Zagor’un dostu dostumuzdur

Konu Zagor ise söze genellikle ünlü narasıyla “Ahyaaaak!” diye başlamak ve Baltalı İlah’ın ruhunu selamlamak gerektiğini düşünenlerdenim.

Haberin Devamı

Çocukluğunun tatlı hatıralarına “Teksas, Tommiks”ler ve dahi Teks, Mandrake, Kızılmaske, Kinowa, Mister No ve nicelerinin maceraları karışmış olanlar beni anlayacaktır.

Hepsini çok severdim; bu sevgim halen de sürer çizgi romanlara. Elbette bazılarını diğerlerinden çok sevdim. Benim iki “esas” kahramanım Zagor ve Teks idi.

Darkwood Ormanı’nda sevgili “fıçı”sı, yoldaşı Çiko ile yaşayan Zagor Tenay, yani Baltalı İlah’a, İtalyan çizgi roman dâhileri Sergio Banelli ve Gallieno Ferri 1961’de hayat vermiş, kahramanımızın Türkiye’ye ulaşması da pek gecikmemiş.

Zagor’un dostu dostumuzdur

Orhan Berent’in “Zagor 1-2, Türkiye’de Yayımlanan Maceralar Listesi” adlı kıymetli kitapçığı sayesinde, Zagor’un 1962’de kısa bir süre yayınlandığını ancak asıl başarısını 1970’te Tay Yayınları’na geçtikten sonra yaşadığını öğreniyoruz.

Haberin Devamı

Zagor ciltleri 1970’lerdeki ilgiyi görmese de hâlâ basılıyor, kaç kuşaktır okuyoruz siz hesap edin...

Peki nereden geldi konu Zagor’a?

Önceki gün öğrendim ki Zagor hem de bizim buralarda biraz güçlük yaşamış, ancak üzülmeyin, hikâyenin sonu güzel bitmiş.

Zagor’a sinemada can vermiş olan Levent Çakır (gerçek adı Şükrü Ocak), özellikle fantastik sinemamıza meraklı olanların yakından tanıyacağı bir isim.

Tam bir sinema emektarı olan Çakır, 1950’de Edirne’de doğmuş, bir dönemin meşhur akrobasi ustası “Kemiksiz Fatma”dan ders alarak akrobat olmuş ve yolunu Yeşilçam’a düşürmüş...

1967’de “Bozkurtlar Geliyor”da Fikret Hakan’la oynadıktan sonra 1971’de de ilk başrol gelmiş: “Zagor Kara Korsanın Hazineleri...”

Tarzının iyi filmlerinden olan Zagor Kara Korsanın Hikâyeleri’nde Zagor olduktan sonra Süper Adam, Maskeli Üçler, Yarasa Adam (Betmen), Kızılmaske gibi bu tarzın başka filmleri gelmiş ki; seyretmediğim yoktur...

Meşhur “seks filmleri furyası” sırasında Yeşilçam’dan uzaklaşan ancak yakın sayılabilecek geçmişe kadar çeşitli yapımlarda beliren Levent Çakır Edirne’de yaşamaya devam ediyor.

Haberin Devamı

Okuduğum haberde rahatsızlanınca apar topar kaldırıldığını, tedavisinin (COVID-19 değil) başarıyla tamamlandığını ancak refakatçi bulamayınca sıkıntıya düştüğünü ve eve dönemediğini öğrendim.

Neyse ki sıkıntı uzun sürmemiş, ara sıra ziyaret ettiği Edirne Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt’u arayıp “Eve gidecek arabam yok. Yasak var, minibüs yok. Bana bir yardımcı olun” demiş, Kurt devreye girmiş, Levent Çakır rahat bir şekilde evine dönmüş.

“Zagor’un dostu bizim de dostumuzdur” şiarıyla Ali Kemal Kurt’a teşekkür ediyor; Levent Çakır’a da uzun, sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum...

Zagor’un dostu dostumuzdur

FANTASTİK FİLM BİZİM İŞİMİZ

FANTASTİK filmler herkese uygun değildir; seveni çok fazla değildir, “dalga geçmek için” seyredeni, türe meraklı olandan fazladır desek yeridir.

Haberin Devamı

“B-Tipi” filmlere, ucuz prodüksiyon imkânlarıyla çekilmiş uçuk öykülere, süper kahramanlara, bin bir türlü canavara, kötü karaktere, uzay maceralarına, doğaüstü hadiselere niye merak duyulmaz hiç anlamam oysa...

Türkiye bu konuda “Dünyayı Kurtaran Adam”ın şöhretine ulaşamasa da pek çok klasiğe imza atmıştır neyse ki...

Birkaç tane önereyim ama sonra “Ne seyrettirdin bana?” demece yok, anlaştık mı? Ben severim, sevmeyeni de anlamaya çalışırım sadece...

YILMAYAN ŞEYTAN: Yönetmen Yılmaz Atadeniz’in kült filmi kalbimde 1 numaradır. “Tangayt” madeni peşinde karışan işler, Bakırbaş, titrek robot, Doktor Şeytan (Erol Taş) derken doyamadığım filmlerdendir. Klasiktir.

Haberin Devamı

KAPTAN SWING: Çok sevdiğim bir çizgi roman uyarlamasıdır. Bir ara televizyonda da yayınlandı 40 yılda bir de olsa. Kaptan Swing rolünde Salih Güney, rahmetli Süleyman Turan Gamlı Baykuş’u oynuyor... Çok iyidir.

BADİ: Vazgeçemediğim bir uyarlama. “E.T.”, bildiğimiz E.T. Türkiye’ye geliyor... Veda sahnesinde çocuğun uzaylı Badi’nin elini öpüp başına götürmesi filan... Seyredenler bilir kıymetini...

MASRAF OLMASIN, TEMİZLİĞİ DE YAPALIM

PANDEMİ sürecinde esnaf da haneler de el yakan elektrik faturalarından yanıp kavrulmuşken gelen habere bakın!

Erdoğan Süzer’in Sözcü’de yayınlanan haberine göre elektrik dağıtım ve tedarik şirketlerinin “temsil, ağırlama ve seyahat gibi keyfi harcamaları” 5 yıl daha elektrik faturalarına eklenecekmiş.

Haberin Devamı

“Efendim? Af buyur?” demiş olabilirsiniz benim gibi yeni duyanlardansanız.

Resmi Gazete’de yayınlanan iki tebliğe göre önümüzdeki 5 yıl daha bize yapacakları reklamın parasını da, seyahat masraflarını da, ağırlama faturalarını da faturaya yansıtacak elektrik şirketleri; yani biz ödeyeceğiz.

Bunu ancak şimdi öğrendiğime göre bence az bile yapmış olabilirler! Böyle müşteri varken temizliğe masraf etmesinler, gidip biz yapalım o işi de bari!

Yazarın Tüm Yazıları