Hâşâ zulmetmez kuluna Hüdası!

HÂŞÂ zulmetmez kuluna Hüdası, herkesin çektiği kendi cezası’ sözü Kuran-ı kerimdeki Nahl Suresi’nin 34. ayetinin mealinden uyarlanmıştır.

Haberin Devamı

Ayetin meali şöyledir: “Sonunda yaptıklarının kötülüğü yine kendilerine dokundu ve alay ettikleri şey onları kuşattı”.

Ünlü şair Nâzım Hikmet eşi Vera için yazdığı ‘Saman Sarısı’ şiirinde, dostu Abidin Dino’ya şu dizelerle sorar: “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?”

Abidin de, hasretle yandığı dostuna ‘Mutluluğun resmi’ şiiriyle yanıt verir: “Buna da ne tual yeterdi, ne boya...”

Manasını unutan insan, maddeyi putlaştırdı ve homoekonomikus (ekonomik insan) oldu.

Maddeyle (para) mutlu olacağını sandı ve onu yığdı.

Halbuki aradığı mutluluk aslında manevi bir hazdan ibaretti ve ona manasız, maneviyatsız, bir diğer ifadeyle sadece maddeyle ulaşılamazdı.

İnsanoğlu tapındığı maddeyle ‘Tanrı’yı öldürüp’, kendisini Tanrı insan ilan etmişti.

Bunun sonucu olarak ‘Ben! Ben!’ diyerek haddini aştı.

Haberin Devamı

Oysa tüm insani değerleri (sevgi, merhamet, erdem, adalet, cömertlik, kardeşlik, saygı, hoşgörü, dayanışma vb) kaybetti ama neleri kaybettiğinin farkında değildi.

Bütün bu değerlerin yerine maddeyi (para) ve bencilliğini ikame ederek mutluluk aradı.

Büsbütün bencilleşti, nefret eder oldu, küstahlaştı, acımasız oldu, hem kendine ve etrafına zulmetti, zalimlerden oldu.

Göklere ve etrafına bakıp acziyetini anlamadı, anlamak istemedi. Kendine de baksa anlayabilecekti ama kibri buna mani oldu.

Acziyetini anlayabilmek için illa tepine tepine ve kitleler halinde ölmesi mi gerekiyor insanın?

Üstelik hemcinsinin bu tür ölümlerini yakinen görmesine karşın en ufak bir ibret aldığı yok.

Aklının sırra kadem bastığı insanoğlu, sahip olduğu mahut zekâsıyla nereye kadar gidebilir?

Gidebildi mi?

‘Mektubat’da büyük veli ne güzel özetlemiş: “Kamış boşum dedi, şekerlendi. Ağaç (benim deyip) yükseldi, baltayı yedi”.

İnsanoğlu sürekli balta yiyor, son olarak ‘koronavirüs’ baltasını yiyor ama belli ki nafile!

Öncekilerden ibret almadığı gibi, bundan da alacağı yok.

Kendini tanımamaya ve ihmale ve çevresini (doğa) tahribe devam edecek.

Gaflet böyle bir şey... Küçük kıyametlerin hiçbiri, gafil insan için bir şey ifade etmiyor.

Her biri sıradanlaşıyor.

Haberin Devamı

Belli ki, büyük kıyameti bekliyor!

Demek ki, mutluluğun resmi için gerekli tual ve boyayı bulamadan veda edecek.

Ne acı!

Yazarın Tüm Yazıları