Instagram nereye evriliyor?

Instagram yıllar içinde reklam sektörünün tüm dengesini değiştirdi.

Haberin Devamı


Herkesin kendi özel mecrası haline gelen, ünlülerin tahtını yerinden sallayan Instagram kullanıcıları özellikle yurtdışında dudak uçuklatan kazançlarıyla sosyal medyanın gücünü kanıtlayalı çok oldu.
Dışarıdan bakıldığında kolay ve keyifli gibi görünen ama işin aslına bakarsanız hayattan kopuk, sosyalleşmekten aciz, hayatını sosyal medya için yaşayan, ekran arkasında birçok psikolojik problem yaratan Instagram ve Tiktok gibi mecralar daha da ileriye gidip sizi gün boyu sisteme bağımlı hale getirmeye kararlı.
Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg, içerik üreticilerinin öngürülebilir bir gelir elde edebilmeleri için abonelik sistemini ABD’de test etmeye başladıklarını açıkladı.
Yani influencerlar’ı belli bir fiyat karşılığında abone olarak takip edebilme özelliği kapıda. Hem de bu ücreti hesap sahibi belirleyecek. Bunu aynı şekilde Tiktok’ta da göreceğiz.
Sosyal medya pratikleri ve algoritmaları çok farklı ve bence tehlikeli boyutlara doğru evriliyor.
Pandemi ile birlikte sosyal medyanın, online geçen saatlerin ve dijital üretimin ciddi derecede arttığını yaşayarak gördük.
Önceden sosyal medya çoğunlukla paylaşımı kolaylaştırmakla ilgiliydi ama artık işin içine internet ekonomisine sahip olma fikri girdi.
Tüm sistem, kullanıcılara etkileşimleri ve gönderileri için ödeme yapılan yeni blockchain tabanlı sosyal platformlar tarafından yeniden şekillenmeye başladı.
Diğer taraftan ise Meta, büyük adımlarla giyilebilir teknolojiye doğru ilerliyor. Yani yakın gelecekte giydiklerimizden gittiğimiz yerlere, hatta çektiğimiz selfie’lere kadar içerik satın alabilecek duruma geleceğiz.

NFT VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Bir yandan da modanın NFT ve sürdürülebilirlik ile mücadelesi var.
Kısacası dijital ortamdan çıkmanın ve insan mekanizmasının robotlaşmaya doğru ilerlemesinin önüne geçmenin çok zorlaştığı dönemlere giriyoruz.
Moda dünyasının sınırlarını yeniden şekillendiren ve teknolojinin sunduğu en son olanakları kullanma imkanı veren NFT’ler, çevreye olan etkileriyle ayrı bir tartışma konusu zaten.
Yeniliklerin öncüsü olmak için birbiriyle yarış içinde olan markalar, NFT kullanmaya başlamaları ile birlikte sürdürülebilirlik konusundaki çalışmaları ve vaatleri ile çelişkiye düşüyorlar çünkü markaların 10 yıllık süreç içinde ortaya koydukları sürdürülebilirlik planlarına zıt bir durumla karşı karşıyalar.
Gucci’nin teknoloji stüdyosu Wanna ile ortaya çıkardığı ilk dijital tasarım marka işbirliği olan sneaker’ları sınırsız sayıda ve uygun fiyatlı olması sebebiyle Z kuşağından büyük ilgi gördü.
Bunun satışları ise kripto paralarla yapıldı. Evet, NFT’nin moda dünyasının başa bela sorunu olan yüksek miktarda tekstil atığı gibi fiziksel zararı yok ama NFT’lerin bağlı olduğu teknolojik sistemlerin ihtiyaç duyduğu enerji tüketimi tekstil atığından daha büyük iklim krizine yol açabilir.
Çünkü Etherium, Bitcoin adındaki kripto paralar Kazakistan’ın enerji kullanımına neredeyse eşit ve yıllık karbon salınımları ise Bulgaristan’ın yıllık salınımlarıyla karşılaştırılabilir seviyede. Kısacası markaların halihazırda bulunan çevrecilik planları karşısında içinde bulunmaya çalıştıkları NFT dünyası, istedikleri adımı atmalarını engelliyor. Engellemeli de!
Gucci’nin dijital sneaker’larının satışı sonrası aldığı büyük tepkileri düşünürsek sürdürülebilirlik planlarına, NFT’yi nasıl daha sürdürülebilir ve doğa dostu kılabileceklerini bulmadan bu dünyaya adım atmaları pek hoş karşılanmayacak.
Şahsen üzüldüğümü söyleyemeyeceğim. Çünkü kaş yapalım derken göz çıkarmaya bu dünyanın daha fazla tahamülü yok.

Yazarın Tüm Yazıları