Yalçın Bayer: Yasaya bak yasaya






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

‘UYUŞTURUCU ve silah kaçakçılığı gibi faaliyetlerle büyük servetler elde eden ve bu serveti aklayarak, yakalanmadan kurtulmayı başaran mafya babalarına karşı İngiltere Hükümeti'nin yeni bir uygulama başlatacağı bildiriliyor.’’ NTVMCNBC sitesinde Londra Muhabiri Zafer Arapkirli'nin aktardığı bu haberin devamını okuyalım:

‘‘Hazırlığı yapılan yeni yasal düzenlemelerle, faaliyeti bilinen mafya babalarının tüm servetine, mahkemelerde hüküm giymemiş olsalar bile devlet el koyabilecek.

İngiltere İçişleri Bakanlığı tarafından iki yıldır hazırlanan ve önümüzdeki yasama döneminde parlamentoya sunulması beklenen yasanın benzeri, halen ABD ve İrlanda'da başarıyla uygulanıyor. Bu uygulamanın amacı, faaliyetlerini devletin kolluk güçlerine yakalanmadan sürdürebilen, ancak elde ettiği astronomik serveti nasıl kazandığını izah edemeyen, çoğu zaman da birinci derecede yakınlarının üzerine geçirdiği servetini sorunsuz biçimde kullanabilen organize suç örgütü liderleri, ya da yaygın adıyla mafya babalarını hedef almak.

Bu amaçla oluşturulan Suçla Elde Edilmiş Serveti Avlama adlı bir örgüt, söz konusu kişileri izleyerek, serveti nereye aktardıklarını saptayacak ve mahkemelere, bu kişilerin faaliyetiyle ilgili sunduğu delillerden yararlanılarak, yasadışı faaliyet konusunda sadece 'kanaat getirilmesi' halinde bile bir kişinin mal ve mülkü ile bankadaki parasına el konulabilecek. Bu kişilerin servetlerini, genellikle eşleri, çocukları ve anne babaları gibi birinci derece yakınlarının üzerine geçirdiklerini de göz önünde tutan yasa, söz konusu yakınları da kapsama alacak.’’

Bir de bize bakalım. Birkaç yıldır Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) var. Elinde 100'e yakın dosya var. Bugüne kadar yazışmalardan öte ne yaptı?

Onlar nerede, biz nerdeyiz?

İngiltere'nin yaptığı gibi radikal bir çözüm olmazsa Türkiye'de 'kara para'nın kaynağına ulaşmak mümkün olur mu? Adamlar kafalarına vura vura yasadışı serveti takip edip el koyma kararı alabiliyor. Yasalarını buna göre düzenliyor. Bizde 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu bu hükümet tarafından çıkartılmıştı. Ancak yargı bu yasayı tam özümseyemediği ve savcılar yorumda sıkıntı çektikleri için bu yasa üzerindeki bir değişiklik Meclis gündemine gönderildi. Hálá parlemantodan destek bulamadığı görülüyor.

Her şeyin gerisinden gidiyoruz. Parasını, malını mülkünü kontrol edemeyen ülkeyi AB'ye alırlar mı?

Tabii almazlar.

Çadır rezaleti (3)

İKİ gündür yayınladığımız 'çadır rezaleti' konulu haberlerimiz nedeniyle Bakan Mumcu'ya tepkiler sürüyor.

Londra'dan yazan Harun Tepe adlı okurumuz, ‘‘Acaba Berlin'le ilgili yazılanlardan dolayı Bakan Mumcu hiç hicap duymuyor mu?’’ diye soruyor.

Trabzon'dan Ömer Kazancı adlı okurumuz ise Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun Almanya'da açılan Türk standını beğenmeyenlere söylediği 'beğenmeyenler vatanperver değil' lafı üzerine usta şair Nazım Hikmet'in şu mısralarını anımsatıyor:

‘‘Siz vatanperversiniz, siz yurtseversiniz, ben yurt hainiyim, vatan hainiyim.

Vatan çiftliklerinizse/kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan/vatan, kurtulamamaksa kokmuş karanlığınızdan/ben vatan hainiyim.’’

Almanya'dan bir işadamı okurumuz Berlin'deki Türk standı ile İspanya standının fotoğraflarını çekip bize göndermiş. İki stand arasındaki fark açıkça görülüyor. Okurumuz, ‘‘Türk standının bu halde olmasına sebep olarak; ağır ihmal, savsaklama, suiistimal, bilgisizlik, Türk turizmine darbe niyeti, vatana hainlik olarak gösterebiliriz. Bunun hesabı sorulmalı, bunun hesabı verilmemlidir’’ diyor.

Hani hep önde, hep ileriydik!

Ballı krediler nasıl verildi?

Kararnamelerin içeriğinden bakanların haberi olmuyor

DÜNKÜ Hürriyet'te okuduk, ama Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun geçen yıl şubat ayında bir günlük kararname ile bazı turizmcilere el altından 50 milyon dolar kredi aktarılması öyküsünü bir de 'Turizmciler.com' sitesinden öğrenelim:

‘‘Ekonomik istikrar programı nedeniyle, bu yıl seyahat acenteleri yerine sadece konaklama tesislerini KOBİ kapsamında değerlendirerek, teşvik kapsamına almayan Ecevit başkanlığındaki koalisyon hükümetinin, gizli bir kararname ile bazı seyahat acentelerine özel destek verdiği ortaya çıktı.

Geçtiğimiz hafta çok ağır bir bunalımla noktalanan istikrar programının uygulanması sırasında programdan taviz vermediğini öne süren hükümetin, kendisine yakın bazı seyahat acentelerine, 25.2.2000 tarihinde özel bir kararname ile fon kaynaklı kredi kullandırdığı belirlendi.

Peki bu kredi kimlere kullandırılmış?

‘‘Vural Öger'in sahibi olduğu Öger Tours yanında Magic Life tatil köylerinin sahip olduğu Vasco seyahat acentesi, Fransa'da bulunan Pasha Tour'un sahip olduğu Nilüfer Tur, Tentur ve ANAP'ın 1999 seçimlerinde Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Talha Görgülü'nün sahip olduğu seyahat acentesine toplam 50 milyon dolar karşılığı kaynak kullandırıldı.’’

Görgülü aynı zamanda TÜRSAB Yönetim Kurulu üyesi.

Bu durumu yeni öğrenen acenteler tepki göstermişler. TÜRSAB'tan, bu durumun haksız rekabete yol açtığını, kredinin gerçek yüzünün ortaya çıkarılmasını istemişler.

IĞDIR'DA DA OLMUŞTU

Anımsayalım, bu hükümetin kaçıncı vakasıdır?

Turizm Bakanı Erkan Mumcu'yu artık bir yana bırakalım, Eximbank'tan sorumlu Devlet Bakanı Prof. Tunca Toskay, kredi kararnamesi olayını anımsamadığını söylüyor. Öyle mesai saatiyle sınırlı başvuru çağrısı olmaması lazım, diyor. Peki Iğdır'daki MHP'li Aras ailesinin taşıma firmasına Nahcıvan'dan 10 bin ton motorin getirme hakkı verilmesi ile ilgili çıkarılan gizli ve özel kararnameden de haberi olmadı mı acaba? Diğer bakanların da mı haberi yok?

Ne yazık ki önlerine gelen bu tür boş kararnameleri imzaladıkları için, işin ucunda nelerin döndüğünden bakanların bile haberi olmuyor!

Adem baba olduk

BECERİKSİZLERE bir önerim var: Ekonomi hesap işi; hesabımız bu kadar kuvvetliyse neden ‘‘ayvayı yedik’’.

Bizi ‘‘Adem baba’’ gibi bıraktınız.

Sarıyer'deki Tellibaba türbesine gidin, tel, çaput bağlayın, mum yakın, kurşun döktürün, nazar değmesin.

Şansımız ters gitmesin.

Fikret ÖZALP

E.Dz.Alb.-İSTANBUL

MESAJ

ZONGULDAK'tan bir okurumuz anlatıyor: Emniyet Müdürümüz Mümtaz Karaduman, bayram öncesi bir aylık izne ayrıldı. Kış ortasında bu izne bir anlam veremedik. Yoksa Sayın Valimiz İsmet Metin kendisini üzdü mü? Karaduman gereksiz alınganlık mı gösteriyor? Tepkisi neye? Devlet Bakanı Hasan Gemici, Ecevit'in eski koruma müdürü olan Karaduman'a halin nicedir diye sordu mu acaba? Bizler de Zonguldak'ta nelerin döndüğünü öğrenmek istiyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları