1 Kasım darbeymiş

Sanki 7 Haziran sonuçlarını kendi varlığına tehdit olarak gören PKK değilmiş.

Sanki silahlı mücadele yöntemini anlamsızlaştırdığı için, HDP'nin yüzde 13 almasından en çok dağdakiler rahatsız olmamış.

Sanki silahsız yapılamayacak bir şey kalmadığını göstererek HDP'nin silahları taca çıkarmasından onlar korkmamış.

Sanki silahların sesini boğmazdan önce demokratik siyaset yönteminin zaferini boğmaya onlar girişmemiş.

Sanki 'barışı biz getireceğiz' diye oy toplayan Demirtaş'ı, 'PKK'ya silah bırakma çağrısı bile yapamaz, üstüne vazife değil, haddine mi' diye paylayan KCK zevatı değilmiş.

Sanki HDP'nin 7 Haziran sandığına onlar çökmemiş.

Sanki yüzde 13'ü kendilerine mal etmek için 'emanet oy yoktur' kaldıracı üzerinden başarıya allem kallem onlar sarkmamış.

Sanki HDP'nin 1 Kasım kampanyasına onlar el koymamış. Sanki Demirtaş'ın sivrilmesinden telaşa kapılıp yüksek profilli bir kampanya yürütmesine onlar ket vurmamış, lider olarak öne çıkmasının önünü onlar kesmemiş, katma değerini onlar törpülememiş.

Sanki 7 Haziran'da HDP'ye gelen asgari bir milyon oyu onlar geri kaçırtmamış.

Bütün bunların toplamında sanırsınız ki 7 Haziran'da sandıktan çıkan sonuçlara onlar silahla, terörle, zorbalıkla darbe vurmamış. Demokratik yarışı onlar gölgelememiş. Sandığı tekmeleriyle onlar devirmemiş. HDP'yi hırpalaya hırpalaya oylarını gasp eden onlar değilmiş...

Oturmuş KCK eşbaşkanlığı imzasıyla ciddi ciddi bildiri yayınlıyor, 'darbe' vesair gibi alengirli laflarla kendi sorumluluklarını örtmeye, HDP'nin düşüşündeki katkılarının üstünü kapatmaya çalışıyorlar.

***

HDP'nin 1 Kasım performansı, sanki KCK'nın özyönetim fantezileri uğruna ortalığı ateşe verme stratejisinin eseri değilmiş gibi...Bir de demezler mi '1 Kasım siyasi darbedir, sandığı gasptır, iktidara el koymadır' diye.

Bir de 'karşı muhtıra veriyor' süsü altında suçu AK Parti ve Erdoğan'ın üstüne yıkıp kenara çekilmeye teşebbüs etmezler mi?

Bir de kandırdıkları, yanılttıkları, canları pahasına kumar oynayıp kaybettirdikleri tabanlarına hesap vermekten kaçmaya, özeleştiri yapmaya bile tenezzül etmeden çiğ demagojilerle işin içinden sıyrılmaya yeltenmezler mi?

Kabus gibi geçmiş son 5 ayda millete ödetilen bedelin faturası şimdi doğru adrese kesilemeyecek, öyle mi?

Silahlı siyaseti kutsayan, bu uğurda silahsız mücadelenin başarısını içine sindiremeyip bütün demokratik kazanımları göz göre göre ateşe atan Kandil şeflerine tek laf edilmeyecek yani. HDP'den çekin artık ellerinizi de denmeyecek. HDP cenahından, hesap soracak tok bir ses de yükselmeyecek. Yok yere, ham hayaller peşinde yaşattıkları yıkım görmezden gelinip geçiştirilecek öyle mi?

***

Seçimin kalitesini ve meşruiyetini tartışmaya açarak, dürüst ve serbest gerçekleşmediği şayiaları çıkararak ortalığı birbirine katıp aradan sıvışabileceklerini düşünüyorlar.

Oy ve Ötesi Derneği, 60 binden fazla gözlemciyle sandık başlarında nöbet tutmuştu. Raporunu dün açıkladı. Toplam 195 bin 606 sandık başı tutanağını resmi kayıtlarla karşılaştırmışlar. Ve yalnızca 766 sandıkta uyuşmazlık tespit edilmiş. Anlayacağınız uyuşmazlık, kullanılan 47 milyondan fazla oyun yalnızca 10 bine yakınında var...

Şu halde seçimin dürüstlüğüne ve serbestliğine laf söyleyen, yalan söylemez mi! Oy ve Ötesi'nin 7 Haziran seçimlerinde tespit ettiği uyuşmazlık oranından bile daha azmış üstelik bu oran.

1 Kasım seçimlerini geçerli saymayacaklarmış...

7 Haziran'dan daha kaliteli ve daha meşru bir seçim sonucunu yok saymak isteyen, buyursun yok saysın. Gözünü kapayan, kendine gece yapar. Mışıl mışıl iyi uykular.