirelerinin derlediği “Afrika Atasözleri Seçkisi” kitabını da keyifle okuyorum.
“Her seyahatte farklı insanlık hallerine şahit oldum”
Binlerce yıllık birikimden süzülerek gelen, “Bugün yaptığımız her şey tarihe kazılı kalır” gibi aslında her kültür için geçerli ve anlamlı atasözlerine yer verilmiş.
Henüz elime geçmedi ama akademisyenler ve sefirelerin işbirliğiyle hazırlanan “Afrika Yemekleri Kitabı”nın da çağın en önemli iletişim araçlarından biri olan gastro diplomasiye çok iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum...

Haberin Devamı

BİR HAYALİN PEŞİNDE
İstanbul’da en çok eksikliğini duyduğunuz şey ne diye sorsanız kentin içinde yeşil alan ve parklar derim. Bu aslında birçok kentimizde olan bir sorun ama İstanbul gibi nüfusu 15 milyonu geçen bir megapolde bu yoksunluk çok daha fazla hissediliyor.
Dolayısıyla da hafta içinde bir araya geldiğimiz Doğuş Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nafiz Karadere’nin anlattığı yeni projeleri çok ilgimi çekti.
Doğuş Grubu bir süredir 70’nci yılına özel “İyi Bir Gelecek İçin Her Gün Yeniden Doğuş” mottosuyla farklı projelere imza atıyordu. Bu kez Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’in öncülüğünde İstanbul’a doğa ile iç içe sürdürülebilir bir yaşam alanı kazandırmaya karar vermişler.
“Her seyahatte farklı insanlık hallerine şahit oldum”
Doğuş Grubu’nun bir süre önce devraldığı Park Orman’ın 148 hektarlık alanının yaklaşık 85 hektarlık kısmı İstanbulluların kullanımına açılıyormuş. Hiçbir yeni inşaat yapılmayacak, sadece harap halde olan 22 yapı yenilenecekmiş. 19 bin ağaç ve doğal habitat korunacakmış.
Nafiz Karadere, doğal yaşam ve orman başta olmak üzere farklı sivil toplum kurumlarıyla işbirlikleri yaparak doğa dostu bir ekosistem yaratmayı hedeflediklerini söylüyor.
Doğa ve spor, açık ve kapalı çocuk oyun alanları, topraksız tarım alanları, yeme-içme mekanları, açık hava sinema-tiyatro, festival, sanat ve mutfak atölyeleri gibi doğa ile uyumlu olmak koşuluyla sosyal ve kültürel etkinliklerin yer alacağı bir kurgu yapılmış. Üyelik sistemi de olmayacakmış...

Haberin Devamı

EXPO 2021 HATAY
Hafta başında Hatay’dan güzel bir haber geldi. Uluslararası çapta büyük organizasyonlar arasında olan, ev sahibi ülkelere de büyük katkı sağlayan EXPO 2021 Hatay’da yapılıyormuş.
“Her seyahatte farklı insanlık hallerine şahit oldum”
1 Nisan 2022’de kapılarını açacak Expo’nun teması Medeniyetler Bahçesi olarak belirlenmiş.
Tarih boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan, Türkiye’nin en önemli gastronomik duraklarından biri olan Hatay’a Expo’nun artı değer katacağını düşünüyorum. Antakya ve Arsuz’da toplam 320 dönümlük alanda gerçekleşecek, 30 Haziran’a dek sürecek etkinliklere 2 milyonun üzerinde ziyaretçiyi geleceği tahmin ediliyor.
EXPO 2021’in İstanbul’da yapılan basın toplantısında konuşan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, uzun vadeli bir kalkınma stratejisi planladıklarını, şehrin ekonomisi, turizmi, tarımı ve destinasyon markası olarak gelişimi için Expo’yu hayata geçirdiklerini söylüyor.
Beklentisi ise hoşgörüye dayalı zengin kültürü ile Hatay’ın ülkemiz ve bölge için parlayan bir cazibe merkezi olması. Savaş’ın vurguladığı gibi özel konumu ve yarım milyonu aşkın Suriyeli misafirleri ile Hatay tüm bunları gerçekten de hak ediyor. Umarım bu süreçte Hatay’ın restoran ve konaklama kapasitesi de ihtiyaçlara cevap verebilir...

 

 

Yazarın Tüm Yazıları