◊ Hadise’yi basın toplantısında yakalayan arkadaşlarımın hemen konuyu Kaan Yıldırım’a getirip ağzından “Barıştık” kelimesini alması...
◊ Sıla’nın şef Hazer Amani’yle boşanma duruşmasının ardından adliyeden kendinden emin ve cool bir şekilde çıkması... (Hoşuma gitmedi değil!)
◊ Oğuzhan Koç ve Demet Özdemir’in magazin gündemine bomba gibi düşen aşk haberleri ve sosyal medyadaki fingirdemeleri...
◊ Kerem Bürsin ve Hande Erçel’in uzun zamandır aşk dedikodularıyla gündeme gelmelerine rağmen hâlâ iyi partner olup rol aldıkları dizinin reytingine katkı sağlamaları...
◊ Serenay Sarıkaya’nın aşk defterini askıya alıp ortadan kaybolması...
(Bence güzel bir işle dönüş yapacak, demedi demeyin!)
◊ Şeyma Subaşı’nın Mısırlı aşkıyla gözlerden uzak yaşadığı aşkı... (Ben çok yakıştırdım ikisini. Bu ilişki uzun sürer bence...)
Tuba’nın dönüşü
Dubai’ye mi gitsem, Alaçatı’ya mı, yoksa evde tek başıma kafamı mı dinlesem derken...
Kendimi Rize’nin Ovit Dağı’nda yeni açılan Ovit 2640 adlı butik otelde buldum!
Pandemi döneminde yurtdışına çıkamadığımdan memleketimin daha önce görmediğim yerlerine vakit ayırıyorum.
Bu durum hoşuma da gitmiyor değil...
Neyse, gelelim 2640 metre rakımlı Ovit Dağı’na...
Tarihte geçen Karadeniz ve Doğu’yu birleştiren ipek yollarından birisi olan bu güzide yerimizde kayak bilmiyorsanız kaymanız biraz zor.
Çünkü kayakçıların “bol kar” dedikleri kar tipi mevcut.
“Neresi sessiz sedasız? Sırf olayla geçen bir yıldı Cihanna! Hiçbir keyif almadık, yaşayamadık, canımızla uğraştık” dediğinizi duyar gibiyim.
Evet, hepimiz canımızın derdindeydik...
Hayattaki bütün önceliklerimizi geri plana attık...
Sadece sağlığımızı düşündük...
Amma velakin aşımız bulundu.
Yavaş yavaş aşılanmalar da başladı.
Demedi demeyin; 2021’in ilk çeyreğinden sonra hepimiz tekrar ayaklanacak, hayata karışacağız.
Enerjimizin yüksek, umutlarımızın zirvede olduğu bir yıl yaşamak dileğiyle.
Bir girip bakayım dedim, kendimi eğlenceli bir yayında buldum.
‘Ebo’ nick’li sosyal medya fenomeni İbrahim Tilaver, aylardır Justin Bieber’a güzel bulduğu kızların fotoğraflarını gönderiyormuş.
En sonunda Bieber dayanamayıp İbrahim’e cevap vermiş: “Neden sürekli bana kız fotoğrafları atıyorsun, ben evliyim!”
Bizim fenomen İbo, canlı yayında Justin Bieber’e şöyle yanıt yazdı: “Abi ben senin sayfayı not defteri olarak kullanıyordum. Mesajlarımı görmezsin diye düşündüm.”
Reynmen’in canlı olarak yayınladığı mesajlaşma olayı sırasında çok komik anlar yaşandı.
Reynmen arkadaşını kahkahalar atarak çekerken, bir yandan da ona “Artık İbrahim Bieber’sın, kendine gel!” diye takılmayı ihmal etmedi.
Bu olay yaşanırken takipçi sayısı 300 bin civarında olan İbo, bakalım bu hafta kaç kişiyi görecek.
Benim tahminim; 500 bini bulur.
Ünlü oyuncu geçtiğimiz günlerde kariyerinin yanı sıra hayvanseverliğiyle gündem oldu.
Dere, hayvanlara yardım eden gönüllülerin oluşturduğu iki sosyal sorumluluk platformunun tüm klinik borçlarını ödedi. Hayvanlar için yaptığı bağışla büyük takdir toplayan oyuncu, uzun bir aradan sonra zirvedeki eski günlerine döndü.
Özlemişiz seni Cansu Dere, bir daha ortalardan çok kaybolma...
Yerli Angelina
Kurucusu olduğu Umuda Koşanlar Derneği ile yardıma ihtiyacı olan çocuklar ve ailelere elini uzatan Gamze Özçelik’i ayakta alkışlamamak, takdir etmemek mümkün değil... Yaşadığı kötü günlerin ardından kendini maneviyata adayan Özçelik, bulunduğumuz zor dönemde bile birçok ülkeye elleriyle yardım götürüyor. Yaptığı yardımlarla Türkiye’nin Angelina Jolie’si olan Gamze Özçelik yolun açık olsun...
Kesenin ağzını açtı
◊ Reynmen’in yeni çıkardığı “Melek” şarkısının birden milyonlar tarafından dinlenip sevilmesi, aynı zamanda eleştiri yağmuruna tutulması... (Ne dersek diyelim başarılı bir şarkı olmuş.)
◊ Jülide Ateş’in, sunduğu programda konuğu Pınar Altuğ’a “Aldatan kadın mısın?” diye sorması ve “Sana ne, kime ne” cevabını alması...
◊ “9 Kere Leyla” filminin izleyiciler tarafından “beklentinin altında” bulunması ve bu konuda sosyal medyayı ikiye ayırması...
SERENAY GİTTİ DANLA GELDİ
◊ Serenay Sarıkaya tarafından boşaltılan şampuan markası tahtına Danla Bilic’in oturması ve bu konunun da insanları ikiye bölmesi...
(Öyle ya da böyle, markanın yeni reklam yüzü hayırlı olsun.)
◊ Seneler sonra ortaya çıkan dansçı Nez’in, kazıttığı saçlarıyla verdiği pozu “Depresyonda değilim, tam tersi çok mutlu ve sağlıklıyım” notuyla paylaşması...
◊
Tabii ki gençlik hatası...
Tabii ki ergenlik siniri...
Tabii ki henüz olgunlaşmamış olmanın verdiği kontrolsüzlük diyelim...
Ama geçmişte yapılan hatalar, en heyecanlı, en hırslı olduğun dönemde pat diye karşına çıkıveriyor işte.
Ve sonra final...
Üzüldük mü üzüldük sana, kızdık mı kızdık.
Ama bence sen kendine daha çok kızdın.
Benim eğlence tutkunu arkadaşlarımdan bazıları kapıları açık olan ülkelere gitti, burada kalanlar da parti yapmanın bir yolunu buldu.
Biliyorsunuz otellerin restoranlarına sadece konaklama yapanları almasından dolayı bu ara hafta sonları otellerde kalmak moda.
Şimdilerde kalabalık arkadaş grupları otellerde cuma gününden pazar gününe oda tutuyor. Partiler otel odalarında yapılıyor!
Yasak mı?
Hayır değil.
Hafta sonu yasaklarının gündemde olduğu şu dönemde maske ve sosyal mesafe kurallarına da dikkat ediyorsak sıkıntı yok.
Ama yine de çok dikkat edelim, korona artık dibimizde.
Ben de son günlerin çok konuşulan işi “Bir Başkadır”ı izledim.
Ne yalan söyleyeyim “Bir Başkadır”a merak duymamı sağlayan, Nihal Yalçın’ın diziyi ve başroldeki Öykü Karayel’in oyunculuğunu hedef alan sözleri oldu.
Yalçın’ın talihsiz ve bir o kadar egosantrik yorumuna karşılık diziyi çok beğendim, Öykü Karayel’in oyunculuğunu ise daha fazla beğendim.
Sakin bir şekilde ilerleyen dizide hikaye tam bir sinema filmi havasında işlenmiş ve farklı bir Öykü Karayel oyunculuğu var.
Öyle ya da böyle dizi ses getirmeyi başardı. Ben keyifle bitirdim.
Tüm dünyadan izleyicilerin ulaşabildiği platformlarda böyle başarılı Türk yapımlarının olması beni gururlandırıyor.
Berkun Oya’nın güzel yönetimiyle, günümüzde yaşanan ve kesişen birçok hayata dokunan bir dizi olmuş.
Bu köşede yazdığım olaylara konu olan çoğu kişiyi tanıyorum tabii ki ama yaşananlar hoşuma gittiği için isimlerle çok da ilgilenmiyorum açıkçası.
Şimdi anlatacağım olay ise popüler bir çiftimizin başından geçmiş.
Evin erkeği, arkadaşının tavsiyesi üzerine bir otele masaja gitmiş.
“Eşim şu an nerede acaba?” diye merak edip telefon takibine bakan karısı ise adamın masajları beyler arasında meşhur olan o otele gittiğini görünce çılgına dönmüş!
Kocasına bir türlü ulaşamayan sarışın hatun, hemen oteli aramış, “Hemen kocama ulaşın ve onu oradan gönderin. Aksi takdirde orayı basar sizi mahvederim!” diye avazı çıktığı kadar bağırmış.
Santraldeki kızımız korkuyla otelin masaj salonunu arayıp adamı oradan çıkarmalarını istemiş.
Genç adam durumdan
Yarklı inanç, kültür ve kimliklerin bir arada yaşadığı tarihi Kuzey Mezopotamya kenti Mardin’de bir hafta sonu geçirdim.
Yakın bir arkadaşımın doğum günü olması ve kendi takı markası Leija’ya çekim yapmak istemesi sebebiyle soluğu Mardin’de aldık. Buram buram tarih kokan şehirde sizleri kısa bir tura çıkarayım ister misiniz?
Buyurun bakın bakalım nerelere gittik 72 saatlik Mardin turumuzda...
◊ Deyrulzafaran Manastırı:
1932’ye kadar, 639 yıl boyunca tüm dünya Süryani Ortodoks cemaatinin patriklik makamı olan, 4’üncü yüzyıldan kalma bir yapı. Diyarbakır ve Mardin’in günümüzdeki metropolitliği.
◊ Kasımiye Medresesi:
Yapımına Artuklular tarafından başlanan ve 16’ncı yüzyılda Akkoyunlular tarafından tamamlanan abidevi İslam dönemi eseri.
Evet, herkes sezon bitti diye bakarken Kate Moss, Naomi Campell gibi bir dünya starımız ekim ayında soluğu Bodrum’da aldı.
Kim mi?
Rita Ora...
Bodrum Maçakızı Otel’de konaklayan ve dün itibarıyla başka bir lokasyona geçen Ora, keyifli birkaç gün geçirmiş güzide tatil bölgemizde.
Eee tabii gazeteci arkadaşlarımız artık Bodrum’da olmadığından haberimiz olmadı durumdan. Ama benim orada kalan arkadaşım Rita Ora ile yan yana alışveriş yapmış.
Duyar duymaz sayfasına girip baktım, lokasyon olarak İbiza ve Yunanistan’ı etiketlemiş ama bizim ülkemizi henüz etiketlememişti. Eee be Rita’cım, bütün yaz Bodrum’da, Maçakızı Otel’de eğlendik.
Geleydin şöyle temmuzda falan, beraber partiler yapıp gezdirseydik seni, daha çok eğlenseydin keşke...
Geçtiğimiz günlerde Arnavutköy taraflarında yeni açılan bir mekana kahve içmeye gittim.
Kapıda sıra bekleyen medeni insanlar arasında bir çift, yüksek sesle bağırıyordu: “Bizi burada bekletiyorsunuz, sizi sosyal medyada rezil ederiz!”
Merak ettim, kapıdaki yetkiliye sordum. Meğer o çiftin rezervasyondaki bekleme listesinde bile adları yokmuş, sadece bağırıyorlarmış...
“Sosyal medyada rezil etme” tehdidinde bulunan kızımızın sonradan adını öğrenip sayfasına baktım.
750 takipçili biri için verdiği tepki biraz fazla gibime geldi.
Cumartesi sabahı saat 10.00’da Arnavutköy sokaklarında yüksek sesle bağıracağına medeni şekilde sırada bekleyebilirsin sevgili ‘influencer’ kızımız...
Aman Allah’ım bir gün takipçi sayın yanlışlıkla binlere, milyonlara gelse İstanbul mekanları yandı demek!
Eskiyer yeni yerinde
Pandemi döneminde bile insanlar maskeli halde havaalanına ünlü oyuncuyu karşılamaya gitmiş, çığlıklar atıyorlardı.
Dün çıkan İtalyan magazin dergisi Chi Magazine’in kapağında da Can Yaman vardı.
Hem verdiği pozlar hem de “Tüm sırlarımı açıklıyorum” manşetiyle ülkede yeniden gündem olmuş oyuncu...
Geçtiğimiz günlerde bir İtalyan televizyonunda Can’ın katıldığı talk show’a rastladım.
Bizim ‘esas oğlan’ ana dili gibi konuştuğu İtalyancasıyla ve rahat tavırlarıyla tek kelimeyle müthişti.
Öyle ya da böyle Can bizi yurtdışında en iyi şekilde temsil ediyor.
Ne demek gerek biliyor musunuz; tebrikler Can Yaman, aynen devam.
Geçenlerde bir arkadaşımla oturuyoruz.
Çocuğun Instagram’a koyduğu story’ye bir kızdan “alkış işareti” geldi. Çocuk da gülen surat atıp geçti.
Derken kıyamet koptu!
Meğer hesabı kız arkadaşında da açıkmış bizim oğlanın...
Kız “Sana neden alkış atıyor” diye telefon açtı.
Bizimki “Senin arkadaşın diye takip ediyorum” diye cevap verince konu uzamadan tatlıya bağlandı.
“Instagram şifreni ver, yoksa senden ayrılırım” diyerek sevgilinin hesabına girmek ne kadar doğru?
Yoğunluktan çoğuna katılamasam da, katılan sosyetiklerimizi ve influencer’larımızı sosyal medyada gördüm. Ve davetlerde boy göstermeyi özlemişiz dedim...
Hemen hepsi giyinip süslenmiş, tabii ki kıyafetlerine uygun maskelerini de takarak davetlerde yerlerini almaya başlamış.
Markaların da kontrollü bir şekilde misafirlerini ağırlamaya ve ürünlerini tanıtma çalışmalarına başlaması güzel bir gelişme bence...
Kurgu mu, bilemedim
Son senelerde dünyaya yayılma ve tanınma hızı en yüksek ünlümüz kim derseniz, kesinlikle Nusret derim.
Onunla ilgili kafalarda soru işaretleri oluşmadı değil...
“Tabii ki reklam” diyenler de oldu, “Alakası yok, çalıştı yaptı” diyenler de...
Evet, “Flörtözüm” demesi evliliğini kurtarmasına yaramış...
Geçenlerde bu arkadaşımla evlilik problemlerini konuşuyorduk. Bir gün evde çocuğuyla oynarken, karısı telefonundaki mesajları yakalamış.
O da kendini aklayabilmek için “Karıcığım çok özür dilerim, bende flörtöz hastalığı var ve tedavi görmek istiyorum” demiş.
Gördüğü mesajların üstüne duyduğu bu açıklamayla ikinci kez şaşkınlık yaşayan kadın, kocasını psikoloğa götürmüş ve tedaviden sonra aralarındaki buzlar erimiş...
Valla ne diyeyim bilemedim.
Varlığından yeni haberdar olduğum bu hastalığın tanımı da şuymuş:
Karşısındaki kişiyi heyecanlandırıp ilgi çekmekten haz duymak...
“Yine ne oldu?” dediğinizi duyar gibiyim.
Anlatayım...
Yakışıklı orta yaş playboy’umuz, restoranda genç bir kadın görüyor, ancak konuşmaya cesaret edemiyor.
Hanımefendi arabasından bir şey almaya gidip dönüyor.
Playboy’umuz da eski zamanlardaki gibi bir kağıda adını, soyadını ve telefon numarasını yazıp aracın camına koyuyor ve uzaklaşıyor.
Ertesi gün tanımadığı bir numara tarafından aranan playboy’umuz heyecanlanıyor ve sesini düzeltip telefonu açıyor.
Ancak hayal kırıklığına uğruyor.
◊ Kemer Country Club: “Temiz hava, bol oksijen” tabirine en uygun yerlerden birisidir Kemerburgaz’da yer alan Kemer Country Club.
Geçen hafta sonu bir gece kendime izin verip içinde bulunan otelde kaldım. Oksijen çarpmış olacak ki, pazar sabahı saat 07.00’de zınk diye uyandım. Hemen 1 saat orman yürüyüşü, üstüne kahvaltı keyfi...
Golf, tenis gibi sporların yanında at binmeye ilgi duyanların da tercih ettiği bir yer burası. Ha bir de cumartesi ve pazar günleri Bol Pazar diye bir pazar kuruluyor alanda. Taze ürünlerle mutfak alışverişi yaparken Dr. Sosis’te muhteşem bir sosisli sandviç yemeyi sakın atlamayın, benden söylemesi!
◊ Backyard: Bebeköy’de yer alan açık hava mekanı, İstanbul’da olanlar tarafından çok tercih edilen yerler arasında.
Özellikle kahvaltı ve öğle yemeklerinde popüler olan mekan, bu sezon servis kalitesini biraz bozmuş. Ama yine de lezzetli yemekleri ve yulaflı şekersiz kurabiyesiyle geçer notu var...
◊ Havan’dan by Beff Gourmet: Uzun zamandır kendini bozmayan mekanlar hangileri diye sorsanız bana, ilk olarak Reşitpaşa’da yer alan bu mekanı söyleyebilirim.
Instagram hesabında günlük yayınladığı menüsüyle heyecanlandıran mekanın lezzetli ev yemeklerini sipariş ederken, haftada birkaç gün çıkan ‘Cinnamon Roll’ tatlısına da denk gelirsiniz umarım.
◊ Villa Emma:
Talihsiz bir açıklama
Ünlülerin böyle talihsiz açıklamalarını görünce şaşırma duygumu hâlâ kaybetmemişim, onu anlıyorum...
Kadir Doğulu’ya “Sokakta neden maske takmıyorsunuz?” diye sorulmuş.
“Virüsün havadan bulaştığına dair kanıt yok. O yüzden sokakta tek başıma yürürken maske takmıyorum” diye manasız bir açıklama yapmış.
Sözleri binlere, hatta milyonlarca kişiye ulaşan ünlü isimlerin mikrofon uzatıldığında böyle düşüncesizce konuşması şaşırtıcı değil mi sizce de?
Bu tarz açıklamalar sırf ilgi çekmek adına yapılıyor diye düşünüyorum açıkçası...
Sevgili Kadirciğim, senin gibi kendini geliştirmeye çalışan, aklı başında bir insandan daha mantıklı bir açıklama beklerdim.
Virüsü bu kadar iyi tanıyorsan kesin ve net bulaşma yollarını bizimle de paylaş lütfen.
Aylardır sokaklarda maske takıyoruz. En azından “Kadir Abimiz yalnız yürürken virüs bulaşmaz dedi” diyerek maskeleri çıkarırız...
Hava nasıl oralarda?
“Kış aylarında Türkiye’de nereye gidilir?” denildiğinde akla gelen ilk üç yerden biridir Antalya.
Çoğu kişi bir hafta sonu için de olsa ekim ve nisan ayları arasında ziyaret eder güney şehrimizi.
Maldivlere, Seyşellere, Londra’ya, Paris’e gidemiyorsak hadi biz de bu hafta sonu Antalya’ya kaçalım dedik.
Hava şansımıza muhteşemdi.
Hele kaldığımız Regnum Carya Otel’de bir oda verilmiş ki, sıcak havuzu bile vardı.
Bol bol yürüyüş, bol bol sağlıklı beslenme ile geçirdiğimiz keyifli hafta sonundan tadı damağımızda kalarak döndük.
Bir Antalya turum daha olur benim, şimdiden söyleyeyim.
Benim gibi akşamları incecik bir hırka ile gezinmeyi özleyenlere bir Antalya planı yapın derim.
Yaz dedikoduları
Bütün kış dükkanlarını açamayan yeme içme ve eğlence sektörü, 2021 yılının gelmesiyle Çeşme-Bodrum güzergahlarında yer bakmaya başladı.
Hatta birçok dünya markasının da bu bölgelere geleceği masalarda konuşulmaya başlanıldı.
Bana göre Bodrum’un kalbi olan Yalıkavak Marina’da çok büyük hareketlilik var. Duyduğuma göre, geçen sene gelen Christian Dior mağazasının yanında aynı kalibrede üç dünya markası daha yer açmaya hazırlanıyormuş.
Onun dışında İstanbul Yeniköy’deki Azur Restoran da şimdiden yazlık bölgedeki yerini tutmuş.
Bakalım başka kimler yazlık bölgelerde mekan açmayı planlıyor...
Yaz dedikodularını duydukça sizlerle paylaşacağım.
Umarım geçirdiğimiz bu sıkıntılı günlerin ardından keyifli bir bahar ve yaz bizlerle olur, üstüne de korona morona kalmaz.
Haber Yorumlarını Göster
Haber Yorumlarını Gizle