Ancak geçtiğimiz çarşamba günü şok bir açıklama yapılarak, gelecek yıldan itibaren çizgi hakemleri kullanılmayacağı ve yerini tamamen Yapay Zeka’ya bırakacağı duyuruldu.
SANİYENİN 10'DA 1'İ
Topun yere değmesinden itibaren saniyenin 10’da 1’i kadar bir sürede tepki veren yeni sistem, 160 km hızla atılan servisleri bile çizgi hakemlerinden daha isabetli değerlendiriyor. Turnuvanın organizatörü All England Lawn Genel Müdürü Sally Bolton’a göre ELC (elektronik çizgi çağrısı) adlı sistemin güvenilirliği maksimum düzeyde. ELC’ye geçiş kararı turnuvada görev yapan 300’den fazla çizgi hakeminin geleceğini belirsizliğe sürüklerken, başhakem Richard İngs, Telegraph’a yaptığı açıklamada, “Bu üzücü ama kaçınılmaz bir gün. Hakemlerin sevgi ve tutkuları ellerinden alındı” ifadelesini kullandı.
GÜVEN SORUNU VAR
Şurası bir gerçek; yapay zeka sporun her alanını ele geçirmeye devam ediyor. Bu tip teknolojiler kesin kazanımlar yaratsa da güven konusunda hâlâ soru işaretleri taşıyor. Eski hakemler de bu konuda büyük bir haksızlığa uğradıklarını düşünüyorlar. Bakalım zaman onları mı yoksa yapay zekayı mı haklı çıkaracak?
GELECEK VADEDENLER LİSTESİNDE KENAN VE YASİN VAR, ARDA YOK
CiES Futbol Gözlemevi, henüz 20 yaşına girmemiş futbol sahnesinin gelecek vadeden gençlerinin listesini yayınladı. 20 kişilik listedeki oyuncuların büyük bölümü şimdiden takımlarının önemli figürleri olarak öne çıkıyorlar. Geçen yılki resmi maçlar dikkate alınarak oyuncuların yaşlarının ve mevkilerine göre tecrübelerinin değerlendirildiği araştırmada, Barcelona’nın 18 yaşındaki yıldızı Lamine Yamal, diğer futbolcuların ortalamasından 2,75 kat daha fazla tecrübeyle ilk sırada yer aldı. Yamal’ı, takım arkadaşı Pau Cubarsi ve Real Madridli Endrick takip ediyor. Real Madridli Arda Güler’in bulunmadığı listede, Juventus forması giyen Kenan Yıldız listede 15. sırada yer alıyor. Kenan, aynı yaş ve pozisyondaki oyunculara göre 2,04 kat daha fazla deneyime sahip. Bizim açımızdan listedeki sürpriz isim ise Kasımpaşa’da oynayan Yasin Özcan. 18 yaşındaki Yasin aynı kategorideki oyunculardan 2,09 kat fazla deneyime sahip.
HER GENÇ İNGİLİZİN RÜYASI: DORTMUND
Özellikle sol tarafı çok iyi kullandılar. Her ne kadar savunmaya dönüşlerde aynı coşkuyu göstermeseler de ofansif anlamdaki istek dikkat çekiciydi. Şenol Güneş bu maçta Ozan Tufan’ı sol iç olarak kullandı. Sakatlanana kadar bu sezonki en iyi maçını oynadı. İlk golle perdeyi açan Edin Visca bir kez daha fark yaratan isimlerden biriydi. Trabzonspor’un hücumdaki etkinliğine kontrataklarla karşılık veren Konyaspor ilk bölümde Sloven oyuncusu Kramer’le çok önemli pozisyonlar buldu. Kramer’in topu saklaması ve savunma arkasına yaptığı koşular Trabzonspor savunmasına son derece zor anlar yaşattı.
BANZA RAHATLATTI
Devreye 2-1 önde giren Trabzon 2. bölümde Banza’nın attığı golle oldukça rahatladı. Bu golden sonra da baskın oyununu sürdüren bordo mavililer tıpkı ilk yarıda olduğu gibi savunmada büyük boşluklar vermeye devam etti. Trabzonspor yarı sahasında baskısını artıran Konyaspor’da kazanılan penaltıyı Umut Nayır’ın kaçırması oyuna yeniden ortak olma umutlarını da bir anlamda bitirdi. 90. dakikada gelen Keita golü ve ardından kaçan pozisyonlara rağmen Trabzon son çeyrekte galibiyetle sahadan ayrılmayı başardı. Şenol Güneş yönetiminde ilk kez sahadan galibiyetle ayrılan Trabzon’un 45 dakikalık oyunu tatmin etti. Özellikle duran top ve duran topların devamında. Ancak savunmadaki problemler hala net bir çözüm bekliyor...
G.Saray’ın Avrupa Ligi’ndeki rakibi PAOK, yetiştirdiği yetenekli futbolcularla 2020’de dikkatleri üzerine çekmişti. O dönemler Tzolis ve Akpom gibi yetenekli oyuncular Avrupa’nın önemli takımlarına gitmişti. Geçen 4 yıllık süreçte ligde iyi bir görüntü çizse de gençleşmekten çok yaş ortalaması daha da yükselen bir takım hüviyetinde olan PAOK yine de yabana atılmaması gereken bir takım.
TANIDIK BiR iSiM
Kadro değeri yaklaşık 100 milyon Euro olan Selanik ekibi son haftalarda iyi bir seri yakaladı. Özellikle iç saha maçlarında seyirci desteğiyle son derece baskın bir oyun oynuyorlar. Kadrosunda Tissoudali, Chalov, Despodov, Schwab, Konstantelias ve Camara gibi son derece yetenekli oyunculara sahip. Beşiktaş’tan ayrılan Omar Colley de Yunan ekibinde.
DESPODOV’UN ASiSTLERi KRiTiK
Takımda en çok göze çarpan oyuncu sağ kanatta forma giyen Kiril Despodov. Her iki kanatta da görev alabilen oyuncu takımın şu anda en çok asist yapan oyuncusu durumunda. Schwab da dikkat çeken bir isim.
RAZVAN LUCESCU ÇALIŞTIRIYOR
Takım gol yollarında sıkıntı çekmese de öne çıkan özellikleri takım savunmasına verdikleri önem. Büyük maçlarda bu konuda çok daha dikkatliler. Genellikle 4-2-3-1 düzenini kullanıyorlar ancak zaman zaman 5’li savunmaya döndükleri de oluyor. Bu sezon hem ligde hem Avrupa’da az gol yemelerinin sebebi de bu. Razvan Lucescu’nun görev yaptığı PAOK, 4 şampiyonluk yaşadığı Yunanistan liginde bu sezon 5 maçta 4 galibiyet 1 beraberlikle lider durumda.
Jose Mourinho birkaç sezon önce Josep Guardiola'nın Manchester City'de inşa ettiği yapılanmayı "Bu bir futbol mirasıdır" sözleriyle değerlendirmişti. Bugün o sözü tekrar hatırlayınca Portekizli teknik adamın ne kadar haklı olduğunu görüyoruz. Guardiola kulübün başına geçtiğinden beri transferlere harcadığı paralarla gündeme geliyordu. 2016'dan itibaren City transferlere 1,5 milyar Euro harcadı.
Para harcarken kazanmayı da öğrenen bir kulübe yine Josep Guardiola sayesinde dönüştüler.
SON 3 SEZONDA 400 MİLYON EURO KAZANDILAR
Kulüp tarihindeki en pahalı 10 satışın 9’u Guardiola varken gerçekleşti ve bunların 7’si son üç sezonda oldu. Manchester City bu oyunculardan 400 milyon Euro gelir elde etti. Bu rakamlarla birlikte City, Guardiola geldiğinden beri transferlerden 850 milyon Euro kazandı. Yani bir anlamda harcadığının yarısını yeniden kasasına koydu.
650 MİLYON EUROLUK 11'İ KORUDU
Guardiola geçen yaz serbest kalan ve Barcelona’ya giden İlkay Gündoğan’ın geri dönüşüyle birlikte 650 milyon Euro’luk ideal 11’indeki tüm parçaları korumayı başardı. Genç oyuncuların satışından yaklaşık 150 milyon Euro kazanan ekip Rico Lewis, James McAtee ve Oscar Bobb gibi yeni yetenekleri de futbol sahnesine sundu. Geçen yılın MVP’si (En Değerli oyuuncu) olan City ürünü Phil Foden da kadrodaki yerini koruyor.
GUARDIOLA DAKİK OLMAYI ÖĞRENMELİ
Günümüz futbolunda artık kimse kazanılan kupalarla yetinmiyor. Güzel oyun ve istikrar istiyor. Sahadaki futbol memnun etmediği sürece taraftarlar kenardaki teknik adamı istemiyor ve bunu açıkça belli ediyor. Abdullah Avcı’nın kaderi de böyle oldu. St. Gallen ile deplasmanda oynanan ilk maçta ortaya koyduğu hücumcu anlayıştan rövanşta vazgeçen Avcı, rövanşta, Cihan Çanak ve Pedro Malheiro’yu ilk 11’de başlatsa bugün farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Ama olmadı. Ve Trabzonspor yeniden lige döndü. Henüz teknik adam konusu netleşmedi. Adaylar Şenol Güneş ve Fatih Tekke. Ama Eyüp karşısında kenarda olan kişi yardımcı antrenör İhsan Derelioğlu’ydu.
iKi FARKLI TRABZONSPOR
Tarihinde ilk kez yükseldiği Süper Lig’e hızlı bir giriş yapan Arda Turan yönetimindeki Eyüpspor, Trabzonspor maçına da son derece iyi başladı. Üçüncü bölgede son derece etkili olan ev sahibi takım, ilk yarıda kaleye çektiği 8 şutun 5’inde isabet sağlarken kaleci Uğurcan Çakır’ı geçemedi. Trabzonspor ise ilk 45 dakikada tıpkı St. Gallen maçında olduğu gibi etkisizdi ve rakip kaleye isabetli tek bir şut bile çekemedi.
4 MAÇTA 8 PUAN GAYET iYi
İkinci bölümde yine farklı bir Trabzonspor vardı. İlk yarının aksine topa biraz daha fazla sahip olup rakip yarı alanda etkili olmaya çalıştılar. Ancak bu kıpırdanma Trabzonspor için yine sonucu değiştiremedi. Arda Turan, Süper Lig’de de iyi bir sezon geçireceğe benziyor. İlk 4 maçta yenilmeden alınan 8 puan Süper Lig’e yeni yükselmiş bir takım için hiç de fena sayılmaz. Birkaç takviyeyle ligin yeni rengi olmaya adaylar.
Deplasmandaki maçın aksine ilk 45 dakikada sahada vasat bir Trabzonspor vardı. Oyuncular bedenen sahada ama ruhen orada değil gibiydiler. Koşmak yerine yürümeyi tercih eden bir 11 vardı sahada. Maçtan önce Abdullah Avcı, “Büyük Trabzonspor taraftarının önündeyiz. Büyük bir avantaj bizim için” demişti. Ama o avantaj bile yetmedi. İlk maçtaki doğruların tam aksini izlediğimiz bir 45 dakika izledik kısacası. St. Gallen golü de tüm bu tezatların yaşandığı bölümde geldi. Yenilen golde rakip oyuncuyu adeta yürüyerek karşılayan bir savunma vardı. Üçüncü bölgede üretken olmak şartıyla bir şansı var demiştim ama Trabzonspor bu üretkenlikten çok uzaktı.
ENERJi GELDi AMA...
İkinci yarıya Ozan Tufan ve Bardhi’nin yerine Cihan-Malheiro ikilisini sahaya süren Avcı maçın ritminin değişmesini sağladı. Devrenin hemen başında Enis Destan’ın kafa golüyle gelen beraberlik sonrası Trabzonspor’da işler tamamen tersine döndü. Soldan Barisic-Orsic de hücumlara destek vermeye başlayınca oyun hakimiyeti tamamen Trabzonspor’a geçti. Özellikle Cihan enerjisiyle takıma pozitif bir hava getirse de maçın penaltılara gitmesi için yeterli olmadı. Seri penaltılarda bir tecrübe abidesi Savic’in direkten dönen vuruşu ve boşa giden ilk 45 dakika Trabzonspor için Avrupa’ya veda etmesine neden oldu.
St. Patricks 23 yaş ortalaması ve yaklaşık 4 milyon Euro’luk kadro değerine sahip. Turu geçmiş olsalar İrlanda futbolunun Avrupa’daki en önemli başarılarından birini elde etmiş olacaklardı. Rakibinin 12 katı değere sahip Başakşehir ilk maçta deplasmandan 0-0’la ayrılarak avantajı elde etmişti.
DAHA AGRESİF OLMALIYDI
Rövanşta daha agresif daha baskılı bir Başakşehir izlemeyi isterdim açıkçası. Özellikle orta sahadaki oyuncuların üretken ve hareketli olmaması saman alevi gibi parlayıp sönen bir Başakşehir izlememize neden oldu. İlk yarıda zaman zaman yaptığı çıkışları ikinci yarıda daha da artıran Opoku o üretkenliği sağlayamayan orta sahanın ilacı oldu. Onun ortasıyla başlayan pozisyon Ömer Ali’nin golüyle tamamlandı. 82’de gelen ikinci golle Başakşehir, Konferans Ligi biletini kapmış oldu. Maç genel anlamıyla heyecandan ve futbolseverlere keyif vermekten uzaktı. Ancak önemli olan turu geçmekti.
Fulham altyapısında yetişen Opoku, 1.97’lik boyunun ve güçlü fiziğinin tüm avantajlarını maçta çok iyi kullandı. Bu performansını sürdürürse pek çok takımın dikkatini çekecektir.
HAMZA DA İYİ İŞLER YAPTI
Çağdaş Atan’ın altyapıdan getirdiği genç stoper Hamza da benzer işleri zaman zaman yaparak Opoku ile bu iyi bir ikili olacaklarının sinyalini vermiş oldu. Başakşehir, Konferans Ligi’nde oyunu tutup savunmada iyi işler yapacağını şimdiden gösterdi ancak hücumdaki eksikleri gördükçe olumlu bir tablo çizmek kolay olmuyor...
Los Angeles’taki futbolseverler artık İngiltere Premier Lig’i izlemenin benzersiz bir yoluna sahip. Geçen hafta Manchester United ile Fulham arasında oynanan maçı tribünlerde 73 bin 297 taraftar izledi. Ancak binlerce kilometre uzakta Los Angeles’taki futbolseverler muhteşem bir futbol deneyimi yaşadı. Kendisini “deneyimsel bir merkez” olarak tanımlayan Cosm Los Angeles, maçı mekanının içinde canlı olarak gösterdi. Sadece bir TV’de maçı izlemek yerine, 26.5 metrelik bir LED ekran, Cosm’un “ortak gerçeklik” olarak tanımladığı bir sistemle maçı sundu.
Taraftarlar sıradan bir mekanda değil adeta Old Trafford’un tam içindeydiler. Son derece etkili olan bu simülasyon sayesinde kamera, oyunun sahanın hangi bölgesinde oynandığına bağlı olarak açıları değiştirip, taraftarlara Premier Lig’i daha önce hiç olmadığı gibi izleme şansı verdi.
TOPÇULAR YİNE DURAN TOPLARLA VURACAK
Geçen sezon Premier Lig’in duran toplardan en çok gol atan takımı olan Arsenal (22 gol-penaltılar hariç) yeni sezonda da bu özelliğiyle etkili olacağa benziyor. Sezon öncesi hazırlık maçlarında Saliba, Gabriel ve Ben White üzerinden duran toplarda etkili olan Topçular, yeni transfer Riccardo Calafiori’nin de takıma katılmasıyla bu alanda daha da güçlendi. Takımın duran top setlerini çizen antrenör Nicolas Jover, Calafiori’nin güçlü fiziğini ceza sahasında bir kaos yaratması için kullanıyor ve bu sayede diğer oyunculara alan açılmasını sağlıyor.
Son Lyon maçında da bu testten başarıyla ayrılan Mikel Arteta ve ekibi yeni sezonda da duran topların en iyisi olmaya devam etmek istiyor.
POLONYA'NIN FUTBOLCU FABRİKASI LECH POZNAN
Çağdaş bir akademiye ve scouting ağına sahip olmak günümüz futbolunda başarıya ulaşmanın ‘olmazsa olmaz’ unsurlardan biri. Bu işi iyi yapan kulüplerden biri de Lech Poznan. Avrupa standartlarına göre mütevazı bir kulüp olan Polonya ekibi son 8 yılda oyuncu satışından 55 milyon Euro gibi hatırı sayılır bir rakam kazandı. Her yıl transfer bütçesi 5-6 milyon Euro seviyelerinde olan bir kulüp için bu gelirin tam anlamıyla bir servet olduğunu söylemek yanlış olmaz.