Yepyeni bir Mabel Matiz geliyor!

Mabel Matiz  yaptığı her işe titizlenen, çok çalışan, farklı bir iş ortaya koymak için gayret veren bir sanatçı. Bugüne kadar yayınladığı her albümde, yaptığı her işte kendi farkını, kendisine yakışan tarzı imza gibi sunan bir ses. Yayınladığı 3 albümde kendi sesini, tarzını ve müziğini hepimize benimseten çok özel bir yorumcu, söz yazarı ve besteci.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan ‘Ya Bu İşler Ne’ şarkısı öylesine yenilik kokan, farklı bir çalışma olmuş ki, Mabel’deki değişimin ayak seslerini bize ipucu olarak taşıyor. ‘Ya Bu işler Ne’ sayesinde Mabel ile bir araya geldik. Hem yeni single’ı, hem pişmekte olan yeni albümü, hem de bütün bunların Mabel’deki yansımalarını en ince ayrıntısına kadar konuştuk.

 

Sürprizlerle hazır olalım, yepyeni bir Mabel Matiz geliyor, detaylarını şimdi Mabel’den dinleyelim:

 Yepyeni bir Mabel Matiz geliyor

‘Ya Bu İşler Ne’ ne kadar harika bir şarkı olmuş. Ne zaman yazdın, şarkının hikayesini biraz senden duyalım.

 

Haberin Devamı

‘Ya Bu İşler Ne’ zannediyorum geçen kış yazdığım bir şarkıydı.. Yeni albümün esas repertuarı da bu son 9 ayda ortaya çıktı zaten. O vakte kadar ahlayıp vahlanıyordum. Nasıl bir albüm olacak, şarkı yazamıyorum, ne anlatacağım diye düşünürken arka arkaya 5-6 tane çok önemli şarkı yazdım. ‘Ya Bu İşler Ne’ bunlardan biriydi.

 

Yeni albüm Anadolu’ya özgü Türk folk melodileriyle, biraz daha elektronik altyapıların birleştiği bir türde oluyor.  Son birkaç yıldır dans müziğine kendimi epey kaptırdım, bir yandan da aynı yoğunlukta Türkiye’yi Türkiye yapan melodilere, müzisyenlere daldım. Bu iki farklı türe konsantre olduğumdan albümü de, şarkıları da bu etkilerle hazırlıyorum. ‘Ya Bu İşler Ne’ de böyle bir ruh halinden ve müzikal hissiyattan ortaya çıktı.

 

Hikayesine gelecek olursak oldukça bireysel bir şarkı aslında. Nakaratında bu bireysellikten sıkılıp, “bırak bu işleri, bak dünyada neler oluyor, gezegeni başımıza yıktılar, senin kendi içinde kendini yiyip bitirdiğin mevzular aslında o kadar da büyük şeyler değil” diyorum. Ritmik ve heyecanlı bir şarkı olsa da, sözleri beni üzüyor (gülüyor).

 

Haberin Devamı

Kırgınım can özümden, yare buysa yol biter mi?’ derken aslında eskil bir yaradan söz ediyorum. Bu yük hayat boyu benimle kalacaksa, bununla nasıl baş edeceğim? şeklinde bir soru bu aslında.

 

‘Gök Nerede’ albümü için senle söyleşi yaptığımızda da böyle bir yaradan bahsetmiştin. Sanırım aynı konuya referans var yine?

 Yepyeni bir Mabel Matiz geliyor

Evet geçmişle olan mülakatım bitmiyor sanırım. Aslında albümün geneli de oraya bir referans gibi. Aile ilişkileri, çocukluk hikayeleri bu albümdeki şarkılarda çokça yerini buldu.

 

Şarkının kendisi ayrı olay, klibi apayrı bir olay. Senin de bu işte parmağın var diye düşünüyorum.

 

Bir süredir Anıl Can ile çalışıyoruz. Ruh ikizim, suç ortağım gibi bir şey oldu. Anıl’ın kafası, görsel zekası ve bilgisi inanılmaz. Çok basit fikirleri inanılmaz yaratıcı ve büyük işlere dönüştürebiliyor. Klipteki bütün o görsel dünya Anıl’dan çıktı. Her aşamada beraberdik, zaten klibi birlikte çektik. Ama onun etkisi ve katkısı çok büyük. Eğlenceli ve hafif, bir o kadar da alt metni dolu bir iş oldu. Birlikte ileride daha dev şeyler yapacağımıza inanıyorum.

 

Haberin Devamı

 KLİPTEKİ ÖZEL KAREOGRAFİ

 

Klibin bir bölümünde bir dansın var. Özel bir kareografiye benziyor, yanılıyor muyum?


Evet bu, arkadaşım Gizem Aksu ile birlikte hazırladığımız ve “ruhun dansı” olarak nitelediğimiz, birtakım ritüellerden oluşan küçük bir kareografi. Gizem çok beğendiğim ve etkilendiğim, önemli bir performans sanatçısı. Onun kendi performanslarından ve dansından çıkan enerji evrenle hep iletişimde, onu hep çok beğeniyordum. Bu yüzden klipte ona gittim, o da sağolsun çok ilgilendi, o kadar kısa bir zamanda harika bir şey ortaya çıkardı ve bana yaptırdı. Gizem aracılığıyla kendime yeni bir ifade aracı bulmuş gibi hissediyorum.

 

Seninle Mart 2015’te yapmışız en son röportajımızı. 2.5 sene geçmiş üzerinden. 2.5 senede Mabel kendisine ne aldı, nelerini değiştirdi. Kendi öz eleştirini yapacak olsan neler söylersin?

 

Haberin Devamı

Biraz daha rahatladım, bir şeyleri affetmeye yöneldim bence. Çok önemli bir mesele. Bi de daha az çabalamaya başlamış olabilirim genel olarak. Emin değilim. Hem kişisel, hem de müzikal anlamda kendimle ilgili olan bitenleri anlama, kabullenme eğilimindeyim, bu da beni hafifletiyor. İnsanın özellikle kendisiyle ilgili, sahip olduğu ya da olmadığı şeyleri kabullenmesi mevzusu, bence epey karmaşık bir durum.

 Yepyeni bir Mabel Matiz geliyor

‘MAVİ’NİN YOLCULUĞUMA KATKISI ÇOK


Geçen yıl Ah! Kosmos ile birlikte yaptığınız ‘Mavi’den beri sende bir farklılık var. O şarkıyı yayınladığında hiç konuşamamıştık. Nasıl çıktı bu fikir, şarkının hikayesini ve detaylarını senden biraz alabilir miyiz?

 

Haberin Devamı

Mavi benim için de, Başak Günak (Ah! Kosmos) için de çok özel bir şarkı. Boysan’ı ve Zeliş’i trafik kazasında kaybettiğimiz günlerde ben bir melodi yazdım bilgisayar başında. Synth’lerle yazdım bu melodiyi ve uzun süre bundan bir şarkı çıkar mı diye dinledim. Üstüne söz yazmaya çalıştım pek bir şey çıkmadı. Üzerinden 9-10 ay geçti ‘bundan Boysanlara bir şarkı yapalım mı?’ diye melodiyi Başak’a gönderdim. O da inanılmaz yükseldi fikre. Prodüksiyonu o sırtlandı, birlikte haftalarca çalıştık şarkıyı. Benim müziğime ve yolculuğuma çok önemli bir katkısı oldu ‘Mavi’nin. Farklı bir kapı açtı bana. Şarkı bittikten ve yayınlandıktan sonra Başak ile bir de klip çektik Berlin’de. Klipte Jenny Haack’ın performansına yer verdik. Çok dokunaklı bulduğum bir performans o da.

 

Yeni albüm için sanırım Sabi Saltiel ile çalışıyorsun. Her albümünde farklı prodüktörle çalışmak nasıl oluyor? Daha mı kolay, daha mı yaratıcı, daha mı zor? Bunu bilinçli mi yapıyorsun?

 

Bunu gerçekten zorlamıyorum ama bir şekilde öyle gelişiyor, ben de bu durumu zorlamıyorum (gülüyor). Bu albümde yine sevgili Can Güngör ile bir şeyler yapmak istedik ama vakitlerimiz uymadı. Albümün büyük bölümünü Sabi Saltiel ile yapıyoruz. 11-12 şarkıyı Sabi ile yaptık, ama bu sefer öncekilerden farklı olarak birden fazla prodüktör ile çalıştım. 2 şarkıyı Ambassadeurs Mark Dobson ile birlikte yaptık, 1 şarkıyı Ah! Kosmos ile, 1 şarkıyı Kaan Düzarat ve Cem Yıldız ile yaptık, ki o şarkının 2. bir versiyonu da var. Son anda ‘Pembe’ adıyla yeni bir şarkı yazdım, henüz onu kiminle yapacağım belli değil. Sevdiğim ve anlaştığım arkadaşlarımı bu albüme toplamış gibi oldum.

 Yepyeni bir Mabel Matiz geliyor

MAYA’ SONBAHARDA GELİYOR

 

Ne kadar sürdü albümün hazırlığı, sanırım bir yandan da hala devam ediyorsun?

 

Aynen, aranjmanlar kıştan beri devam ediyor. 18-19 şarkı var şu an, bir cd’ye sığmıyor albüm (gülüyor). Sanırım fiziksel albümün yanında birkaç şarkıyı da dijital bonus olarak yayınlayabiliriz, henüz ona karar vermedik. Albümün büyük bölümünü son 1 yıl içinde yazdım, 1-2 tanesi belki eskidir. Benim kendimle, hayatla ve dünyayla olan ilişkim yeni albümdeki şarkılarda hayat buldu. O yüzden de beni çok heyecanlandırıyor.

 

Albüm yayınlanmadan önce bir single daha yayınlanır mı?

 

Bu sene iki tane tribute albüm projesi vardı içinde yer aldığım. Konserler yine dolu dizgin devam ediyor o yüzden rutin koşturmalar içinde yeni albümün de hazırlıkları devam edince albümün tamamlanması için biraz daha işimiz var gibi. Tahminim daha fazla gecikmezse albümü sonbaharda yayınlamayı planlıyoruz. Eğer yetiştiremez gibi olursak belki bir single daha yayınlayabiliriz, ama benim niyetim Ekim gibi albümü çıkarmak.

 

Yazın başında yeni albümün adının ‘Maya’ olacağını açıklamıştın.

 

“Maya” annemin adı; albüm de anneme, aile, bağlarıma, çocukluğuma ve bütünde bütün ikili ilişkilerime ithaflarla dolu bir albüm. Bu yüzden bu adı verdim. Benim bu bağlarla olan ilişkimdeki kabullere, değişimlere, hafiflemelere referanslar var.

 

Peki şarkıları bu tema etrafında yazmayı baştan planladın mı? Yoksa yazdıkça mı albümün kendisi oraya doğru odaklandı.

 

Hiç hesapsız, kitapsız yazdım şarkıları. Kafamı kurcalayan konular söze döküldü diyebilirim. Onlar bir araya geldiğinde ise çocukluk, aile ve vatan temaları ortaya çıktı. Benim birebir bağımın olduğu bir tema, kendi kendine şarkılar aracılığıyla oluştu. Ben her ne kadar zaman zaman kendimden ya da bir şeylerden şikayetçi olsam da, benim özüm bu ve aslında beni var eden şey de bu. Benim şarkılarımın kaynağı burası, bu aile, bu ülke, bu topraklar. Albümün başlığı da öz yani ‘Maya’ oldu o sebeple.

 Yepyeni bir Mabel Matiz geliyor

‘MUHBİR’İN HİKAYESİ…


Gelelim ‘Muhbir’e. Sıla ile şarkınız bu yazın en çok konuşulan sürprizi oldu. Nasıl bir araya geldiniz? Şarkıyı nasıl birlikte yazdınız?

 

Gerçekten o benim için de bir sürpriz oldu (gülüyor). Biz 2 yıldır tanışıyoruz Sıla ile, o zamandan beri de hep bir iletişimimiz var. Birlikte şarkı yazma konusu da tanıştığımızdan beri aramızda konuştuğumuz bir şeydi. ‘Muhbir’in giriş sözlerini yazıp kalan melodileri mırıldanarak ona göndermiştim. Geçen yıl bu zamanlar Akyaka’daydım, konser sonrası gece yarısıydı. Sıla bana bir kayıt gönderdi, ‘Muhbir’in sözlerini tamamlayıp bir demo kaydetmiş. Onun sesinden dinleyince acayip etkilendim.

O zamandan beri de daha sık görüşür olduk, ‘Muhbir’ bizi daha yakın arkadaş yaptı, buna vesile oldu. Bu dönemde birkaç şarkı daha yazdık, ‘Maya’da onlardan biri daha olacak. Kıştan beri ‘Muhbir’i bir konserde birlikte söylesek diyorduk. Sıla’nın Harbiye Açık Hava konserleri serisi buna vesile oldu. Şarkıyı ilk defa söylediğimiz gece insanlara bu kadar dokunacağını hiç tahmin etmemiştim, hala da çok şaşkınım.

 

Son olarak ‘Maya’ ile başlayacak olan yeni yol için hayallerin neler?

 

‘Maya’ öyle bir yolu da ifade ediyor benim için. Bu albümde daha evrensel bir sound oluşturmaya çalışıyorum, çünkü genişlemek de istiyorum. Dünyanın birçok yerinde şarkılarımı söylemek istiyorum, şarkıların Türkçe olması hiçbir şeyi değiştirmiyor, çünkü duygunun ve gerçekliğin insanlara birebir geçtiğine inanıyorum. Bunun Selda Bağcan, Barış Manço, Erkin Koray gibi bir sürü örneği var. Bir başka örnek Gaye Su Akyol, dünya turnesinde epeydir, ne kadar özel bir şey yapıyor! Bütün bunlar çok anlamlı ve ilham verici... Ben de kendi müziğimle ilgili olarak özellikle 2018’de yurt dışı odaklı işler planlıyorum.

Söyleşi Fotoğrafları: Ebru Çatbaş

Yazarın Tüm Yazıları