Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim

Çocukluğum dahil anne-baba evinde yaşadığım tüm yıllar boyunca ebeveynlerimden duyduğum en önemli cümlelerden biri de ‘Sana inanıyor, güveniyoruz ama arkadaş çevrene dikkat et!’ oldu. Ben o zamanlar bu söylemin gerçek nedeninin güvensizlik olduğunu düşünsem de karşılaştığım bir yazı konuyu daha iyi anlamama neden oldu. O yazı şöyle diyor: “Arkadaş çevresi beyin gelişiminde etkili. Hem de her yaşta. ”Ne demek bu? Sosyal iletişimin beyne etkisi nedir? Sordum.

Haberin Devamı

ARKADAŞ ÇEVRESİ BEYİN GELİŞİMİNDE ETKİLİ

NÖROLOG, Dr. Sevda Sarıkaya Washington’da yaşıyor. Sosyal medyadaki paylaşımlarını okumaktan keyif aldığım hocalardan biri. Şöyle bir yazı paylaştı: “Beyinde ‘sosyal beyin’ denilen ve diğer insanlarla iletişimde bulunduğumuz zamanlarda aktifleşen bir ağ var. Bu ağın kuvvetli olduğu kişiler, genellikle birbirini tanımayan insanlardan oluşan birçok arkadaş grubu ile ayrı ayrı iletişimde olan kişiler. Daha da ilginci, sosyal iletişim ağını etkin kullanan bu kişilerle sıkça iletişimde bulunmak, arkadaşlık etmek sizin de yetilerinizi geliştiriyor. Buna dalga etkisi deniliyor. Bir suya taş attığınızda birbirini tetikleyen dalgalar gibi, iletişimde bulundukça beynimizin sosyal iletişim ağı da gelişiyor. Arkadaşlık ettiklerimiz beynimizi şekillendiriyor.” Bu da demek oluyor ki kimlerle arkadaşlık yaptığınız beyin gelişiminiz açısından önemli. Bu da beni bizimkilerin dikkat çektiği noktaya, “Arkadaş önemli”ye götürüyor.

Haberin Devamı

NE KADAR FARKLI İNSAN O KADAR GELİŞMİŞ BİR BEYİN

Beyin Sağlığı ve Hasta Derneği (BEYİNDER) Kurucu Başkanı ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Derya Uludüz, insan beyninin ilk 30 yıl muazzam bir gelişme kapasitesi içinde olduğunu söylüyor ve diyor ki: “Beynin gelişimi için muhakkak ki en verimli zamanlar bebeklik, çocukluk ve gençlik dönemleridir ancak sanılmasın ki yaş geçtikçe beyinin gelişmesi durur. Yavaşlar ama asla durmaz. 85-90 yaşındaki bir kişinin beyni, ilk başlardaki kadar olmasa da gelişmeye devam eder. Şunu da söylemek mümkün: Beyin, ne kadar verirsen o kadar gelişir!

Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim

SOSYAL İLETİŞİM ÖNEMLİ

Peki, beynimizin gelişimini nasıl sağlayacağız? Şöyle yanıtlıyor: “Sadece kitap okuyarak ya da belgesel izleyerek beyin gelişimi sağlanmaz. Bu gelişimin önemli anahtarlarından biri sosyalleşmektir. Sosyal ağlarınızın genişliği ve kalitesi, ki burada annenin kulaklarını çınlatalım, seçtiğin arkadaşların neyi, ne kadar bildiği-kalitesi müthiş önemli, ruh sağlığınız kadar beyin sağlığınız açısından da önemli. Hangi yaşta olursa olsun yeni insanlarla tanışmak, arkadaş olmak beyin gelişimi için müthiş faydalı. Bazen insanlar, ‘Benim grubum bana yeter’, ‘Yeni arkadaşa ihtiyacım yok!’ diyerek aynı bakış açısına sahip, birbirini tanıyan insanlardan oluşan küçük bir grup içinde kalmayı tercih eder. Oysa arkadaş çevresini birbirini tanımayan ve farklı bakış açılarına sahip insanlardan seçenlerin problem çözme, sorunlara farklı açılardan yaklaşabilme yetileri daha yüksek oluyor.

Haberin Devamı

ZİHNİ KÖRELTMEYİN

Beyin, iletişimde olduğu diğer beyinlerden etkilenir. Sosyalleşmeye ve etrafındaki diğer beyinlerle senkronize olmaya eğilimlidir. Devamlı olarak aynı kişilerle vakit geçirmek, insanın zihnini köreltir. Nöroloji ispatlamıştır ki insanlar, birlikte vakit geçirmeyi tercih ettikleri insanlardan, -ki bu insanlar çoğunlukla kişinin işyeri ya da okuldaki arkadaşları, üyesi olduğu dernek, siyasi parti ya da futbol kulübünün üyeleri olabilir- etkilenmekte, onlara benzemektedir. Nasıl hep aynı gıdayla beslenmek insanın fiziksel sağlığına zarar veriyorsa sürekli aynı ortamda olmak da insanın akıl sağlığına zarar verir. O nedenle de bilgilenme kaynaklarımızı çeşitlendirmeli, sosyal çevremizi genişletmeliyiz.

Haberin Devamı

BAKIŞ AÇINI GENİŞLET

“Diyelim ki su sporlarından -hiç anlamadığınız bir dal olduğunu varsayalım- sohbet ettiğiniz yeni bir arkadaşınız var. Bu yeni sohbet ile nöroplastisite dediğimiz beyin hücrelerini tetiklemiş oluyorsunuz. Böylelikle senin de bu konuda yetilerin gelişiyor. Diyelim hayvanları çok seven bir arkadaşın var ama sen hayvanlardan korkuyorsun. Onun ile girdiğin iletişim, hayvanları korumak ile alakalı bir meselede kolay empati yapabilmeni sağlayabiliyor. Bir örnek daha vereyim. Hayatındaki sorunlara gerçekçi bakmadığını, daha romantik yaklaştığını varsay. Farklı düşünen bir arkadaşın konuya daha gerçekçi, matematiksel yaklaşmanı sağlayabilir. Yani farklı düşünce yapılarına sahip kişilerden oluşan arkadaş çevresi kişinin hayata bakış açısını genişletir, motivasyonu arttırır, düşünsel gelişimi pozitif etkiler.

Haberin Devamı

ÇOCUKLARA FARKLI ÖĞRENME ORTAMLARI SUNUN

PROF. Dr. Uludüz, beynin çevreden gelen uyarı ve talepler doğrultusunda geliştiğini, işlev bulamayan beyin hücrelerinin ise budandığını belirterek, “O nedenle de erken yaşta ve ergenlikte çocuklara farklı öğrenme ortamları sunulmalı ki beyinleri gelişsin. Örneğin, spordan ya da sanatsal faaliyetlerden uzak tutularak sadece ‘Matematik çalış’ denilen çocuk ileride doğal olarak duygusal zekâ gerektiren becerilerinden uzak kalacaktır. Gel şimdi bunu yetişkinlere uyarlayalım. Sosyal medyaya bir göz at! Çoğu insan empati yapmaktan yoksun. Neden? Çünkü çevrelerinde aynı kitapları okuyan, aynı siyasi görüşe, benzer geçmişe sahip insanlar var. Hayata tek pencereden bakıyor çoğu. Oysa başka insanları görse ve duysa beyin genişlemeye başlayacak. Çevrenizde ne kadar farklı görüşten insan olursa beyin de kendini o kadar yeniliyor” diyerek sosyal iletişim ağının çeşitliliğine vurgu yapıyor.

Yazarın Tüm Yazıları