Daha fazla ‘tarihe tanıklık’ etmesek!

‘Tarihi bir an’ ile ilk kez karşılaştığım günü hatırlıyorum. O zamanlar ‘bu an’ların yenilerinin zırt pırt karşıma çıkacağını bilmiyordum. O günden bugüne iki posta daha tarihe tanıklık edecek halim kalmadı.

Haberin Devamı

ŞÖYLE BİR HAVA ALMAYA ÇIKTIM

İlk kez “Tarihe tanıklık ediyorsunuz” cümlesini duyduğum anı iyi hatırlıyorum. İyi derken, hem net hatırlıyorum hem de olumlu bir olaya tanıklık etme durumu olarak hatırlıyorum. 1989’da Prekazi’nin Monaco’ya attığı gol. Ondan sonra bu tanıklık olayı aldı başını gitti.

Misal, yıl 1990. Biz tabii ufağız. Büyüklerimizle televizyon seyrediyoruz. Kimdi hatırlamıyorum, bir yetkili büyük, sırtımı taptaplayıp “Bak ne şanslı kuşaksınız, tarihe tanıklık ediyorsunuz” dedi. Çünkü televizyonda Berlin Duvarı yıkılıyor. Ben tabii Berlin Duvarı’nın varlığının da olayının da farkındayım. Ama yani toplasan üç-dört senedir farkındayım. Duvara has bir durum değil. Ağzımın yerini tek başıma bulmaya da aşağı yukarı beş sene önce başlamışım zaten.
Tarihe tanıklık etme meselesine o zaman çok takılmadım. Scorpions ‘Wind of Change’i çıkardı, ona takıldım. İngilizce de bilmiyorum, bilen birini buldum. “Sözlerini Türkçe okunuşlarıyla yaz bunun bana” dedim. O da böyle “Ay falov dı Moskova, davn tu Gorki Park” falan şeklinde yazdı sağ olsun. Oturdum ezberledim.

Haberin Devamı

Daha fazla ‘tarihe tanıklık’ etmesek
“Berlin Duvarı yıkıldığı sırada olayın az çok farkındaydım.”

1993 yazı...

Bir yıl sonra Sovyetler Birliği bayrağı Kremlin’den indirilirken bir tık daha bilinçlenmiştim. Yine birileri “Tarihe tanıklık ediyorsunuz” dediğinde konuya da tarihe de nispeten daha vâkıftım. Biraz duygusu geldi gerçekten. “Vay be” dedim: “Tarihe tanıklık ediyoruz.”

Bir sonraki kritik tarihe tanıklık anım 93 yazı olsa gerek. O dönem tarihe tanıklık ettiğimizin farkında değildik o yaş grubu ve bir kademe üstü olarak. Metallica’dan Michael Jackson’a, Bon Jovi’den Madonna’ya bütün dev müzisyenler İstanbul’a geldi. “Demek ki bundan sonra böyle olacak” sanıyorduk biz o zaman. Şimdi gençler müziği 12’de kapatmak durumunda ki barda iki birayı zor içiyor. İnsanın belli bir yaşın üzerinde olduğuna, genç olmadığına “Ne güzel zaman yakalamışız, şansa bak” diyerek sevinmesi herhalde çok az ülke vatandaşına nasip olur. Çık şimdi sokağa, gençlikle mutluluk arasında bağlantı kuran son insan 96 Pearl Jam konserine yaşı tutan adamdır. Ondan sonra genç olanlar full artı full kronik depresyonda.

Zombi istilası olsa

Neyse, bakayım başka hangi tarihe şahitlik etmişim... 11 Eylül’e kırsalın dibinde tatilde yakalandım. Köyün tek televizyonunun önünde birbirimizi ezerek ne olduğunu anlamaya çalıştık. 2000’lerden sonra Türkiye’nin iç tarihinde de bazı tarihi gelişmelere şahitlik ettik tabii. Şimdi birini sayıp öbürünü saymazsak hatırları kalır, tek tek listelemeyeyim. “Artık bence ben yeterince tarih tanıklığı yaptım, yeter” derken pandemisi geldi. Peki “Bütün dünyayı evine tıkılmış görmedik de demeyiz” diyerek ona da tanıklık ettik elimizden geldiğince. O dönemde bol miktarda “Üçüncü dünya savaşı ve zombi istilası da görürsek eksik bir şey kalmayacak” diyen oluyordu.

Geldiğimiz noktada ilkinin adının daha az şakayla zikredilmeye başladığını görüyor ve yine derin bir nefes alarak tarihe tanıklık etmeye devam ediyoruz. Benim yalnız kendi adıma iki posta daha tarihe tanıklık edecek halim kalmadı. O yüzden seçme şansım varsa oyumu ikinciye vermek istiyorum.
Zaten zombi istilasından da çok çekinmem. Yıllardır kafamın içinde sık sık döndürdüğüm bir konudur. Böyle bir durum olursa yanıma neleri alacağım, hangi binanın tepesine çıkacağım, ilk hedefim nereye varmak olacak, bunların hepsi hazır. Maçı kafamda oynadım yani.

Yazarın Tüm Yazıları