Yalan ve iftira kumkumaları

İçerideki ve dışarıdaki düşmanlar ayrı ayrı çalışarak ve el ele verip birlikte mesai harcayarak; 40 yıldır siyasette bulunan ve bunun çeyrek asra yaklaşan bir dönemini ülkeyi yönetmekle geçiren Sayın Erdoğan ve aile fertlerinin her birini adeta pertavsızla incelediler ve her hal ve hareketlerini, fasılasız takip etmelerine rağmen en ufak bir şey bulamadılar.

Haberin Devamı

Doğrularla bir şey yapamayacaklarını anlayınca, bu kez yalana ve iftiraya sarıldılar. Öyle ya yalandan kim ölmüştü? Yapılan araştırmalarda, sosyal medyada yalan haberlerin, 6 kat daha fazla yayıldığını gördüklerinde, yalancılara ve iftiracılara gün doğdu.

Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz bu aşağılık mahluklar, özellikle Sayın Erdoğan’ın aile bireylerine yakıştırdıkları iftiraları, sosyal medyada ışık hızıyla dolaşıma soktular.

Bu durumun son örneği kirli ağızlarda hâlâ sakız ediliyor. Bakın nasıl:

İftiranın kaynağı Almanya’da yaşayan ve İnterpol’ün kırmızı bültenle aradığı bölücü-FETÖ karışımı Metin Cihan (asıl ismi Cihan Yücel), ‘X’ adlı sosyal medya üzerinden şöyle bir paylaşımda bulundu: ‘Cumhurbaşkanının oğlu Burak Erdoğan, sahibi olduğu gemisi ile İsrail’e sevkiyat yapıyormuş.’

Haberin Devamı

İşte bu kıpkırmızı iğrenç yalana, cibilliyetleri malum birileri (gazeteci, televizyon sunucusu, siyasetçi, sosyal medya batakçıları v.b.) mal bulmuş mağribi gibi sarıldılar. İçlerindeki kin ve nefretlerini de ekleyerek ufunetlerini kustular.

Kimi sosyal medya fareleri kendi çukurlarından, kimi hadsiz ve müfteri siyasetçi TBMM kürsüsünden, kimi kendini bilmez yalancı ve soytarı gazeteci ve televizyon yorumcusu da mahut yalana takla attırarak kamuoyuna sundular. Ve dediler ki: ‘Erdoğan’ın oğlu kendi gemisiyle Türkiye’den İsrail’e mühimmat taşıyor. Bunlar İsrail sevdalısıdır. Bunların elinde Gazzellilerin kanı vardır.’

Söz konusu gemilerin ortağı olan Mecit Çetinkaya benim ortaokul sıralarından beri samimi arkadaşım. (Yüz yıldan fazladır, dört nesildir denizcilikle iştigal eden, en eski Türk denizcilik firmalarından biridir.) Konuyu hem kendisinden dinledim ve hem de araştırmacı gazeteci hassasiyetiyle enine boyuna araştırdım.

Konuyla ilgili tüm resmî belgeleri elde ettim ve bu yazıyı onların ışığında yazıyorum.

Bahse konu geminin adı ‘Halit Yıldırım’dır. Bu gemi Yıl SHIPPING Denizcilik şirketine aittir ve sahipleri Mecit Çetinkaya ile Talat Yıldırım’dır (Talat Bey babasının ismini gemiye vermiştir). Bu gemi İsrail’e mal taşımıyor, İsrail’e boş gidiyor, İsrail’den ABD’ye (Florida) kimyevi gübre taşıyordu. Talat Yıldırım, bu gemi için almış olduğu krediyi halen Yapı ve Kredi Bankası’na ödemektedir ve banka nezdinde ipoteklidir.

Haberin Devamı

Savaştan önce, bu taşımacılık sözleşmesi yapılmış ve anılan taşıma (kimyevi gübre) 14 Ekim’de gerçekleşmiştir.

Görüldüğü üzere; işi, İsrail’den ABD’ye gübre sevkiyatı olan bu gemi ‘Halit Yıldırım Gemisi’ ile Cumhurbaşkanı’nın oğlu Burak Erdoğan’ın bir ilgisi yoktur. Zira Burak Erdoğan’ın, Mecit Çetinkaya’nın oğlu ile ortak oldukları geminin adı ‘Sakarya’dır ve MB Denizcilik şirketine aittir.

Manta Denizcilik, tüm bu gemilerin operasyonel süreçlerinin takip ve organizasyonunu yapan işletme şirketidir. Armatör firma değildir.

Sakarya gemisinin de İsrail’den olan taşımalarla bir ilgisi bulunmamaktadır.

Hal böyle iken, mahut müfterilerin, bunca yalan ve iftarı atarlarken hiç mi vicdanları sızlamıyor? Hiç mi Allah’tan korkmuyorlar? Bütün bu yalancı ve müfteri takımı yarın hangi yüzle Mahkeme-i Kübra’ya çıkacak ve nasıl hesap verecekler?

Haberin Devamı

İftiraya uğrayan hem Cumhurbaşkanı’nın ailesi ve hem de bahse konu gemilerin sahipleri, müfteriler hakkında suç duyurusunda bulundular.

Adaletin bir an önce tecelli etmesi ve hakkın yerini bulması en halis temennimizdir.

Ülkemizde her şey değişiyor, malum kafa ise hâlâ nato mermer nato kafa!

Aynı zihniyet dün de imamın keçisi çalındığında, bu haberi; ‘İmam keçi çaldı’ diye aktarıyordu.

Yazarın Tüm Yazıları