Hande Can

Black Mirror ve Matrix

13 Mart 2024
Uzun zamandır İstanbul’dan uzak, Güney Afrika’da hayatımın en güzel günlerini geçiriyorum.

Buradaki son derece sakin, kolay ve keyifli yaşantı üzerine çok kısa süreliğine geldiğim İstanbul’un o yoğun enerjisi bir kez daha gerçekten “Black Mirror” dizisi doğruymuş dedirtti.
Sadece Instagram üzerinde dönen yaşantı, etkileşim uğruna girilen haller, beğeni uğruna her geçen gün en son çıkan çanta, kıyafet veya mücevheri almak için yarışan kredi karttı limitleri, sanki çok samimiymiş gibi 1 saniyelik selfie sonrası hiç konuşmadan arkasını dönüp giden insanlar, sadece etkileşim üzerine yapılan sosyal konuşmalar, “beğeniyoruz ama etkileşimi düşük” diye çalışmıyoruz diyen ajanslar, TikTok’lar, YouTube’lar gerçekten İstanbul’da hayat “Black Mirror” sahnesine dönmüş.
Koşarak geri döndüm.
Kafesteki tekerleğinde sonsuzca dönen zavallı hamsterlara dönüştürüldük maalesef ve kesinlikle farkında değiliz. Sanki gerçekten “Matrix”teyiz de...
Sanmayın ben de bu düzenin içinde değilim.
Benim ki daha da acı vereni.
Şurubu içmeyi reddeten çocuğun burnunun kapatılıp şurubu zorla ağzına boca eden ebeveynler gibi, tüm isyanıma rağmen bu sistemin içinde kalmak zorunda olan ve o şurubu kesinlikle içmek istemeyen çocuk gibiyim anlayacağınız.

Yazının Devamını Oku

İslami İlham ve Modern Tasarım Sergisi

28 Şubat 2024
Geçen hafta Louvre Abu Dhabi’de Maison Cartier’nin desteğiyle “Cartier, Islamic Inspiration and Modern Design” (Cartier, İslami İlham ve Modern Tasarım) sergisi yapıldı. Serginin hikâyesini anlatayım...

20’nci yüzyılın başlarında Paris’te Doğu ile Batı’yı birleştiren İslam sanatlarının, Fars ve Hindistan kökenli el yazmalarının ve resimlerinin olduğu sergiler, Cartier kurucusunun torunu Louis Cartier’nin ilgisini çeker.

Louis Cartier, Maison Cartier’nin kütüphanesini İslam sanatları ve mimarisine adanmış yayınlarla zenginleştirir.

Bu kişisel seçki, önce kapsamlı bir İslami sanat koleksiyonuna, ardından 1910’larda Maison’un çatısı altında üreten tüm tasarımcılar için de sonsuz bir esin kaynağına dönüşür.

Öyle bir esin kaynağı ortaya çıkmıştır ki, Louis Cartier’nin değerli taşlara tutkulu küçük kardeşi Jacques Cartier, 1911 yılında rotasını Doğu’ya çevirmeye karar verir.

Mimariden edebiyata her disiplinde kendini gösteren İslam sanatının incelikleri, desenleri ve şekilleri, Maison’un çatısı altında yeniden şekillenir, boyut kazanır ve modern bir sanatsal ifadeye evrilir.

Cartier, Islamic Inspiration and Modern Design (Cartier, İslami İlham ve Modern Tasarım) sergisinin kökleri işte bu tarihe dayanıyor.

Sergide İslam sanatının başyapıtlarından mücevherlere, çizimlerden tasarım eskizlerine, minyatürlerden dokumalara, fotoğraflardan arşiv malzemelerine 400’ü aşkın nesne sunuluyor.

Yazının Devamını Oku

Dünyanın en ünlü 40 kadınıyla tarihe geçecek Vogue kapağı

13 Şubat 2024
2017 yılında Vogue’un ilk siyah genel yayın yönetmeni olarak tarih yazan Afrika kökenli Edward Enninful, Conde Nast’ta yeni bir global göreve geleceği için yine tarih yazarak genel yayın yönetmenliğine veda etti.

Yönetimde olduğu süre boyunca farklı zamanlarda kapak olmuş 40 ünlü kadını, hepsinin yoğun programlarına rağmen bir araya getirerek şu ana kadar yapılmayanı yapmayı başardı.
Hepsine tek tek yazdığı kişisel notla davet gönderen Enninful, 6 saatlik çekim süresinde herkesin arşivinde olması gereken bir sayı çıkardı.
Çekimde Victoria Beckham’dan Salma Hayek’e, Cindy Crawford’dan kızı Kaia Gerber’e, Miley Cyrus’tan Oprah Winfrey’e, Linda Evangelista’dan Kate Moss’a birbirinden ünlü ve başarılı isim dayanışma örneği göstererek bir araya geldi.
Meksika’dan, Milano’dan, Londra’dan, Paris’ten ve dünyanın farklı destinasyonlarından kendi masraflarını karşılayarak New York’a gelen ünlüler, gelmiş geçmiş en güzel vedaya da ortak olmuş oldu.
Eminim ki her genel yayın yönetmeninin hayali olan bu kapak daha güzel yapılamazdı.

Gap’in yeni kreatif direktörü: Zac Posen

Hazır Vogue demişken, efsanevi Anna Wintour’un ilk günden beri desteklediği, sadece 22 yaşındayken ilk defilesini yapan moda sektörüne görkemli bir giriş yapan ve Oscar törenlerinde Hollywood glamour’unu en iyi yansıtan isimlerden biri olan Zac Posen, GAP’in kreatif direktörü olarak şirketin başına getirildi.

Yazının Devamını Oku

John Galliano Paris Couture Haftası’na damgasını vurdu

30 Ocak 2024
2011 yılında sarhoşken Nazi paylaşımı yapan John Galliano, Dior’un kreatif direktörlüğünden indirilmiş ve moda dünyası tarafından aforoz edilmişti.

Moda dünyasının büyük yeteneklerinden biri olan John Galliano, Maison Margiela’nın mirasına yeni bir anlam katmak için moda evinin kreatif direktörü olarak döndü ve Paris Couture Haftası’na yıllarca akıllardan silinmeyecek bir defileyle damgasını vurdu.
Vizyoner ve geleneklere uymayan kimliğiyle abartısız ihtişama veda edip, savurganlığa merhaba dediği, Tim Burton film sahnesini andıran defile alanıyla 1920’lerdeki Paris gece hayatına muhteşem bir hatırlatma yaptı.
Galliano bu defileyle sanatçılığının tüm ihtişamını kullandı.
2000’lerin başında defilelerinde sıklıkla kullandığı bebek görünümlü yüzler ve süper ince kaşlar (evet bunu daha önce de belirtmiştim, ince kaşlar hızlı bir şekilde geri dönüyor) efsane Pat McGrath tarafından gerçekleştirilmiş.
Tiyatro yoluyla sunulan defile, sıfır bedenliğin yeniden ön plana olmasına karşılık arka planda kaybolan kadın silüeti üzerine kurgulanmış.
Kısacası Galliano abartılı göğüsler ve kalçalarla, bele oturan 20’lerin sımsıkı korseleriyle kadınların gerçek varlığını gözler önüne sererek sanatçılığının en üst noktada olduğu olağanüstü bir koleksiyonla “döndüm” demiş oldu.
Uzun zamandır beni bu kadar heyecanlandıran bir defile olmamıştı.

Yazının Devamını Oku

Erkek modası

23 Ocak 2024
2024-2025 Sonbahar/Kış Erkek Moda Haftası tüm hızıyla devam ederken, Paris ve Milano’dan izlediğimiz defileler sonrası ortaya çıkan trend raporları sonucu Gen Z’nin en çok erkek markalarını etkisi altına aldığını görüyoruz. Gelecek sezonla birlikte erkekler unisex tasarımlarda altın çağını yaşayacak.

Yeni dönem, değişikliğe ve bu yeni düşünce biçimine alışkın olmayan, “Erkekler, erkek gibi giyinmeli” zihniyetinin kendini en çok hırpalayacağı sezon olacak.



24/25 Sonbahar Kış trendinin en önemli alt metni ise şu: Kadın-erkek ayrımı hızlı bir şekilde ortadan kalkıyor.
Şimdiye kadar erkek tasarımlarından kendine birçok parça bulmayı başaran biz kadınların tasarımlarına ve gardıroplarına artık erkekler de ortak oluyor.
Farkındaysanız birkaç sezondur podyumlarda sıklıkla gördüğümüz topuklu ayakkabı ve bot skalası artık tüm erkek markalarına yayılmış ve bu konuda Saint Laurent tasarımları en çok tercih edilen markayken Marc Jacobs’ın instagram hesabında yer verdiği balerinalar bu sezon erkek moda haftasının en kilit parçası oldu. Yani babetler bize özel olmaktan çıkıp artık erkeklerin de gardırobunda yer alan en önemli parça olarak unisex hale geliyor.
Birkaç sezondur kadın moda haftasından çok daha popüler hale getirilen erkek moda haftasının “cinsiyetsizlik” kavramına hız verileceğinin en büyük göstergesiydi. 2 sezon içinde de çok ciddi adımlar atıldı.

Yazının Devamını Oku

Hep aynılık cehenneminden kaçış

16 Ocak 2024
Geçenlerde Kore doğumlu, kültür eleştirmeni ve filozof Byung-Chul Han’ın kitabında yazan bir cümleye fena halde takılı kaldım.

Sonraki satırlara bakamadım bile.

Yıllardır içinde olduğum hissin adını Chul Han koymadı başardı: Hep aynılık cehennemi.

Moda sektöründe eskisi gibi dahi tasarımcı çıkmamasından, trendlerin yenilik değil eskilerin güncel kopyası olmasından, herkesin aynı şeyi giymesinden, herkesin kendi yorumundan çekinip başkalarının replikası olmasından sanırım artık his olarak çok sıkıldım.

Uzaktan birini gördüğümde en az beş kişiye benzetip, ancak yakınıma geldiğinde kim olduğunu anlıyorsam, farklılaşma ihtiyacı çoktan ortaya çıkmıştır değil mi...

Ben her zaman, her ortamda kara koyun olsam da dışarıdan kendime şeffaf gözle bakınca bu düzenin bir parçası olduğumu inkâr edemem. Çıkmaya çalıştıkça daha da içine çeken girdap gibi hepimizi büyük bir hızla yutuyor bu durum.

Ne mutlu ki bir süredir uykuya yatırdığım eski renkli tarzımı yeniden ortaya çıkarabilmeyi başardım. 

Neden biliyor musunuz, çünkü sosyal medyada mümkün olduğunca az vakit geçirmeye, sadece işimle ilgili olanları okuyup, kişilere hiç bakmamaya başladım.

Kendi stilimin DNA’sı geri gelmeye başladıkça trend raporlarının benimle konuştuğu dili de değişti.

Yazının Devamını Oku

2024 kayak modası

9 Ocak 2024
Kar tam olarak istenilen yoğunlukta olmasa da dağlarda sezon başladı. Yurtdışında ‘it girl’lerin verdiği pozların dünyanın her yerinden influencer’lar tarafından aynı şekilde paylaşılmasına ramak kaldı diyebilirim.

Hatta şimdiden birkaçında görmeye başladık bile. Bu demek oluyor ki birkaç hafta gündemimizde hele ki sömestr tatiline sayılı günler kalmışken kayak modası yükselen trend olacak.
Ülkemiz de dağa genellikle kaymak veya spor için değil, karlı defile podyumu olarak bakıldığı için meşhur Apres-Ski partilerinde rekabet, pistlerden çok daha fazla.
Kayak kıyafetleri soğuğa dayanıklılık açısından teknik malzeme ve üstün işçiliğe dayalı tasarımlardan oluştuğu için eskiden markalar tarafından stil sahibi olmak ikinci planlaydı.
Tabii tüketicinin değişim rüzgârı kayak koleksiyonlarının da bakış açısını değiştirdi. Hatta tasarımı birinci planda tutmaya karar veren markalar özellikle sosyal medya sonrası yüksek modanın gözdesi markası olmayı başarıp, ön plana çıkıyor.
Bu sene dünyaca ünlü markalar stil sahibi görünüm için birbirleriyle yarış halindeler ve hiç olmadığı fazla marka iş birlikleri ve zengin koleksiyon seçkisiyle kayak sezonuna bomba girdi girdiler.
Tasarımlarda kısa ceketlerden tutun, rafine kesimlere, monokrom tasarımlardan, örgü detaylara kadar birçok farklı seçenek mevcut.

Yazının Devamını Oku

2024 ile modanın değişim rüzgârı başlıyor

2 Ocak 2024
2024 ile birlikte modada değişim rüzgârları esmeye başlıyor. Uzun zamandır etkisi altında olduğumuz spor görünümlü parçaların hâkim olduğu athleisure trendi nihayet etkisini kaybetmeye başlayıp yerini klasik parçalara bırakmaya hazırlanıyor. Asla söylemekten vazgeçmeyeceğimiz “Trendler gelip geçici, asıl olan stildir” cümlesi bir kez daha başrolde.

Zamansız parçalar, yatırımlık parçalardır ve evet, her zaman pahalılardır ama bir kere aldıktan sonra çok uzun yıllar giyilir.

Göz aşinalığından ve biz kadınların meşhur maymun iştahlılığından dolayı aynı şeyi giymekten sıkılıp belli bir süre sonra o parçaları dolabın arkasına saklarız. Ama sonra o parçalar değerli bir mücevher gibi yeniden gözlerimizi kamaştırır.

İşte şimdi dolabın arka tarafında sakladığınız kıyafetlere göz atmanın tam zamanı.

Asalet, zarafet ve sofistike stilin anahtar parçası olan kolej görünümleri, minimalist parçalar, retro ve kadınsı silüetler, puantiyeler, feminen kadınlar, danteller radikal bir şekilde geri dönüyor.

Vintage ve ikinci el mağazalara yönelmenin, markaların yıl sonu indiriminden klasik parçaları toplamanın, birbirinizle gardıropları takas etmenin tam zamanı.

 Elbiselerde, takılarda, aksesuvarlarda fiyonk detayını oldukça fazla göreceğiz.

 Heykelsi silüete sahip takım elbiseler sezonun olmaza olmazı olacak.

Yazının Devamını Oku