Çocuk bu çocuk, ne bilir AK Parti’yi, HDP’yi

“Ölenler AK Partiliydi... HDP siyasi rant peşinde...”

*

Diğeri diyor ki:

“Ölenler HDP’liydi... AK Parti siyasi rant peşinde...”

*

Yuh!

*

Bunlar ölüm haberini aldıklarında...

Önce ölenin ve öldürenin kimliğine bakıyorlar.

Tarafgirlik bunların alayını empati yeteneğini yitirmiş birer sosyopata dönüştürmüş.

YENİ ŞAFAK SANDIM

GAZETE yığınından bir gazete çektim... Şöyle bir baktım. Kocaman harflerle şunu diyordu:

- Eyyy FETÖ... Eyyy PKK... Eyyy IŞİD...

- Üst akla maşa oldunuz, güzelim memleketi kan gölüne çevirdiniz...

- Allah topunuzun belasını versin!

*

İlk bakışta Yeni Şafak gazetesi sanmıştım, dikkatli bakınca Sözcü olduğunu anladım.

FETULLAHÇI AK PARTİLİLER

BAZILARI diyorlar ki:

- AK Parti’de çok sayıda Fetullahçı var.

- Ancak onlara dokunulmuyor.

- AK Parti kendi içindeki Fetullahçıları koruyup kolluyor.

*

Herhangi bir mantığı yok bu söylenenlerin.

Bir hakikate dayanmıyor.

Tamamen sallama... Tamamen atmasyon...

*

- Tayyip Erdoğan’ın hayatına kastetmiş...

- Binali Yıldırım’ı etkisiz hale getirmeye yeltenmiş...

- AK Parti’yi yer ile yeksan etmeye kalkışmış...

FETÖ adlı örgütün...

AK Parti içindeki uzantılarının koruyup kollanacağını düşünmek abesle iştigaldir.

*

Göreceksiniz:

Çember daralacak ve sıra onlara da gelecek.

FETÖ’CÜ ÇEŞİTLERİ

- SIĞINACAK YER ARAYANLAR: Köylerinden, kasabalarından okumak için şehre gelirler. Kalacak yer yok, para yok, imkân yok. Yok oğlu yok... FETÖ bunlar için sığınacak, barınacak bir limandır. Üstelik dini bir tarafı da vardır bu limanın. Bir dalarlar bu limana, bir daha çıkamazlar. Yıllar geçtikçe robotlaşırlar.

*

- TAŞRANIN YENİ ZENGİNLERİ: Orta boyun biraz üstünde bir işletmeye sahiptirler. İşlerini yoluna koymuşlardır. Halleri vakitleri yerindedir. Fakat bir eksikleri vardır: Sosyal yönden pek zayıftırlar ve hayatlarının pek bir anlamı yoktur. İşte bu tipler bir anlam arayışıyla yönelirler FETÖ’ye... “Yurtdışında okullar yapıyoruz” falan diye manevi bir huzur bulurlar.

*

- HIRSLI BÜROKRATLAR: Bürokraside merdivenleri koşar adım tırmanmak ve her zaman, her yerde kollanmak isteyen bürokratlar da FETÖ’nün avucundadır. Bunların bir kısmı hem inanan hem de yükselmek isteyen tiplerdir. Bir kısmı ise sadece yükselmek isteyen riyakârlardır. “Cemaatçi” gibi davranırlar ama takiyeci bir örgüte takiye yapma kurnazlığını sergilemektedirler.

*

- İHTİRASLI İŞADAMLARI: Daha fazla ihale kazanmak, daha fazla kâr elde etmek, daha fazla büyümek isteyen işadamları, çıkar sağlayan bir şebeke haline gelmiş FETÖ adlı yapılanmanın kollarına atarlar kendilerini... İnanarak ya da inanmayarak... Bunlar büyüdükçe gözlerini karartırlar, gözlerini kararttıkça da örgütle sarsılmaz bağlar içine girerler.

*

- TRAMVAYDAN İNENLER: Bir aksilik çıkmıştır, bir anlaşmazlık ve dışlanmışlardır bir biçimde... Ya da rüzgârın tersten estiğini görmüşler ve böylece “Ben artık burayı terk edeyim” duygusuna kapılmışlardır... İtirafçı olurlar bunlar. İhtiras tramvayını ilk terk edenler bunlardır. (Aralarında samimi olarak hakikati görüp tövbe edenleri istisna tutmak lazım. Onları yüzlerinin kızarmasından tanıyabilirsiniz.)

PKK’NIN AMACI NE?

GÜÇLÜ bir şekilde masaya oturmak mı?

İyi ama kan akıttıkça, bomba patlattıkça bırak güçlü bir şekilde masayı oturmayı, masaya bile oturamayacak hale geliyor.

*

Bombalayarak herkesi yıldırmak mı?

İyi ama yıldıracak da ne olacak? Hangi hedefine ulaşacak? Hangi amacını gerçekleştirecek? Hangi maksada erişecek?

*

Kürtlerin gözünde yükselmek mi?

İyi ama şiddeti arttırdıkça Kürtlerin gözünde düştüğünü, Kürtleri inanılmaz bir çaresizliğe ve umutsuzluğa sevk ettiklerini görmüyorlar mı?

*

HDP’yi önemli hale getirmek mi?

İyi ama kan döküldükçe HDP’nin siyaset yapma imkanı ortadan kalkmıyor mu? HDP’yi ne diyeceğini bilemez hale getirdiklerinin farkında değiller mi?

MEYDANI LİDER OKUR SEN GÖREVİNİ YAP

HER kademeden devlet görevlisi, terör örgütlerine meydan okuyor.

*

Emniyetçisi, kaymakamı, valisi, istihbaratçısı falan...

Hepsi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan öğrendikleri cümleyi tekrarlıyor:

“Topunuz gelsin.”

*

Geldiğimiz yer şurası:

Herkes meydan okuyor.

Görevini yapan yok.

*

Oysa olması gereken şu:

Meydanı lider okur.

Diğerleri görevini yapmalı.

GAZZE

- E hani abluka kalkacaktı?

- E hani İsrail, bir daha yapmayacaktı öyle şeyler?

- E hani Gazze halkı pek bir memnundu olup bitenlerden?

- E hani Gazze’nin gözyaşları siliniyordu?

- E hani İsrail’le yaptığımız anlaşma hayırlara gebeydi?

*

Bak, İsrail yine vurdu Gazze’yi.

Mutlu musun?