Frank Sinatra bu New York’u görse...

O parlayan şehir... O ışıltılı caddeler... Hollywood filmlerinin o efsane dekoru... Gökdelenlerin teras katlarından gökyüzüne doğru uzanan rengârenk manzara...

Haberin Devamı

1. Önlerinde bitmeyen kuyrukların olduğu dev vitrinler gitmiş... Evet...

Frank Sinatra eğer bu New York’u görüyorsa; mezarında ters dönüyordur...

New York’un ışıltısı solmuş...

Frank Sinatra bu New York’u görse...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la gittiğimiz New York’ta karşılaştığım gerçek buydu...

İşte size 4 günlük New York izlenimleri...

Manhattan... Long Island... 5’inci Cadde’deki dev markalar, muazzam vitrinler bomboş... Broadway’den Brooklyn Köprüsü’ne, oradan Çin Mahallesi’ne ve uzayıp giden caddelere baktım.

Mandarin Otel’in karşısındaki Apple Merkezi yine yoğun. Ama nerede o kuyruklar...

Dışarıdaki oturma gruplarında yalnızca birkaç kişi oturuyor...

Pandemi nedeniyle IPhone 13 kuyruğu da yok.

2. NEW YORK GECELERİ KISMİ FELÇ HALİNDE

Haberin Devamı

Önce şunu söylemeliyim ki... Şehir inanılmaz bir şantiye halinde. Her yerde bir yol kazısı... Tamirat... Acaba dedim, belediye pandemiyi fırsat bilip altyapı mı yeniliyor?

Hangi kapıyı çalsanız “aşı kâğıdı” soruluyor.

Aşı kâğıdı olmadan adım atmak yok...

Frank Sinatra bu New York’u görse...

Ve New York için inanılmaz bir haber:

Manhattan’dan merkez dışına doğru otellerin bir bölümü kapalı.

Dahası var...

Gece hayatının o renkli ve canlı müziği kararmış... İtfaiye ve ambulans çığlıklarından başka ses kalmamış.

3. MODERN MÜZEDEKİ SERGİYİ FARELERLE GEZİYORSUNUZ

Mesela Hakan Çelik Modern Sanat Müzesi’ne gitmiş.

Anlattıklarına inanamadım.

Sergiyi gezerken duvar kenarlarından yürüyen kocaman fareleri görünce şok olmuş.

Evet, New York Modern Sanat Müzesi ve fareler...

İnanması güç ama ne yazık ki öyle...

Şehirde o kadar çok yerde yeraltı çalışması var ki...

Belki de bu nedenle fareler ortaya çıktı... Ya da Ninja Turtles filmi gerçek oldu...

4. KÖPRÜDEKİ ISSIZLIK OLACAK ŞEY DEĞİL

New York’a gelen her turist illa ki Brooklyn Köprüsü’nün ayağında sırtını Manhattan’ın “gökdelen manzarası”na verip bir fotoğraf çektirir.

Orada Uzak Doğu’dan gelen turistlerin uzun kuyrukları olur...

Haberin Devamı

Son olarak Turkcell’in New York Borsası’ndaki açılışı için yapılan “gong vuruş” törenine geldiğimizde uğramıştık. O zaman turist otobüsleri, kuyruklar vardı. Şimdi işte böyle ıssız...

5. NEW YORK’TA BİR FENERBAHÇE ÂŞIĞI

10 masalık gerçek bir İtalyan lokantası Farelli... Bu kadar güzel risotto çok az yerde bulunur.

Sahibi Frank kendi elleriyle hazırlıyor. Tezgâhtan izliyorsunuz. Ve “soprano”dan başlıyor... “Bene... Beneeeee...”

Oradan The Marmara Oteli’nin terasına geçiyoruz.

Daha ilk gün Türkevi’nde Şebnem Bursalı ve Mahmut Övür’ün arkadaşı olan, Bahçeşehir Üniversitesi’nin ABD’deki temsilcisi Ahmet Köse’yle tanışıyorum.

Güler yüzlü, sahici bir insan Ahmet Bey... Bir Türkiye sevdalısı...

Haberin Devamı

O da beni The Marmara Oteli’nin terasında Ekmel Anda ile tanıştırıyor. New York’taki Türklerin “Ekmel Abi”si... Ekmel Bey The Marmara’nın en üst katında bir dairede yaşıyor.

Ahmet Bey, onun için “pırlanta kralı” diyor. Ama gece biraz ilerledikçe görüyorum ki...

Yalnızca yaptığı altın ve mücevher işleri değil, Ekmel Bey’in asıl kalbi pırlanta...

Kendi elleriyle yaptığı etli böreği hiç unutmayacağız.

Sohbet sırasında “Hangi takımı tutuyorsunuz?” diye soruyor...

“Galatasaray” diyorum... Bir tepki vermiyor.

Meğerse Ekmel Bey koyu Fenerbahçeliymiş. 2001’de USD-Fenerbahçe Derneği’ni kurmuş.


Frank Sinatra bu New York’u görse...

Hava biraz soğuyunca, hemen bir USD- Fenerbahçe montu getiriyor.

Böylece poz veriyorum... Gülerek çektiriyorum fotoğrafı...

Haberin Devamı

6. APOLLO İLE GİDEN TÜRK BAYRAĞI’NI ALMIŞ

Ekmel Bey, Apollo 11 ile uzaya götürülen Türk Bayrağı’nın bir müzayedede satıldığını öğrenmiş.

Hemen adam göndermiş, “Kaç paraysa alın” demiş. O bayrak şimdi New York Başkonsolosluğu’nda...

Neyse ki New York gecelerinin ışıltısını The Marmara Oteli’nin terasından Empire State binasına bakarken biraz olsun yaşıyoruz...

4 günlük New York gezisinde gördüm ki...

Pandemi yalnızca bizim şehirlerimizi, turizm merkezlerimizi değil...

Frank Sinatra bu New York’u görse...

New York gibi 24 saat yaşayan bir şehri de karartmış...

Maskeli insanların gözlerinde bir korku var...

Kolay kolay geçecek gibi de değil...

New York’tan dönerken ruh durumum şuydu:

- Bu salgın yalnızca beden sağlığımızı değil...

Haberin Devamı

- Ruh sağlığımızı da vuruyor...

- Ve ne yazık ki hayallerimiz ve eğlencemiz kararıyor...

Yazarın Tüm Yazıları