Hande Can

Hep aynılık cehenneminden kaçış

16 Ocak 2024
Geçenlerde Kore doğumlu, kültür eleştirmeni ve filozof Byung-Chul Han’ın kitabında yazan bir cümleye fena halde takılı kaldım.

Sonraki satırlara bakamadım bile.

Yıllardır içinde olduğum hissin adını Chul Han koymadı başardı: Hep aynılık cehennemi.

Moda sektöründe eskisi gibi dahi tasarımcı çıkmamasından, trendlerin yenilik değil eskilerin güncel kopyası olmasından, herkesin aynı şeyi giymesinden, herkesin kendi yorumundan çekinip başkalarının replikası olmasından sanırım artık his olarak çok sıkıldım.

Uzaktan birini gördüğümde en az beş kişiye benzetip, ancak yakınıma geldiğinde kim olduğunu anlıyorsam, farklılaşma ihtiyacı çoktan ortaya çıkmıştır değil mi...

Ben her zaman, her ortamda kara koyun olsam da dışarıdan kendime şeffaf gözle bakınca bu düzenin bir parçası olduğumu inkâr edemem. Çıkmaya çalıştıkça daha da içine çeken girdap gibi hepimizi büyük bir hızla yutuyor bu durum.

Ne mutlu ki bir süredir uykuya yatırdığım eski renkli tarzımı yeniden ortaya çıkarabilmeyi başardım. 

Neden biliyor musunuz, çünkü sosyal medyada mümkün olduğunca az vakit geçirmeye, sadece işimle ilgili olanları okuyup, kişilere hiç bakmamaya başladım.

Kendi stilimin DNA’sı geri gelmeye başladıkça trend raporlarının benimle konuştuğu dili de değişti.

Yazının Devamını Oku

2024 kayak modası

9 Ocak 2024
Kar tam olarak istenilen yoğunlukta olmasa da dağlarda sezon başladı. Yurtdışında ‘it girl’lerin verdiği pozların dünyanın her yerinden influencer’lar tarafından aynı şekilde paylaşılmasına ramak kaldı diyebilirim.

Hatta şimdiden birkaçında görmeye başladık bile. Bu demek oluyor ki birkaç hafta gündemimizde hele ki sömestr tatiline sayılı günler kalmışken kayak modası yükselen trend olacak.
Ülkemiz de dağa genellikle kaymak veya spor için değil, karlı defile podyumu olarak bakıldığı için meşhur Apres-Ski partilerinde rekabet, pistlerden çok daha fazla.
Kayak kıyafetleri soğuğa dayanıklılık açısından teknik malzeme ve üstün işçiliğe dayalı tasarımlardan oluştuğu için eskiden markalar tarafından stil sahibi olmak ikinci planlaydı.
Tabii tüketicinin değişim rüzgârı kayak koleksiyonlarının da bakış açısını değiştirdi. Hatta tasarımı birinci planda tutmaya karar veren markalar özellikle sosyal medya sonrası yüksek modanın gözdesi markası olmayı başarıp, ön plana çıkıyor.
Bu sene dünyaca ünlü markalar stil sahibi görünüm için birbirleriyle yarış halindeler ve hiç olmadığı fazla marka iş birlikleri ve zengin koleksiyon seçkisiyle kayak sezonuna bomba girdi girdiler.
Tasarımlarda kısa ceketlerden tutun, rafine kesimlere, monokrom tasarımlardan, örgü detaylara kadar birçok farklı seçenek mevcut.

Yazının Devamını Oku

2024 ile modanın değişim rüzgârı başlıyor

2 Ocak 2024
2024 ile birlikte modada değişim rüzgârları esmeye başlıyor. Uzun zamandır etkisi altında olduğumuz spor görünümlü parçaların hâkim olduğu athleisure trendi nihayet etkisini kaybetmeye başlayıp yerini klasik parçalara bırakmaya hazırlanıyor. Asla söylemekten vazgeçmeyeceğimiz “Trendler gelip geçici, asıl olan stildir” cümlesi bir kez daha başrolde.

Zamansız parçalar, yatırımlık parçalardır ve evet, her zaman pahalılardır ama bir kere aldıktan sonra çok uzun yıllar giyilir.

Göz aşinalığından ve biz kadınların meşhur maymun iştahlılığından dolayı aynı şeyi giymekten sıkılıp belli bir süre sonra o parçaları dolabın arkasına saklarız. Ama sonra o parçalar değerli bir mücevher gibi yeniden gözlerimizi kamaştırır.

İşte şimdi dolabın arka tarafında sakladığınız kıyafetlere göz atmanın tam zamanı.

Asalet, zarafet ve sofistike stilin anahtar parçası olan kolej görünümleri, minimalist parçalar, retro ve kadınsı silüetler, puantiyeler, feminen kadınlar, danteller radikal bir şekilde geri dönüyor.

Vintage ve ikinci el mağazalara yönelmenin, markaların yıl sonu indiriminden klasik parçaları toplamanın, birbirinizle gardıropları takas etmenin tam zamanı.

 Elbiselerde, takılarda, aksesuvarlarda fiyonk detayını oldukça fazla göreceğiz.

 Heykelsi silüete sahip takım elbiseler sezonun olmaza olmazı olacak.

Yazının Devamını Oku

2024 trendlerinin başrol oyuncusu olmak ister misiniz?

26 Aralık 2023
Sosyal medyada gördüğünüz, filtrelerden, ışıklardan ve photoshop app’lerinden geçirilmiş sahte gerçeklikle yaratılan güzellik algısı birçok kişinin psikolojisini yerler bir etmiş durumda. 2023 yılını uğurlarken farklı bir bakış açısıyla 2024 trendlerini yazmak istedim size...

Biliyorsunuz moda ve trendler, ortalama 10 senelik zaman dilimleriyle kendini tekrar eden bir döngü içinde yok olup sonra yeniden ortaya çıkabiliyor.
Mesela bir daha asla geri dönmeyeceğini dumduğumuz ‘ince kaş’ modası geri dönme sinyalleri vermeye başladı bile...
Bella Hadid, Kylie Jenner veya Hailey Bieber’in kaşlarını birazcık daha incelterek dünya çapında trend haline getirilmesi an meselesi. Birkaç moda fotoğrafıyla da desteklendi mi artık tamamdır...
Sokakta çoğunluk incecik yay gibi kaşlarla dolaşırken, bu moda TikTok’ta trend olan içeriklerle desteklenecek, takip ettiğiniz influencer’lar o gündem çoktan yaratıldığı için kendini bu trendin içine atacak ve gerçekleştirilmesi istenen senaryo tıkır tıkır çalışacak.
Anlayacağınız sanal güzellik standartları başkaları tarafından belirlendiği haliyle aynı düzen içinde devam edecek ve o trende uymak için size dayatılan algıyı isteyerek yerine getirmeye gönüllü olacaksınız. Olmayın!
Tüm okuyucularıma bir sorum var. 2024 yılında trendlerin neresinde yer almak istiyorsunuz?
Mesela benim mottom sadece kendi trendimi takip etmek. Yılbaşı yaklaşıyor diye fotoğraf karelerinde gündem olan kırmızı çorapları trend olduğu için değil, zaten gardırobunuzda yer aldığı için giyinilmesi gerektiğinden bahsediyorum.

2024 trendlerine geçecek olursak...

Yazının Devamını Oku

Mutlu ilişkinin sırrı, iki kapı mı

12 Aralık 2023
Benim için iyi oyuncu dendiğinde aklıma hemen Meryl Streep, Helen Mirren, Helen MirrenKate Winslet, Anthony Hopkins, Leonardo DiCaprio gibi epik isimler gelir.

Oynadıkları filmelerin hepsinin senaryosu birbirinden güzel, oyunculukları ise harika. Sırf sevdiğim oyuncu var diye senaryosuna, yönetmenine bakmadan izlediğim çok sayıda film var haliyle. Türk yapımı filmleri sevip sevmediğim çok soruluyor.
Bu soru benim için New York, Paris, Milano Moda Haftası ile İstanbul Moda Haftası’nı karşılaştırmamı istemek gibi bir şey.
Genelde yerli yapımları izlemeyi tercih etmiyorum çünkü beni senaryoya bağlayacak kadın veya erkek oyuncuyu hemen hemen hiç bulamıyorum. Bu tabii tamamen benim kişisel fikrim ama geçen gün çevremden de olumsuz yorum aldığım “İstanbul İçin Son Çağrı” filmini izledim.
Aslına bakarsanız birçok kişinin aksine, genelde oyunculuğunu beğenmiyor olsam da Beren Saat’in oyunculuğuyla senaryosunu çok beğendim. Evliliği, kadın erkek ilişkisini, günümüz ilişkilerini reel ele alan bir film olmuş.
Evlenmiş boşanmış, neredeyse 43’üne girmek üzere ve 15 yaşında oğlu olan bir kadın olarak kendi mutlu ilişki formülümün iki farklı kapı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Çiftlerin birbirinin hayallerine destek olmamasını, kıskançlığı, prototip düşünce yapısını ve toplumsal kodları son derece bencilce buluyorum.
Kapının yanında duran valizlerin istenildiği an alınıp çıkılabilme özgürlüğüne sahip olunan, isteyerek orada kalma hissini seviyorum.

Yazının Devamını Oku

Yapay zekâ moda ve film sektörünü bitirecek mi?

28 Kasım 2023
Sevgili Serra Türker’in kurucusu olduğu ve benim de çok sevdiğim Türk markalarından biri olan Misela, 15 yıllık serüvenini “Crafting Realms” sergisiyle kutladı.


Yönetmen Alphan Eşeli’nin vizyonuyla, Misela’nın zanaatkârlığını yaratıcılıkla buluşturan “Crafting Realms” sergisinin çekimleri AI teknolojisiyle yapıldı.
Bu proje bizi nasıl bir gelecek beklediğinin ön gösterimi aslında.
Fotoğraflarda gördüğümüz her bir detay bilgisayar ortamında yaratılmış.
Hiçbir mekân ve çekimde kullanılan model gerçek değil ama çekimdeki modellerin yüzlerine bakınca aslında ‘ben bu kadını bir yerden tanıyorum, kimdi bu kadın’ diyorsunuz.
Aynı şey sokaklar veya mekânlar için de geçerli. Sanki daha önce geçtiğiniz bir sokakta çekilmiş gibi ama aslında öyle bir mekân yok. Ama bakınca hepsi o kadar gerçek ki...
Korkutucu olan da bu zaten.

Yazının Devamını Oku

Vestiaire hızlı modaya savaş açtı

21 Kasım 2023
Dünyanın büyük ikinci el sitelerinden biri olan Vestiaire, tekstil sektörünün kirli yüzüne ve hızlı modaya savaş açmış durumda.

Agresif bir şekilde ardı ardına yayınladığı ilgi çekici reklamları ve “Black Friday” yerine “Better Friday” içerikleriyle sektöre ve tüketim çılgınlığına baş kaldırmış durumda.

Geçen yıl hızlı modanın önemli markalarına ambargo uygulayarak sitelerinde satış yasağı koymuşlardı.

Uyguladıkları ambargo sonrası yayınladıkları basın açıklamasında,  yasaktan etkilenen üyelerin yüzde 70’inin daha kaliteli ürünler almak için platforma geri döndüğünü, bundan aldıkları cesaretle tüketim alışkanlıklarını değiştirmek için şirketin bu yılki ambargo inisiyatiflerini ikiye katlayacaklarını belirttiler.

Daha fazla markanın ambargoya tabii tutulacağının tartışmalara yol açacağını web sitelerinde belirtmiş olmalarına rağmen geri adım atmayarak döngüsel ekonomi yaratma kararlılıklarını vurguladılar.

İklim krizinin hızlanması ve her yıl çöpe atılan milyonlarca tonluk tekstil atığının çığ gibi büyüyerek artması, modanın çevresini azaltmayı imkânsızlaştırıyor.

Vestiaire’nin amacı hızlı modaya son vermek...

Bu her ne kadar imkânsız olsa da çabaları güzel.

Black Friday zamanlarında, alışverişi ‘ikinci el’le değiştirmeye teşvik eden

Yazının Devamını Oku

İskandinav tasarıma yeni vizyon

14 Kasım 2023
Dekorasyondan tekstile, mobilyadan otomobile İskandinav markaların yalın çizgisine, sürdürülebilir odaklı olmalarına, tasarımlarında ilhamı çoğunlukla doğadan almalarına ve her yerde sıklıkla kullandıkları ikonik pantone tonlarının zarafetine uzun yıllardır büyük bir hayranlığım vardır.

Az çoktur diye tanımlanan “less is more” İskandinav tasarımlarının ve zihniyetinin ana yasasıdır desek yalan olmaz.
Elimden geldiğince sadeleşmeye ve yavaş hayata geçmeye çalışan ben, İskandinav yaşam biçimine ancak bebek adımları hızında adapte olabiliyorum.
Markaların gençleşme yolculuğunu okuyorum, dinliyorum ve bazen o yolculuğu tecrübe ediyorum sonuç hep aynı yere çıkıyor.
Gençleşmek ve yeni nesle hitap etmek için çıkılan yolda, genç zihinlere teslim olundukça başarı oranı artıyor.
Geçen hafta Volvo Cars’ın SUV modeli, tam elektrikli Volvo EX30 tanıtımı için Barcelona’daydım.
Tanıtımda en çok ne dikkatimi çekti biliyor musunuz?
Dış tasarımdan iç tasarıma ekibin çoğunluğunun kadınlardan oluşması ve yaş ortalamasının 30 yaş civarında olması.

Yazının Devamını Oku