Nasıl oluyor da ona da ikna ediyor, buna da ikna ediyor?

- BİR: “Türkiye Erdoğan’ın liderliğinde İslam dünyasına önder oldu” cümlesi...

- İKİ: “Türkiye’nin yükselişini engellemek için düşmanlar her şeyi yapıyor” cümlesi...

İdeolojik kurgu, işte bu iki sihirli cümlenin üzerinde yükseliyor.

*

Kurgu böyle olunca...

Ve ahalinin önemli bir bölümü bu kurguya inanınca ya da inandırılınca...

- “Rus uçağı sınır ihlali yaptı, biz de vurduk. Ne yani? Sınırlarımızı ihlal eden uçağı vurmayacak mıydık?” denilince de haklı olunuyor.

- “Bu işin içinde kumpas var. Düşmanlarımız bizim Rusya ile aramızı açmak istedi. Büyüyen Türkiye’nin önünü kesmek istediler. Biz de bu kıskaçtan kurtulmak için Rusya’yla barıştık” denilince de haklı olunuyor.

*

Bir başka unsur daha var:

Ahalinin önemli bir bölümü, Tayyip Erdoğan’ın çok büyük bir lider olduğuna inandırılmış durumda.

Böyle bir güven tesis edilmiş. Ettirilmiş.

*

İşte bu güven nedeniyle de...

Ahalinin önemli bir bölümü “Akıllı adam, becerikli adam... Mutlaka bir bildiği vardır... Böyle yapmasının muhakkak geçerli sebepleri vardır” diye düşünüyor.

*

Batı’da bile siyasetin artık sıradan insanların kavrayamayacağı kadar karmaşık hale geldiğini düşünenlerin sayısı hızla artarken...

Bizde ahalinin önemli bir bölümünün böyle düşünmesinde şaşacak, hayretlere düşecek bir şey yok.

*

Bir de şu var:

Sanılanın aksine sıradan insanlar, tutarlılık arayışı içinde olmazlar.

Kendileri gündelik hayatlarında bir tutarlılık içinde değiller ki memleketi yönetenlere kritik gözle bakıp “dün öyle diyordun, bugün böyle diyorsun” diye bir tutarlılık sorgulaması yapsınlar.

*

Velhasılı kelam...

Erdoğan, ahaliyi ikna etme hususunda görüp göreceğimiz en becerikli siyasi lider.

İyi ama böyle bir beceriden yola çıkarak...

Erdoğan için...

“Çok başarılı bir siyasi aktör” diyebilir miyiz?

*

Siyasi aktörlerin başarılı sayılmasının yegâne ölçütü, kitleleri ikna etme konusunda sergilediği beceri değildir.

*

Başarı sorgulaması şöyle yapılır:

- İzlediği politikalar, nasıl sonuçlar doğurdu?

- Bu politikalar, ilan ettiği amaca uygun düştü mü?

- Kavga ile kavgadan dönüş arasında geçen zamanda ülke ne tür kayıplara uğradı?

- Bu kayıpların telafisi mümkün mü?

- Bu kayıpların sorumluluğu ne olacak?

*

Kısacası...

Becerikli olmak ayrı şey, başarılı olmak ayrı şey...

NE ZAMAN SIKIŞILIRSA  AKLA GELİR AYASOFYA

AYASOFYA’da ezan okunmuş.

Allahu ekber!

*

Mavi Marmara çıkışını...

İsrail barışını...

Rusya geri adımını...

Dengelemek için bundan daha güzel bir adım atılamazdı.

*

Allahu ekber!

Gerçekten.

OSMANGAZİ KÖPRÜSÜ’NE DAİR ÜÇ BASİT ŞEY SÖYLEYECEĞİM

BİR: Yapanlara, yaptıranlara, sebep olanlara teşekkür ediyorum. Mükemmel bir hizmet...

* 

İKİ: Sanki babamın malıymış gibi ilk fırsatta o köprüden gururla geçip İzmir’e bir çırpıda ulaşmak için can atıyorum.

*

ÜÇ: Bir hükümet mükemmel bir hizmet yaptı diye... O hükümetin yaptığı yanlışlara ses edilmeyeceğini düşünmek ilkellikten başka bir şey değildir.

SİYASET BATTIĞINDA BATMAK İSTEMİYORSAN

Aydın olmak istiyorsan... Bağımsız, bağlantısız olacaksın.

Sivil toplum örgütü olmak istiyorsan... Kaderini siyasete bağlamayacaksın.

Hakiki din adamı olmak istiyorsan... Siyasete mesafe koyacaksın.

Muteber bir akademisyen olmak istiyorsan... Fanatik taraftar olmayacaksın.

Medya olmak istiyorsan... Partinin medyası olmayacaksın.

*

Yoksa siyaset battığında sen de batarsın.

ŞU TERBİYESİZLİĞE BAKIN

ELİF Çakır.

Tartışılacak, eleştirilecek, asla kabul edilmeyecek işler yaptı gazetecilik alanında.

Vaktiyle AK Parti’ye destek veriyordu, bugünlerde daha eleştirel bakıyor.

*

Sırf AK Parti’ye daha eleştirel bakıyor diye...

AK Parti yanlısı bir sitenin kendisine reva gördüğü başlık bu.

*

Böyle bir alçaklığa ses edecek kimse kalmadı mı camiada?

MÜSLÜMAN’IN İŞİ ÇOK ZOR

HEM...

IŞİD zihniyetiyle mücadele edecek.

Hem de...

IŞİD’i bahane ederek İslam’a saldıran İslam düşmanlarıyla...

*

Bu nedenle...

Müslüman’ın işi gerçekten çok zor...

O UYANIKLIK O SAVCIYA SÖKMEZ BE REZA

REZA uyanık ya...

Gitmiş, Savcı Bharara’nın bir mektep arkadaşını kendisine avukat tutmuş.

*

Reza... Reza...

Sen orayı bizim buralar gibi mi belledin?

*

Bu saatten sonra bırak Bharara’nın mektep arkadaşını...

Babasını tutsan...

Sana hayrı olmaz.