Kitapçığa sızan başkanlık mesajı

ÜSTÜNÜZE afiyet, Başbakan’ın Londra seyahatinden hemen önce ateşli bir farenjite yakalandım.

Haberin Devamı

Salgın bu, epeydir kol gezdiğine göre bizim evi de yoklayacaktı er geç, fakat zamansız uğradı. 


Serde, harap bitap yatağa serilecekken çanta toplayıp The Uçak’ın yolunu tutmak da varmış....

Her neyse. Adamakıllı nanemolla bindim uçağa. Yine de ayrıntılarda gizlenen subliminal bir gönderme kaçmadı gözümden.

Seyahat kitapçığını karıştırırken ‘ülke notu’ kısmında karşıma çıktı.

A bendinde ziyaret edilen ülkenin tarihçesi veriliyordu. B bendinde ise kısaca siyasi rejimi özetleniyor...

Size de ilham verici gelecek bir kesitini motamot aktarıyorum.

 

* * *

 

Aşağıdaki alıntılar, siyasi rejim bahsinin ilk üç paragrafında geçiyor.

Önce ısındırma sadedinde bir girişle başlıyor:

“Birleşik Krallık’ın yönetim sistemi anayasal monarşidir.

Birleşik Krallık (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı); İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda olmak üzere, dört kurucu ülkeden oluşan bir devlettir.

Büyük Britanya (Great Britain) terimi, sadece İngiltere, İskoçya ve Galler’i kapsamaktadır.

Birleşik Krallığı oluşturan kurucu ülkelerden İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’da yetki devrine (devolution) dayalı bir siyasi yapılanma bulunmaktadır...”

 

* * *

 

Haberin Devamı

Peki nasıl çalışıyor bu yetki devri yapılanması? Onun açıklaması da ikinci paragrafta:

“Yetki devri uyarınca, egemen devletin sahip olduğu yasama ve yürütme yetkilerinin bir bölümü, Birleşik Krallık Parlamentosu (Westminister) tarafından farklı ölçülerde olmak üzere İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’daki ulusal parlamentolara ve bunların seçtiği yürütme organlarına devredilmiştir.”

Yeterince aydınlatıcı sanırım.

 

* * *

 

Ancak egemenlik hakları ne olacak, onlar da devrediliyor mu? Ve Birleşik Krallık bu haliyle nasıl bir devlet oluyor; federatif mi, yoksa hâlâ üniter mi? Şu da ona dair kısmı:

“Bu sistemde hukuken üniter devlet özelliği korunmakta ve merkezi parlamentonun yetki devrini geri alma veya değişiklik yapma hakkı muhafaza edilmektedir.

Yetki devrinden yararlanan kurucu ülkelerin egemenliği bulunmamaktadır.

Ana hatları itibariyle anayasa, savunma, ulusal güvenlik, dış politika, vatandaşlık ve göç gibi konular, Birleşik Krallık Parlamentosu’nun uhdesinde bulunmakta olup... İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’daki yerel parlamentolar, bu
konuların dışında kalan ve yetki devrinde bulunulmuş alanlarda yasama faaliyetlerinde bulunabilmektedirler...”

Umarım artık zihninizde canlandırdınız, tablo gayet net çiziliyor.

Mesaj açık: Yetki devriyle güçlendirilmiş özerk bölgeler ve yerel parlamentolar, yani yerinden yönetime dayalı idari yapılanma şekilleri, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmayabiliyor, üniterliğine halel getirmeyebiliyor.

Federe başkanlığın zıddı olarak üniter başkanlık tam da böyle bir şey olsa gerek.

 

* * *

 

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniter yapıda da başkanlık sisteminin mümkün olduğunu söylemişti.

Başbakan Davutoğlu’nun seyahati için hazırlanan kitapçık, çaktırmadan bu modele somut bir örnek gösteriyor.

Erdoğan’ın önerdiği üniter başkanlık sistemi bu mudur? Önerisini geliştirirken aklında Büyük Krallık rejimi var mıydı? Türkiye’ye benzeri bir idari sistem getirmeyi mi kastediyordu? Bilmiyoruz...

Ancak kitapçığın ilgili bölümlerinden şu sonuçları rahatlıkla çıkarabiliriz:

A- Başbakan Davutoğlu ve ekibi ince ince işliyor, gergef gibi. Zihinleri başkanlığa hazırlamak için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Gizli reklamlardaki ürün yerleştirme mantığıyla her yere uygun mesaj döşediklerini söylemiyorum tabii. İşin şamatası o. Ama başkanlığın içini doldurmak için izledikleri bir yöntem, sergiledikleri bir çaba olduğu görülüyor.

B- Hem dört parçalı bir birleşik krallığa... Hem üniter bir yapıya... Hem de tıkır tıkır işleyen bir parlamenter demokrasiye aynı anda sahip olmak mümkün. Canlı ve başarılı örneği gözler önünde duruyor.

 

* * *

 

Haberin Devamı

Demek ki her birleşik ülke, bir federasyon değil...

Her krallık, başkanlık değil...

Her üniter yapı, katı merkeziyetçi değil...

Her özerk bölge parlamentosu, egemenlik devriyle kurulmuyor...

Her yetki paylaşımı, bölünmeyle sonuçlanmıyor...

Demek ki üniter bir başkanlık sistemi de olabilir. Eyaletlere ayrılıp hâlâ üniter devlet de kalınabilir.

Belli bir yönetim biçimine şartlanıp kalmamak lazım.

Gücün tek elde merkezileşmesi, yetkilerin bir yerde toplanmasındansa... Yetkileri olabildiğince dağıtan, iktidarı adilane paylaştıran sistem en iyi sistemdir demek ki.

Yazarın Tüm Yazıları