Dr. Gülseren Budayıcıoğlu
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu
Dr. Gülseren BudayıcıoğluYazarın Tüm Yazıları

Hazan mevsimiyle gelen depresyon

Sevgili okurlarım...

Haberin Devamı

Geçen haftalarda da size depresyonu anlatmıştım ama bu aralar sıkça gelen intihar haberleri üzerine, bu hafta bu hastalığı biraz daha ayrıntılı yazmak istedim çünkü intiharlar en çok bu mevsimde olur, hazan mevsiminde. Eskiler sonbahara hazan mevsimi derdi. Hatta bunun üzerine şarkılar bile yazılmış.

“Yine hazan mevsimi geldi,

Yine yapraklar rüzgârların peşi sıra gidecek.

Yine bu mevsimde, yine deli gönlüm, hicranını yalnız başına çekecek.”

Bu şarkının sözlerini yazan belli ki depresyon nedir, insana nasıl bir acı çektirir, bu acı nasıl da yapayalnız çekiliyor, bunları iyi biliyor olmalı.

Dünyadaki intiharların çok büyük bir kısmı depresyon hastaları tarafından ve bu mevsimde gerçekleştirilir. Eskiler buna hazan mevsimi dese de biz psikiyatristler depresyon mevsimi deriz.

Haberin Devamı

Bir sabah gözlerinizi bir de açarsınız ki o yatağa bir gece önce yatan kişi gitmiş, yerine o yataktan hiç kalkmak istemeyen, ışığı görmek, hayata başlamak, duş almak, giyinmek kuşanmak, insan görmekten ödü kopan biri gelmiş.

Hazan mevsimiyle gelen depresyon

***

BİZ doktorlar depresyonu olan kişileri daha kapıdan girerken tanırız. Yüz hatlarının tamamı yönünü aşağı doğru çevirmiş, yüz adeta sarkmıştır. Başı yerde, kahverengi, gri, siyah ya da lacivert ama asla renkli bir kıyafet giymeyen, bakımsız, durgun, konuşmaya bile üşenen, dünyadan ve kendinden bütün ümitlerini kesmiş, gözünüzün içine bile bakmayan, sanki çok yorgunmuş gibi ağır ağır yürüyen biri girer içeri. Konuşmaz, gülmez, konuşursa hiç mimik kullanmaz, zaten kaşları hep çatıktır.

Güzel bir şeye bakmaktan bile korkar, baharda hayatın rengini, cıvıltısını görmemek, duymamak için perdelerini sonuna kadar kapatırlar. Tüm bedensel hareketleriyle birlikte zihinleri de yavaşlamış, durmuş gibidir. İkiyle ikiyi toplamak için bile uzun uzun düşünür, hiçbir konuda hemen karar veremezler. Gelecek onları çok korkutur çünkü ne kendilerine ne de hayata hiç güvenmezler. Hiçbir şeyden zevk almaz, hele yeniliği hiç sevmez, doğru dürüst yemek bile yemez, kendilerine hiç özen göstermezler.

Haberin Devamı

HER ŞEYE YABANCI

Eskiden kolaylıkla yaptıkları her şey onlara çok zor gelir, sanki bir zamanlar o işleri yapan onlar değilmiş gibi, hem hayata hem de kendilerine yabancılaşırlar. Telefonlara cevap vermek ya da çalınan kapıyı açmak istemezler. Garip bir unutkanlık gelmiştir üstlerine. Neyi, ne zaman yapağını bilemez, plan yapamaz, insan içine çıkmaktan bucak bucak kaçarlar.

Kimi pek çok malı mülkü de olsa, gelecekte aç kalacaklarını, elâleme muhtaç olacaklarını, sürüneceklerini düşünür ve bu düşündüklerine de sonuna kadar inanırlar. Kimi kendini öyle günahkâr hisseder ki öbür tarafta başına neler geleceğinin endişesini ve korkusunu yaşar.

Ancak tüm depresyonlar bu kadar ağır olmayabilir. Kişi, kendisinin hiç iyi olmadığını bilir, çok zor da olsa günlük rutin işlerini ve sorumluluklarını yerine getirmeye çalışır. Gözü hep saattedir, bir an önce akşam olsun, gün bitsin, işler bitsin ve ben yatağıma girip saklanayım isterler. Hatta gün batınca hafif bir rahatlık gelir üstlerine, bir günü daha bitirmiş olmanın rahatlığı. En sevmedikleri saatler ise sabahtır, yeni bir güne başlamaktır.

Haberin Devamı

Bu hastalığın pek çok çeşidi vardır. Kimi depresyonlar reaktiftir yani kişi, onu çok üzen bir olay yaşamıştır ve etkisinden uzun süre kurtulamaz ve depresyona girer. Bu tür depresyonlar tedaviye de kolay yanıt verir ve tekrar etme riski daha azdır. Bir de yineleyen depresyon dediğimiz, sık sık geçirilen depresyonlar vardır. Kişileri hayatından bezdirir ve yıllarca ilaç kullanmak zorunda kalırlar.

Ancak ağır ya da hafif hemen her depresyonda intihar riski vardır. Bu hafta bu konuyu tekrar yazmamdaki en önemli neden de işte bu risktir. Çevrenizde depresyon geçiren yakınlarınız varsa lütfen durumu her zaman ciddiye alın. Çok açık olmasa da onları her zaman göz hapsinde tutun. Onu düzenli olarak takip eden bir doktor var mı, ilaçlarını düzenli alıyor mu, ilaçlardan fayda görüyor mu, izleyin. Doktor randevularına düzenli olarak gittiğinden emin olun, hatta arada bir siz de onunla gidin ve doktoruyla görüşün. Onları olabildiğince yalnız bırakmamaya çalışın.

Haberin Devamı

Bütün bunların yanı sıra, depresyon hastalarını, daha iyi olsunlar, biraz açılsınlar diye bir yerlere götürmeye, kalabalığa sokmaya, eğlendirmeye çalışmayın. Kendi istemedikçe hiçbir konuda onu zorlamayın çünkü bu saydıklarım onlara iyi gelmediği gibi, oralarda herkes gibi bundan hiç zevk almadıklarını gördükçe kendilerini daha kötü hissederler.

ONU TESELLİ ETMEYİN

Depresyon hastalarına sakın şunları demeyin: “Senin bir şeyin yok, abartıyorsun, olmadık şeyler için moralini bozuyorsun, her şeyi kafaya takıyorsun, bırak bunları, çık dışarı, gez toz, alışveriş yap, bak hava ne güzel, kapatma kendini eve, çok şükür her şeyin var, biraz da hayatın tadını çıkar, yüzün gülsün, haline şükret. Bak, milletin ne dertleri var, senin bir elin yağda bir elin balda, biraz ayıp oluyor ama Allah Baba kızar sonra. Hep kötüyü düşüneceğine, biraz da iyi düşün. Arkadaşlarınla görüş, gül, eğlen, evine davet et, onlarla yemek ye, evde de böyle boş oturup durma. Bunlar biraz da boşluktan oluyor zaten. Kalk, birkaç kap yemek yap, giyin, süslen, ne bu halin!” DEMEYİN...

Haberin Devamı

Depresyonlu hastalara söylenmemesi gereken hemen her şeyi yazdım ki bir yanlışlık olmasın ve iyi anlaşılsın çünkü bu hastalığı geçirmeyen, geçirenin halinden anlamaz. Bunların biraz gayretle düzelebileceğini düşünür oysa bu hastalık gayretle düzelmediği gibi kişinin sıkıntısını daha da arttırır.

‘NASIL YARDIMCI OLALIM’

“Bu bir hastalık, üstelik tedavisi olan bir hastalık... Sen de şu anda tedavi sürecindesin. Kendini iyi hissetmiyorsun, biliyorum ama bunlar senin elinde değil. Bırak zihnin istediğini düşünsün, yeter ki sen bunun bir hastalık olduğunu bil. Şimdilik sen hiçbir şey yapma çünkü hastasın, iyileşeceğine inan, bak doktor kaç kere söyledi, bu hastalık düzelecek, o zaman sen yine kaldığın yerden hayata devam edeceksin.” Böyle deyin ve şöyle devam edin:

“Sen bizim kıymetlimizsin, bizim için çok değerlisin, hepimiz seni çok seviyoruz. Biz hasta olunca da sen bize bakmıştın, unuttun mu? Hiçbir konuda zorlama kendini, yapmaya çalışma, kendini istirahatli farz et. Diyelim ki düştün ve bir yerin kırıldı, kalkamıyorsun ama biliyorsun ki bir zaman sonra her şey düzelecek ve sen yine eskisi gibi olacaksın. Sakın kendini boş yere suçlama, yapabilsen yapmaz mısın? Biz seni tanıyor ve iyileşmende sana yardımcı olmaya çalışıyoruz ve hep senin yanındayız” DEYİN...

Biraz fazla uzunca yazdım ama madem bu hastalık ülkemizde de çok yaygın, madem mevsim sonbahar, madem bu ara kötü haberlerin ardı arkası kesilmiyor, bari yakınlarımız ya da kendimiz hastalanırsak ne yapacağımızı hepimiz çok iyi bilelim. Onu iyi tanıyalım ki tedavisi mümkün olan ve kişide daha sonra hiçbir biz bırakmayan bir hastalık yüzünden insanlarımız ölmesin. Tedavide hastaya ve hastalığa en uygun antidepresan ilaçların çok düzenli kullanılması ve mutlaka terapiyle tedavinin desteklenmesi gerektiğini de hiç unutmayalım.

SEVGİYLE KALIN 

Bana drgulserenb@madalyonklinik.com adresinden ulaşabilirsiniz. Hepiniz depresyonsuz, mutlu günler dileğiyle hoşça kalın.

Yazarın Tüm Yazıları