Bir kargo gemisinden dünyaya bakabilmek

KORONALI günler geçip gider ve biz yakında yeniden hayata dönmüş oluruz. “Evde kal” tavsiyeleri daha başlamamışken, Arkas Holding’in merkez binasında çok özel bir sergiyi gezme imkanım oldu.

Haberin Devamı

 


Selim Bonfil’in “Fotoğrafçının Seyir Defteri” binada sergileniyordu.
Fotoğraf Bonfil’in tutkusudur. Bu sergiyi ayrı bir öyküsü olduğu için daha çok sevdim.
Selim Bonfil bir kargo gemisindeki yaşamı merak etmiş.
Lucien Arkas’tan bir ricada bulunmuş ve bir haftasını gemide geçirmiş.
Gülbeniz A konteyner gemisinde geçen zamanını ve aklında kalanları Bonfil ile konuştuk.
Geziyi “Sessizlik, sakinlik, derinlik, mavilik” diye yorumlayan Bonfil; gemideki disiplinli çalışma ve dayanışmanın kendisini çok etkilediğini söylüyor.
Bir hafta hayatın akışıda önemli değil belki ama bir gemide ve sayılı personelle geçirilince başka bir anlam kazanıyor tabii...
“Kaptana gemide Süvari Bey diye hitap edildiğini bilmiyordum. Tüm personel beni çok sıcak karşıladı. Çok yakınlık gösterdi. Ben de onlara sık sık çektiğim fotoğrafları gösterdim. Fotoğrafçılık ile ilgili bildiklerimi anlattım. Bu şekilde onlar ile arkadaş, abi, kardeş olduk” diyor.
Lucien Arkas’ın dünya sularında dolaşan gemileri Türk bayrağı taşır.
Selim Bonfil; bunun gemi personelide ayrı bir motivasyon getirdiğini gözlemlemiş.
Hepimizin Lucien Arkas’a bir teşekkür borcumuz var.
Her serginin bir mesajı vardır.
“Fotoğrafçının Seyir Defteri”nde anlatmak istediklerini Bonfil şöyle özetledi; “Fotoğraf çekerken güzeli yansıtmayı seçiyorum. Savaş yerine barışı, acı yerine mutluluğu, öfke yerine sevgiyi, verimsizlik yerine tutkuyla çalışmayı... Severek, özenle ve tutkuyla çalışıp üretmek ve topluma faydalı olmak... Benim Arkas kargo gemisiyle yaptığım yolculukta gözlemlediğim ve yansıtmak istediğim aslında buydu.”
Sergi normal şartlarda 27 Mart’ta bitecekti.
Ama bu koronalı günlerden dolayı eminim biraz daha uzayacaktır.
Ben gerçekten çok beğendim.
Sizlerin de beğeneceğinizi düşünüyorum.

Haberin Devamı

Bir kargo gemisinden dünyaya bakabilmek

 
Zaman durgunsa
siyah ve beyaz

SERGİDE fotoğraflar siyah beyaz basılmış. Bence çok da güzel olmuş.
Bonfil niye böyle bir tercih yaptığını şöyle anlatıyor; “Bu bir kurgunun parçası. Nasıl gemide hayat renkli değilse, fotoğrafların da renkli olmamasını tercih ettim. Venedik Karnavalı’nın şaşaalı renklerini, güzelliğini, muhteşemliğini siyah beyazla veremezsiniz. Gemide geçen zamanın durgunluğunu, sessizliğini, sonsuzluğunu da renklendiremezsiniz.”
Sergideki tek renkli kareler ise güneşin doğuşu ve batışına ait. Hayatın günlük akışı siyah ve beyaz arasında gidip gelse de güneşin doğuşu ve batışı hep renklidir. Ve hep bir umut vaat eder.

Haberin Devamı

 
Batılı doğaya hükmetmeyi
doğulu uyumu düşünüyor

PEKİ ya denizcilik?
Hem bir iş insanı, hem de bir fotoğrafçı gözüyle Selim Bonfil’in denizciliği yorumlamasını sevdim.
“Denizde tabiatın ne kadar büyük bir güç olduğunu anlıyorsunuz. Özellikle denizin dalgalı olduğu zamanlarda. Fırtınalı günlerde limanlarda hayat duruyor. Batılı gibi doğaya hükmetmeye çalışacağımıza, doğulu gibi onunla uyumlu bir ilişki kurmaya çalışmak gerektiğine inandım.”

Bir kargo gemisinden dünyaya bakabilmek

 
Bu rota hoşuma gitti

KORONASIZ günler sonrasında ben de bu rotayı yapmak isterim.
Selim Bonfil; İzmir’den sonra Valencia, Castillon, Barcelona, Fosse’ye varıp Marsilya üzerinden Türkiye’ye dönmeyi planlarken; İspanya’da bir fırtına olduğu için Castillon limanında kalıyor. Oradan Barcelona’ya geçip uçakla İzmir’e dönüyor.
Korona tehlikesi geçince ben de denemek isterim.

Haberin Devamı

 
Her sergi ayrı güzeldi

SELİM Bonfil ile aynı okuldanız. O da, ben de Saint Joseph’liyiz. Uzun bir süredir de Orion Vakfı’nda Piri Reis Okulları’nın yönetiminde gönüllü çalışıyoruz.
Bonfil ile fotoğrafı, sanatın diğer dallarını ve hayatı konuşmayı seviyorum.
IFOD bünyesinde katıldığı çeşitli karma sergilerin yanı sıra “Doğanın Gizemi”, “Venedik Karnavalı”, “Dünya Vatandaşları”, “Hong Kong Cityscape”, “Photokina Yüzleri”, “Fotoğraftan Tuale”, “Hayvanlar Bir fotoğraf Alem”, “Kortejolar” adlı kişisel sergileri de çok başarılıydı.
Yine üniversite arkadaşım Doç. Dr. Beyhan Özdemir ile birlikte yaptıkları “Şaşırtıcı Tayland” ve İtalya’nın Firenze kentindeki “Kapadokya” ve İmola kentinde İtalyan fotoğraf sanatçıları ile “Zamanın Son Bekçileri” ortak sergileri de ayrı bir güzeldi.
Bonfil; 2012 yılında “Dünden Bugüne İzmir Sefarad Düğünleri” çalışmasını İzmir, İstanbul ve Paris’te sergiledi. “Kelebekleri Tanıyor musunuz?”, “Hong Kong’da Hayat”, “Jak’ın Arkadaşları”, “Madagaskar”, “Dünya Vatandaşları” ve “Venedik” başlıklı saydam gösterileri de izleyiciyle buluştu.

Yazarın Tüm Yazıları