Merhamet

“Hepinizin içinde yok edici bir şeytan var. Ağaçlara da, kuşlara da, kadınlara da, birbirinize de hiç acımıyorsunuz.” (Anton Çehov)

Haberin Devamı

 

Dostoyevski, “Bir ağacın önünden onu sevmeden, onun var oluşundan mutluluk duymadan geçilebileceğini aklım almıyor” diyor.
Kalbi olup da kullanmayı becerebilen her insan Dostoyevski ile hemfikir olmalı. Bir canlının var oluşundan duyulması gereken mutluluğu nefrete dönüştürebilmenin, şeytanla alakası vardır mutlaka! Ancak şeytanın direktiflerine boyun eğecek kadar zayıf yaratılmış olamayız. Kendi varlığımızdan bile mutlu olamıyorken, karmaşıklaştırdığımız yaşamımızda başka bir canlının var oluşunu hatta var olma ihtimalini bile hazmedemediğimiz gerçeğini kabul edecek kadar güçlü olmadığımız da aşikâr. Aslına bakarsanız kendi içimizle bir türlü oturtamadığımız hastalıklı bir ilişkimiz var. Bir yanımız mutluyken diğer yanımız o mutluluğu çürütecek teorilerin peşinde. Bir başka yanımız için duygunun anlamı bile yok. İçimizde yaşadığımızla duruma göre dışarıya aksettirdiğimiz iki kişiliğin yanı sıra bir de asıl yaşamak istediklerimizin hayalini kuran başkaca bir kişiliğimiz daha var. Üç farklı kişiliğin çakıştığı mücadelede kimin kazanacağı belirsizken, insanın güvenilirliğini sorgulamak da fayda etmiyor. İnsanın kendi iç muhakemesini sağlayan bu üç farklı kişiliğin dengesini yitirmesi iç karmaşaya, iç karmaşanın sebep olduğu kaos da şeytanın oyun sahası haline geliyor. Merhamet ve vicdan mücadeleden çekilirken, hırs ve hırsın getirdiği egolar egemen oluyor. Merhamet çekilince ne yazık ki sevgi de çekiliyor... Sonra ne ağaç kalıyor, ne kuş, ne de insan...

Merhamet

MINE D’OLİVE

Haberin Devamı

Mülkiye mezunu Ankaralı kadın girişimci Damla Edes Öz, uzun yıllar çalıştığı kurumsal iş hayatını bırakıp “iyi tarım” yapmak üzere Ege’ye yerleşiyor. Başına bir şey düşüp düşmediğinden emin değilim ama neden böyle bir karar aldığını sorduğumda ise verdiği, “Çocuklarım için iyi bir dünya bırakmak istiyorum” cevabına, akan sular bile dururken benim durmamam olmazdı. Sevindim tabii ki. Paradan daha önemli değerlerin olduğunu kavrayan insanların varlığına sevinmemek olur mu hiç? Çok iyi şartlarla geçimini sağladığı kurumsal işini bırakıp, şimdilerde en sıkıntılı ve belirsiz iş kolu olan tarımı seçmesinin, kadın cesaretinin yanı sıra merhametli bakış açısının da etkisi olduğu gayet açık. Halen tam anlamıyla bilinçlenmemiş ve algıya dayalı bir tüketici toplumuna sahip olduğumuz kesin. Hem tüketici hem de üreticinin bilinçlenmesi için sevgili Damla ve Damla gibi düşünen yürekli kadınların çoğalmasını umuyorum.

Merhamet

ENGİNAR CİPSİ

Haberin Devamı

Sevgili Damla yalnız değil. Yanında iş ortağı ODTÜ’lü Barış ve madenci eşi Mutlu, bir de doğal tarıma girmesindeki esas ilham kaynağı, sevgili kayınvalidesi Mine Hanım’ın ruhu var.
Sloganları: “Çocuklarımıza yedirebileceğimiz şeyler üretiyoruz.”
Seferihisar’da coğrafi işaretli “sakız enginar” üretiyorlar. Kalbini ve çanağını kavanoza koyuyorlar, kimini yine kendi ürettikleri zeytinyağı ile hemhal ediyorlar. Nefis oluyor. İlk defa duyduğum “enginar cipsi” efsane olmalı zira atıştırırken sağlık biriktirmek ayrı bir mutluluk sebebi olmalı. “Ekinezya” yetiştirip kurutuyor sonra da çayını demliyorlar. Son zamanlarda “kuşkonmaz” için de girişimleri var. Ankara’da Birlik Mahallesi’ndeki Grasso’da ürünleri satılıyor veya İg.@minedolive ve www.minedolive.com adreslerine tık’layın.

Merhamet

Sİ’BELLA

Haberin Devamı

Ankara’dan bir başka yürekli kadın Sibel Polat... Antalya’da kendi el yapımı makarnaları pişirip servis ettiği bir restoran açıyor. Sekiz yıllık restoran ve makarna üretim tecrübesinden sonra Antalyalı matematik öğretmeni Azime Cengiz’le kesişen yolları ilham veriyor sevgili Sibel’in... Kapattığı restoran sadece artizan makarnaların üretildiği koca bir mutfağa dönüşüyor. Yaratıcılıklarını ortaya koyan iki kadın yürek el ele verip makarna üretiminde yeni yöntemler, farklı lezzetler eşliğinde sağlıklı adımlarla yürümenin karşılığını alıyorlar. Makarnanın mucidi İtalya’dan şeflerle birlikte oluşturdukları ağız tadı, biz erişteci Türklerin yanı sıra ana vatanında İtalyanların bile hayranlığını kazanıyorlar.

Merhamet

ÜZÜM ÇEKİRDEĞİNDEN MAKARNA

Haberin Devamı

Sevgili Sibel ve Azime’nin, kadın yürekli olmanın verdiği özgüvenle sarıldıkları işlerinde, yaratıcılık ile disiplinin lezzete yansımasının kaçınılmaz olduğunu makarnaları tadınca anlayacaksınız. Belki de daha önce hiç tatmadığınız yeşil ve kırmızı mercimek unundan hazırladıkları makarnalar hem sağlıklı hem doyurucu hem de efsanevi lezzette. Likya bağlarından elde ettikleri üzüm çekirdeklerini öğüttükten sonra durum buğdayı ile harmanlayarak yaptıkları makarna, E vitamini, potasyum, magnezyum, lenolenik asit ve fenolik bileşikler açısından zenginleşince tadına da doyum olmuyor. Yedikçe daha da güzelleşeceksiniz. Sibella’nın makarnalarını Ankara’da bulabileceğiniz yerler: Bigchef’s restoranlarının menüsü, Ekşi Maya ve Grasso Gurme’nin rafları veya Ig.@sibella adresine tık’layın.

Yazarın Tüm Yazıları