Hepimiz bir bataklıkta yaşıyoruz, ama bazılarımız yıldızlara bakıyor

Günaydın herkese. Ay akrep burcunda ilerliyor ve Venüs gezegeni ile bir kavuşum sergiliyor. Bu durum size şansınızı sorgulatabilir. Bu ne şans ya da ne şanssızlık dedirttirebilecek olaylarla karşılaşırken bunları daha endişeli bir şekilde düşünebilirsiniz.

Haberin Devamı

 

Âmâ bugün gelişen olaylar öncelikle sizin için negatif gibi görünüyor olsa da aslında ilerleyen zamanlarda ne kadar hayrınıza işlediğine şahitlik edebilirsiniz. Sabırlı olmalı, olayları bütünüyle görmelisiniz.

Bir sosyoloji bölümü öğrencisi olmamdan ötürü aynı zamanda dünden veri vize notlarıma çalışıyorum. Bu alanda harika bir ifadeye tanıklık ettim. Bu da tam olarak bugünün konusunu bana verdi. “Sosyal sermaye” diye bir tanımlama ile karşılaştım ve bu benim çok hoşuma gitti.

Anlamı ise: Toplum içinde bireylerin kendi aralarında dayanışma ve güven temelinde geliştirdikleri ilişkiler olarak adlandırılmaktadır.

Aslında incelikler içerisine süzüldüğümüzde ne kadar anlamlı konular ve durumlar bulunmaktadır. Düşünsenize sosyal medyada biri bir şey paylaşıyor ve siz tüm ön yargılarınızla “Aaaa sen dün hastaydın ne oldu şimdi dışarda eğleniyorsun diyorsunuz” ve o an yıllarca kazanmaya çalıştığınız sermayenizi kaybediyorsunuz. Ya da şüphe duyuyorsunuz bazı konulardan. Sürekli şüpheci ve kaygılı davranmanız size bazı şeyleri kaybetmeniz noktasında kaçınılmaz bir son yaratıyor. Sürekli bir şeylerden kaygılanarak, şüphe duyarak veya haddini bildirerek yaşayamayız. Bu tür hususlar bugünlerde önünüze gereğinden fazla gelirse kendi duygularınızı lütfen bastırın. Her şeyden şüphe duyamayız. Bazı şeylerden şüphe duymama hakkımız olmayabilir… Mutlu günler dilerim… 

Haberin Devamı

Gelelim günün Tavsiyeli hikayesine;

Erkek kardeşlerin ikisi de babalarından kalma çiftlikte çalışırlardı. Kardeşlerden biri evliydi ve çok çocuğu vardı. Diğeri ise bekardı. Her günün sonunda iki erkek kardeş ürünlerini ve kârlarını eşit olarak bölüşürlerdi. Günün birinde bekar kardeş kendi kendine: "Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil" dedi,

 "Ben yalnızım ve pek fazla ihtiyacım yok." Böylelikle, her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin evindeki tahıl deposuna götürmeye başladı. Bu arada evli olan kardeş, kendi kendine: "Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil, üstelik ben evliyim, bir eşim ve çocuklarım var ve yaşlandığım zaman onlar bana bakabilirler.

Haberin Devamı

Oysa kardeşimin kimsesi yok, yaşlandığı zaman hiç kimsesi yok bakacak" diyordu. Böylece evli olan kardeş her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı. İki kardeş de yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadılar, çünkü her ikisinin de deposundaki tahılın miktarı değişmiyordu.

Sonra, bir gece iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken çarpışıverdiler. O anda olan biteni anladılar. Çuvallarını yere bırakıp birbirlerini kucakladılar. Hayattaki en yüce mutluluk, sevildiğimize inanmaktır… 

Yazarın Tüm Yazıları