Doğru söyleyen dokuz köyden kovulur mu?

Neyse ki artık doğru söyleyeni dokuz köyden kovmuyoruz Aksine, doğru söyleyeni sahipleniyor, örnek alıyor ve takdir ediyoruz. “Nerede canım, yok öyle bir şey” demeyin, bunun en güzel örneği son bir kaç aydır Amerika’da yaşanıyor.

Haberin Devamı

Mesela, Donald Trump’ın göçmen politikası karşısında Amerikalıların birbirine sahip çıkması… 

Meryl Streep gibi güçlü oyuncuların kalplerinden geçeni rahatça söyleyebilmesi… 

Normalde politikaya karışmayan büyük şirketlerin, korkmadan duruşlarını sergileyebilmesi…

Biliyorsunuz konu politika oldu mu, herkes elini taşın altına koymaz. Ancak çok özel kişiler ve markalar, büyük kitlelere hitap ettiklerinin bilinciyle, bu sorumluluğu sırtlayabilir, zarifçe taşıyabilir. 

MESELA NİKE

Nike, geçtiğimiz hafta “EŞİTLİK” adı altında bir video yayınladı. Filmde, LeBron James, Serena Williams, Michael B. Jordon ve Kevin Durant gibi çok başarılı sporcular yer alıyor. Filmin ana teması farklılıklara sahip çıkmak ve inancı ne olursa olsun, herkese eşit şans vermek.

Haberin Devamı

Doğru söyleyen dokuz köyden kovulur mu

Beni en çok etkileyen cümle; “Sizi davranışlarınız tanımlamalı, görüntü ve inancınız değil!” oldu. 

Ne kadar doğru değil mi? Doğru olanı, açık yüreklilikle paylaştığın için bravo sana Nike!

SEVGİ DİLDE BAŞLAR

Doğruyu paylaşan ve farkındalık yaratmak isteyen büyük şirketler bizim ülkemizde de var. Borusan’ın sevgililer gününde yayınladığı “İş Yaşamında Ayrımcılık İçeren Söz ve Davranışlardan Kaçınma" rehberi ve kendi çalışanlarının yer aldığı kampanya video’su, bu anlamda ayakta alkışı hak ediyor.

 Doğru söyleyen dokuz köyden kovulur mu

Kadın olmak zor. Ayrımcılık çok küçük yaşta başlıyor. “Evi dişi kuş kurar”, “erkekler akıllı kadın sevmez”, “kadın dediğin hep bakımlı olur”, “anasına bak kızını al” gibi saçma cümleler büyürken hep kulaklarımızda çınlıyor. 

İş hayatında ise hikaye bambaşka. Yeni evliyseniz, “aman sakın hemen çocuk yapma” derler, evli değilseniz “kafayı iş ile bozdun, evlen rahatlarsın” derler, kıyafetinize laf ederler, “paçoz” derler, “koca memeli” derler, “kezban" derler…

Haberin Devamı

Sadece erkekler değil, kadın - erkek birbirimizi etiketlemeyi, nedense, çok severiz.

Borusan, hazırladığı bu rehber ile, ayrımcı zihniyete karşı müthiş bir farkındalık yaratıyor. Kampanya video’sunun metnini olduğu gibi paylaşıyorum, hepimize ilham vermesi dileğiyle!

“Ben çalışanım. 

Buraya kimseye kendimi beğendirmeye gelmedim.

Ne fiziki özelliklerimle, ne de cinsiyetimle öne çıkmak isterim.

Yaşım da önemli değil, kıyafetim de…

Kadın olmam, erkek olmam, ne farkeder ki?

Yaptığım iş önemli değil mi?

Kimseyi etiketlemem.

Adam akıllı

Sözünün eri

Delikanlı kız

Adamın dibi

Dünkü çocuk

Dinazor

Amele gibi 

Çünkü ben çalışanım. Kimseyi etiketlemem.

Kral değilim, kraliçe arı değilim.

Haberin Devamı

Bayan mühendis hiç değilim.

Ben iş adamı değil, iş insanıyım.

Ben çalışanım.

Bana canım, hayatım, şekerim, güzelim, demeyin!

Bayan yönetici diyorlar bize, kadın olmak ayıp mı bu iş yerinde?

Mavi yaka, beyaz yaka ayırt etmeyiz. İki yakamız yan yana bizim.

Sevmek en önemli işimiz. İşte bir ve beraberiz.

Bakış açını değiştir.

DİL DEĞİŞİRSE, DÜNYA DEĞİŞİR.

Unutma, sevgi dilde başlar.

Yazarın Tüm Yazıları