Arkadaş neremiz doğru

GEÇEN gün yazı işlerinde haberlere bakarken; Düzce’de bir okul servisi haberi dikkatimizi çekti

Haberin Devamı

17 kişilik okul servisine 32 öğrenci bindirilmişti.
Jandarma denetleme yaparken çekilen görüntülerde çocuklar minibüsten tek tek indiriliyordu.
O minik öğrencilerin aşağıya inişi bile dakikalar aldı.
İnsan anlamakta zorlanıyor.
Okul idaresi hiç mi denetlemez, veliler buna nasıl itiraz etmez?
Jandarma minibüs şoförüne ceza kesip yollamış.
Bu yanlışın karşılığı bin 14 TL...
Sonrasındaki haberlere batkım; okul idaresinden bir açıklama yoktu, bir veliden alınmış görüş de yoktu.
Oysa buna benzer haberleri daha birkaç gün önce Türkiye’nin başka yerlerinden de vermiştik.
Hatta İzmir’de hepimizi üzen bir olay da olmuştu.
Serviste unutulan üç yaşındaki, anaokulu öğrencisi Alperen hayatını kaybetmişti.
Ve bu minibüsle ilgili haberler internette dolaştığı dakikalarda baba Serkan Sakin’in Alperen’in mezarı başında yaptığı yorumlar da sosyal medyada çok konuşuluyordu.
Sakin diyordu ki...
“Alperen ile çektirdiğimiz videoları defalarca seyrettim, çektiğimiz fotoğraflara defalarca baktım. Hiçbirine doyamadım, keşke daha fazla görüntü alsaydık. Tavsiyem herkes daha çok anısını görüntülesin...”
İzmir, Düzce, Diyarbakır ya da Türkiye’nin bir başka yeri; ihmaller zinciri devam ediyor.
Niye böyleyiz?
Niye tedbirlerimizi önceden almıyoruz?
Ve neden insanımıza karşı bu kadar saygısız ve sorumsuzuz?

Haberin Devamı

Ancak bizde olur

Düzce’deki bu minibüs haberini yazı işlerinde arkadaşlarımızla tartışırken; bu sefer bizim bölgeden, Balıkesir’den bir başka haber geldi.
Edremit’te Altınoluk – Akçay hattında çalışan iki minibüs çarpışmıştı.
Haber önümüze geldiği klasik, her zaman verdiğimiz trafik kazalarından biri gibiydi.
Ancak sonrasındaki ikinci haberin başlığı şöyleydi.
“Edremit’teki kazada yaralı sayısı 48’e yükseldi...”
Dedik ki...
Bu nasıl iki minibüs ki; kaza sonrasında 48 kişi yaralanıyor.
Araştırdık; düşündüğümüz gibi...
15’er kişilik iki minibüse, üç minibüslük yolcu almışlar.
Yaralı sayısı 48, belki de kaza sonrasında yürüyüp giden birkaç kişi daha var.
Gerçi onları bilmiyoruz.
Kurallar belli, yapılması gerekenler ortada...
Ama biz değişmiyoruz.
Neden böyle gerçekten anlamakta zorlanıyorum.
Size bir örnek vereyim.
Miami’deki Irma kasırgasında bir kent adeta sular altında kaldı.
Miami boşaltıldı; 4.5 milyon insan bir başka yere taşındı.
O görüntüleri izlediniz mi, bilemiyorum.
Otoyollar dolu, herkes kasırga gelmeden kendine sığınabileceği bir yer arıyor.
Buna rağmen otoyollardaki güvenlik şeridini ihlal eden tek bir araba bile yoktu.
Siz düşünün Türkiye’yi ve böyle bir durum olduğunda otoyolları...
Bir olayın sonuçlarını yaşamadan da tahmin edebilirsiniz, kurallar zaten bunun için konuyor.
Yani uygulanması ve uyulması için...

Haberin Devamı

Bakan Özhaseki’ye katılıyor ve destekliyorum

Bir süredir takip ediyorum.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, sivri bir dil kullanıyor.
Bunu da bilinçli, bir strateji içinde kullanıyor.
Haklı...
Ve kendisine destek veriyorum.
Kentlerimizdeki çarpık yapılaşmayla ilgili önemli açıklamalar yapıyor.
Diyor ki...
“Arabesk şehirlerde yaşıyoruz...”
Yine diyor ki...
“Depremle ilgili önlemleri almazsak, felaket kapıda...”
Yurtdışına çıktığımda en fazla kıskandığım şey; o kentlerin mimarisi, düzeni, kent bilinci ve kültürü...
Türkiye’nin 50’lerini, 60’larını; kentlerimizi berbat eden o iç göçü ve koşullarını elbette biliyor ve anlıyorum.
Ama artık Türkiye çok daha güçlü ve hem ekonomik, hem de kentleşme bilinci açısından çok daha iyilerini yapabilir.
Kentsel dönüşüm sözünün içini boşalttık.
“Yık, yenisini yap” gibi algıladık.
Eğer 50’lerin yanlışlarını, eksiklerini bugün gideremeyeceksek; ne zaman yapacağız.
Türkiye’nin kaynaklarına, bilgi birikimine, deneyimlerine yazık değil mi?

Haberin Devamı

Tarih bekliyoruz

İzmir Körfez Geçiş Projesi’yle ilgili artık tarih bekliyoruz.
Hatırlatayım dedim.

Karşıyaka camiası ne kadar izleyecek

Karşıyaka’nın üç puanı silindi.
Belki bir üç puan daha gidecek.
Ey camia...
Daha ne kadar izleyeceksin?

Yazarın Tüm Yazıları