Siyasetten daha çok ekonomi konuşalım

SEÇİM sonrası Türkiye’nin farklı bölgelerinden, illerinden, farklı sektörlerinden ve sivil toplum örgütlerinden gelen mesajları dikkatlice okudum.

Haberin Devamı


Hepsi sağduyulu, demokrasiyi güçlendiren değerli mesajlardı.
Her fırsatta yazıyorum.
Hepimizin ortak isteği ve dileği daha fazla demokrasi olmalıdır.
Bunun için yapacaklarımız, yol haritamız belli...
Bazen sıkıntıya girsek de, bazen çarklar yavaş dönse de işleyen bir demokrasimiz var.
Seçimlere katılım oranı her zaman Avrupa ortalamasının çok üzerinde...
Şimdi sandıklara gidip sahip çıktığı oyunu takip etmeye sıra geldi.
Bunu da sivil toplum örgütleriyle yapacağız.
Meslek odaları giderek daha önem kazanıyor.
Bireysel çabalar sosyal sorumluluk projeleriyle birleştiğinde değer kazanıyor.
Kamuoyu da böyle oluşuyor.
Türkiye’den verilen en önemli mesaj da ekonomiyle ilgiliydi.
Yapısal sorunlar yerinde duruyor.
Kalıcı çözümler için toplumsal mutabakat da var.
İktidar da, muhalefet de seçim döneminde ekonomiyi öne çıkardılar ve öneriler getirdiler.
Bazı ayrıntılar hayati ve zaten dün yapılması gereken konulardı.
Geciktiğimiz ayrıntılar var.
İstikrar ve güven mesajının altını çizen Cumhur İttifakı’na düşen önemli görevler var.
Öncelikle kabinede hangi isimler olacağı önemli...
Ekonomi Bakanı’nın kim olacağı elbette çok merak ediliyor.
Mehmet Şimşek ismi üzerinde geniş bir konsensus var ama Şimşek’in görevi kabul edip etmeyeceği merak ediliyor.
Piyasalar da bu ismi satın alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genç ve kamuoyunun tanıdığı bir kadroyla yola devam edeceği konuşuluyor.
Ve zaten herkes de bunu bekliyor.
Ekonomi ve başka sorunlarımızı siyasetten daha fazla konuşmalıyız.
Önümüzde zor bir dönem bizi bekliyor.
Ben Türkiye’nin geleceğine inananlardanım.
Yeter ki; istikrar ve güven en önemli kavramlar olmaya devam etsin.

Haberin Devamı


İttifaklara olumlu
bakanlardan biriyim

SEÇİM sonrası Cumhur İttifakı’nda bir sevinç, Millet İttifakı’nda bir hayal kırıklığı var.
Normaldir, uzun ve zor bir kampanya dönemini bitirdik.
Şimdi geriye dönük bakınca insan daha objektif yorumlar yapıyor.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve artı bir oy zorunluluğu ister istemez ittifakları öne çıkardı.
Bu da birbirinden farklı tabana sahip olan partilerin bir araya gelmesini sağladı.
İyi mi?
Bence Türk demokrasisi adına önemli bir deneyimdir.
Şöyle yorumlayanlar da var;
“İttifaklar kamplaşmayı, toplumsal ayrımı daha da belirgin hale getirdi...”
Nereden baktığınıza bağlı...
Ben iflah olmaz iyimser olarak şöyle yorumluyorum.
Zorunluluktan da olsa bir araya gelmek toplumsal uzlaşmayı artırıyor bence...
Parti tabanları yakınlaşıyor; o eski sert eleştiriler ortada kalkıyor.
İnsanların konuşuyor olması o kadar değerli ki...
Bu ittifaklar ayrılsa da siyasetin tonu bu partilere karşı hep daha ılımlı olacaktır.
Tabii seçimi kazanan Cumhur İttifakı’na düşen önemli bir görev de var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim gecesi “Kazanan Türkiye’dir, 85 milyondur” dedi.
Yakında yerel seçimler var biliyorum.
Ama dediğim gibi uzun bir süre siyasetten uzak kalıp güncel sorunlarımıza odaklanmalıyız.
Ancak siyaset o zaman çözüm üretir.
Ben siyasetin imkanlar sanatı olduğunu düşünüyorum.
Ve siyaseti her zaman önemsiyorum.

Haberin Devamı


Şimdi özeleştiri zamanı

MİLLET İttifakı daha da zoru yaptı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde altılı masa toplandı ve seçimin sonuna kadar bir arada kalmayı başardı. Baktığınızda bu ittifakın tabanları arasındaki uyumsuzluk Cumhur İttifakına göre çok daha fazlaydı.
Sonuçta sandığa gidildi ve kazananlar, kaybedenler ortaya çıktı.
Elbette nereden baktığınız önemli...
Kaybettiğinizde de kendinizi kazanmış gibi hissedebilirsiniz.
Ya da tam tersi olabilir.
Ancak özeleştiri yapılması gereken hususlar da ortada.
Örneğin bu sonuçlar CHP’yi daha çok sarsacak gibi gösteriyor.
Burada karar vermesi gereken ve izlenecek yol haritasını belirleyecek olan kişi Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
İYİ Parti yakında kurultaya gidiyor.
Meral Akşener net konuştu; “Arkadaşlarımız karar verecek. Ben adayım. Karşıma rakipler de çıkabilir. Sonuca İYİ Partililer karar verecek” dedi.
Bence net bir mesaj...
Özetle...
Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin genel başkanlarının alması gereken kararlar var.
Hepsini yakından izleyeceğiz.

Haberin Devamı


Kontenjan kullanırken
dinamikler önemli

LİSTELER belli olduğunda yazmıştım yine hatırlatayım.
Partiler elbette bu süreçte kontenjan kullanıyorlar.
Bugünkü siyasi partiler yasasıyla ön seçimler yapmak doğru sonuçlar ortaya koymayabilir.
Ve yine yazdığım bir konu da siyasetin yeni isimlere ihtiyacı olduğuydu.
Bu seçimde de gördük ki; partilerin böyle bir çabası da yok.
Bence AK Parti 14 Mayıs’ta sandığa giderken en doğru kararlardan birini aldı ve üç dönem kuralını istisnasız uyguladı.
Siyasetin nefes alması gerekir.
Bunu da yeni kadrolarla yapabilir.
Siyaset bir meslek değildir, bir hizmet yeridir.
Ve partiler kontenjan kullanırken o kentin dinamiklerini unutmamalıdırlar.
Unuttuklarında sonuçlar ortadadır.

Yazarın Tüm Yazıları