Yeni tramvayları beklerken

Haberin Devamı

İZMİR Büyükşehir Belediyesi’nin çok uzun zamandır peşinde olduğu bir tramvay projesi var. Projeyi eleştirenler de var, destekleyenler de... Başkan Aziz Kocaoğlu yatırıma inanıyor, İzmir’e yakışacağını düşünüyor. Bunun için de kaynağını hazırladı, çalışmalar yakın bir zamanda başlamış olacak. Aslında İzmirliler tramvaya yabancı değil. 1800’lerin sonunda Guiffray Ailesi atlı tramvayı İzmir’de kurmuştu. Hem Konak’ta, hem Karşıyaka’nın atlı tramvayları pek bir meşhurdu. O günün fotoğraflarına, resimlerine bakıldığında bu anlaşılıyor. Yeni tramvayları beklerken, geçmişte bu ilk yatırımı yapan Guiffray Ailesi’ni sizlere hatırlatayım istedim. Meslek büyüğüm Tayfur Göçmenoğlu’nun güzel bir özetiyle...

Yeni tramvayları beklerken

Haberin Devamı


Bu İzmir’den Guiffray’lar da geçti

BİRİNCİ kuşak Guiffray’ların en büyüğü Elie Guiffray, 1849 yılında Marsilya’da doğmuştu. 1871’de Reine Budouin ile evlenmiş, genç çift bir yıl sonra İzmir’e yerleşmişti. Öncelikle Göztepe Tramvay Kumpanyası’nı kurmuşlardı. Konak ile Reşadiye arasında ve Karşıyaka’da atlı tramvay çalıştırmaya başlamışlardı.
O yıl Claire, bir yıl sonra Magda, 1878’de de Elzear dünyaya geldi. Küçük çocukları Fernand da 1882 doğumluydu.
Guiffray’lar kısa süre içinde İzmir’in ticaretinde ve sanayisinde söz sahibi olmuşlardı. Elie Guiffray, 1893’de Belçikalı bir ortağıyla Şark Sanayi Kumpanyası’nı kurdu. Amacı İngiliz ve Hint mamullerine karşı ciddi bir rekabet oluşturmaktı.
Elie Guiffray, Aydın sınırları içindeki Tatar Çiftliği’ni de satın alarak tarıma da girmiş oldu. Bu çiftlikte büyük bir malikaneleri vardı. Kordon’da şimdiki Alman Konsolosluğu’nun bulunduğu bina da onların kışlık malikaneleriydi.

Elie Guiffray, İzmir Elektrik Şirketi’ni de kurarak enerji alanında önemli bir atılım yaptı. Önce şimdiki Karataş ve çevresini sonra da Alsancak bölgesine elektrik getirdi. Elektrik belli saatlerde verilebiliyordu. Aydın – Kasaba yani bugünkü adıyla Turgutlu tren yolu işletmeciliği de onların kontrolündeydi.
1900’lü yılların başlarında Elie Guiffray, Vali Rahmi Bey’le tanıştı. O yıllarda İzmir Aydın Valiliği’ne bağlıydı ve Rahmi Bey de Aydın Valisi idi. İttihat ve Terakki’nin ileri gelen isimlerinden biriydi. Rahmi Bey’in Levanten ailelerle iyi ilişkileri vardı. Bu özel dostluklar İzmir’e daha çok yatırım yapılmasında önemli bir rol oynamıştı.

Haberin Devamı

Yeni tramvayları beklerken

Bu arada, Elie Guiffray’ın üçüncü çocuğu Elzear da büyümüş, kocaman bir delikanlı olmuştu. Babasına yardım konusunda hem yetenekli, hem de heyecanlıydı. Elzear Guiffray, İzmir’de yaşayan Levantenlerle Osmanlı ahalisini aynı çatı altında bütünleştirmeyi amaçlayan bir projeye imza attı ve Sporting Club’ı kurdu.
Sporting Club, şimdi Birinci Kordon’da yer alan ve İzmir Ticaret Odası’na ait Tüccar Kulübü’nün kapladığı alanda muhteşem bir binada faaliyet gösteriyordu.
Tenisten biniciliğe, yüzmeden futbola, pek çok sportif alanda faaliyet gösteren bir kulüptü ve özellikle Türk ve yabancı gençlerin bütünleşmesinde önemli rol oynamıştı.
Elie’den sonra Elzear Guiffray da bu kulübün başkanlığını yaptı. Vali Rahmi Bey, kulübün onur üyesiydi.
Elzear Guiffray, yaz aylarını geçirmek üzere Buca’da da bir ev satın aldı. Bu ev, Katolik Kilisesi’nin hemen arka sokağındaydı.
Elzear Guiffray’ın 1930 yılında, henüz 42 yaşında Cannes’da kalp krizi sonucu ölmesinden sonra bir süre boş kalan bu evi, İzmir Büyükşehir Belediye eski başkanlarından Ahmet Piriştina’nın babası Derviş Piriştina satın aldı.
Ahmet Piriştina da bu evde dünyaya geldi. Tarihi ev, şimdi Ukrayna’nın İzmir Fahri Konsolosu Çetin Güvercin’in konutu olarak kullanılıyor.

Vali Rahmi Bey’in, 1918 yılında görevden alınıp sürgüne gönderilmesinden sonra Aydın Valiliği makamına oturan Kambur İzzet Paşa döneminde ve İzmir’in işgal yıllarında Guiffray Ailesi sıkıntılı bir döneme girdi.
Ailenin ikinci kuşağı Marsilya ve Cannes’a taşınarak oralarda iş kurdu. Aile, buradaki şirketlerini yavaş yavaş küçültmeye başladı. Şark Sanayi Kumpanyası’na Türk ortaklar alındı.
Kambur İzzet Paşa, hem Rahmi Bey’in, hem de onların dostlarının düşmanı kesilince keyifler iyice kaçtı. İzmir’in kurtuluşundan ve Cumhuriyet’in ilanından sonra oluşan yeni ekonomik ve sosyal statüler Guiffray’ları bu kentten koparttı.

Üçüncü kuşak Guiffray’ların en büyüğü 1905 doğumlu Yves Guiffray, 1927’de Cannes’a taşındı ve orada evlendi. Çocukları Suzanne, Michel, Magali ve Patrice, bir süre yarım kalan işleri takip için İzmir’e gelip gittiler.
Atlı Tramvay Şirketi’nin 1926 yılında kapatılıp elektrikli tramvay sistemine geçilmesiyle ve Cumhuriyet’i takip eden yıllarda kapitülasyonların kaldırılmasıyla aile, kendine yeni bir yön çizdi. İzmir’de en uzun süre yaşamayı başaran 1929 Cannes doğumlu Michel Guiffray, 1990 yılında Çeşme’de öldü.
Guiffray’ların 1872 yılında başlayan İzmir macerası da böylece son buldu.
NOT: Bu yazıyı Konak Belediyesi’nin Dergisi KNK’da gördüm. Meslektaşım, değerli büyüğüm Tayfur Göçmenoğlu yazmıştı. Benim bildiğim ve çok incelediğim bir konuydu. Ama Göçmenoğlu çok güzel özetlemişti.

Haberin Devamı

Tayfur Göçmenoğlu’nun notu

Osmanlı döneminde Fransa ile anlaşmaya bağlanan kapütilasyonların, İzmir’de önemli yatırımlara fırsat yarattığı gibi garip bir tablo vardır. Kapitülasyonların tetiklediği Levanten akımı, bir dönem bu kenti, Avrupa’nın ve Orta Doğu’nun en önemli yatırım merkezlerinden biri haline getirmiştir. Bu garip, ama gerçek olguya imza atanların başında da Fransız Guiffray Ailesi gelir.

Yazarın Tüm Yazıları