Çürümüş bir şeyler dönüyor ortalıkta

Kokuşmuş, çürümüş bir şeyler kapladı her tarafı.

Haberin Devamı

- İlkesel duruşların artık büyük ölçüde bir tarafa bırakıldığı...

- Tarafgirliğin artık gözleri tamamen kör ettiği...

- Gri alanların artık büsbütün kalmadığı...

- Her iki tarafı da etkileyen malzemelerin ortalığa döküldüğü...

Bir sürece girmiş bulunmaktayız.

*

Malzemeye bakılıyor.

Malzeme, karşı taraf olarak bilinenleri yerin dibine batırıyorsa...

Malzemenin etrafında çılgınca dans ediliyor.

*

Ve yine malzemeye bakılıyor.

Eğer malzeme, dost taraf olarak bilinenleri yerin dibine batırıyorsa...

Havaya bakılıp ıslık çalınıyor, malzeme görmezden geliniyor.

*

Öyle kanıksanmış durumda ki bu kokuşma, bu çürüme...

“Biz ne yapıyoruz böyle?” diyen yok.

*

Eğer yanılıp da birileri böyle bir şey demeye kalkarsa...

Dünyanın en sıkıcı çağrısıyla karşılaşılmış gibi yapılıyor.

*

Haberin Devamı

Kokuşmuş, çürümüş bir şeyler dönüyor ortalıkta.

Ve işin daha da tuhafı...

Bundan rahatsız olup burnunu tutmaya bile gerek duymayanlarla dopdolu her yanımız.

AYKUT ERDOĞDU’DAN BANA İTİRAZ VAR

SABAH kalktım.

Çürümüş bir şeyler dönüyor ortalıkta

Kayıtsız bir alışkanlıkla telefonumu şöyle bir evirip çevirdim.

Baktım, telefonumun mesaj kutusunda bir mesaj.

Aykut Erdoğdu yollamış.

*

Tam olarak şöyle yazıyordu mesajda:

*

“Benim eşim benim de yer aldığım genel merkez yönetiminin anahtar listesinde yoktu. Yani bir torpil yapılmadı. Kendisi anahtar listede olmamasına rağmen tek başına delegelerden oy toplayarak, anahtar listede olanlardan daha çok oy alarak, yani listeyi delerek göreve seçildi. Yani benim, eşime torpil yapmam söz konusu değil. Hatta içinde bulunduğum yönetim halihazırda görevde olan Tuba’yı anahtar listeye almayarak büyük haksızlık etti. Ama siz benim torpil yaptırdığımı yazmışsınız. Yani gerçeğin tam tersi. Ve sizi okuyan herkes bu şekilde düşünecek. Siz insanları kandırdınız. Ne diyeyim?”

*

Aykut Erdoğdu’nun itirazı böyle.

*

Kimseyi kandırmak istemem.

Gerçeğin milim dışına çıkmak da istemem.

Aykut Erdoğdu’nun söylediklerini de doğru kabul etmeye hazırım.

*

Yeter ki Aykut Erdoğdu, şu iki soruya da cevap versin:

*

Haberin Devamı

- SORU BİR: Madem eşiniz Tuba Hanım için herhangi bir torpiliniz söz konusu olmadı... O halde neden eski eşinizle telefonda konuşurken şöyle bir şey söylediniz: “Kemal Bey’i beş kere aradım, bunu listeye al diye.”

*

- SORU İKİ: Madem eşiniz Tuba Hanım, partiniz CHP’de geldiği her yere bileğinin hakkıyla geldi... O halde neden eski eşinizle konuşurken şöyle bir şey söylediniz: “Oğuz’u (Oğuz Kaan Salıcı) beş kere aradım, ‘Beni çıkarın bunu alın’ diye.”

*

Ve Aykut Erdoğdu’ya son bir not:

*

Eğer benim amacım kandırmak ve gerçeğin tam tersini söylemek olsaydı, torpil iddialarıyla hiç uğraşmaz, doğrudan yeni eşiniz hakkında söylediğiniz ağza alınmayacak cümleler üzerinde tepinirdim.

Haberin Devamı

Dün sizin hakkınızda yazdığım yazıyı bir kez daha okursanız benim olaya nasıl bir ahlaki düzlemden baktığımı fark edersiniz.

Bunu fark ettiğiniz anda da size karşı bir art niyetimin olmadığını görmüş olursunuz.

Kısacası Aykut Erdoğdu...

Kasten kandırmak, kasten gerçeğin tam tersini söylemek gibi bir amacım yok benim ve ikna edilmeye sonsuz açığım.

DE NİRO’NUN KULAĞINA GİTSİN DİYE YAZDIM


ÜÇ favorini say deseler, hemen başlarım saymaya:

*

Al Pacino, Robert De Niro, Dustin Hoffman.

Çürümüş bir şeyler dönüyor ortalıkta

*

Fakat üçünden de feci şikâyetçiyim.

*

Destansı başyapıtlara hayat vermiş, karizmatik oyunculuklarıyla ortalığı allak bullak etmiş, canlandırdıkları karakterleri unutulmaz kılmış bu adamlar...

Son zamanlarda...

Haberin Devamı

Uyduruk komedilerin, burun kıvrılacak zorlama filmlerin, tamamen lüzumsuz konuk oyunculukların içinde debelenip duruyorlar.

*

Robert De Niro abimiz hazır İstanbul’dayken...

Bu serzenişimi yazayım dedim.

Belki kulağına gider.

ESKİ / YENİ

ESKİDEN en yeni şeyleri liberaller söylerdi.

Artık liberallerin söylediği her şey çok sıkıcı.

*

Eskiden ABD, liberalizmin kalesiydi.

Artık kürtajı yasaklayan ülke.

*

Eskiden kimlik politikaları revaçtaydı.

Artık bıktı dünya kimlik politikalarından.

REZİL OLMA TEHLİKESİ İÇEREN ŞEYLER

- Dikkat çekme çabası içine girmek.

*

- Sosyal tırmanma hırsına kapılmak.

*

- Hiç tökezlemeyecekmiş gibi şımarmak.

*

- Başkasının başına gelenin kendi başına gelmeyeceğini düşünmek.

*

Haberin Devamı

- Yaşanan hayatla söylenen söz arasında uyum sağlamamak.

ÇOK ÖZÜR

KÜRTAJ gündemi nedeniyle aklıma gelen bir filmden söz etmiştim dünkü yazımda. ‘4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün’ adlı filmin Polonya filmi olduğunu yazmışım.

Çürümüş bir şeyler dönüyor ortalıkta

Yanlışlıkla.

Pek tabii ki Polonya filmi değil, Romanya filmi olacaktı.

*

Bu vahim hata için bin özür.

*

Uyaran, “Yanlış yazmışsın” diyen, “Dikkat etsene kardeşim” diye bozuk çalan herkese çok ama çok teşekkür.

Yazarın Tüm Yazıları