Yalçın Bayer: Su savaşı

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

BANDIRMA Belediye Başkanı DSP'li Dr. Halil Ünlü, Gönen barajından Bandırma'ya su verilmesi konusunda yıllardır süren girişimlerin engellendiğini söylüyor.

Susuzluktan kıvranan ilçeye su getirme girişimlerinde zorlu bir kavga yaşanıyor.

250-300 bin nüfusa göre, Bandırma, Gönen, Manyas, Edincik ve köylerinin suya kavuşturulması için bir proje geliştiriliyor. Dr. Ünlü'nün anlatımına göre, 1996'da tamamlanan Gönen Barajı'nın suyunun % 16'sının Bandırma ve Gönen'e tahsisi, 17.7.1996 tarihinde Devlet Su İşleri tarafından uygun görülmüş... Başbakanlık'tan da olur alınmış...

Geçen dönemin DYP'li belediyesi, 65 km. uzaklıktaki barajdan suyun getirilmesi için harekete geçmiş. İşadamları ve partililer birleşip Ankara'ya gidilmiş, 55. hükümetten Hazine garantili 38 milyonluk dış kredi çıkartılmış. İsale hattının ihalesi yapılmış, Nisan 1999'dan itibaren de boru döşenmesine başlanmış, 31 kilometreye kadar da gelinmiş...

Ama geçen 18 Nisan seçimlerinden sonra uygulamada bazı engeller yaratılmış.

Belediye, DYP'den DSP'ye geçerken, Çanakkale Milletvekili Cumhur Ersümer de Enerji Bakanı olmuş...

DSİ KARAR DEĞİŞTİRDİ

DSİ'den Belediye Başkanı'na gönderilen bir yazıda, 1250 lt/sn içme suyunun santraldan geçmeden önce enerji tüneli çıkışında verileceği sözüne karşın karar değiştirilerek şöyle denilmiş:

‘‘Baraj ile kanyon arasında ikinci bir baraj yapılacağından suyu, 15 km uzaklıktaki Gönen regülatörden alabilirsiniz.’’

Bu kararla isale hattı projesinin değiştirilmesi gerekeceğinden Bandırma Belediyesi, DSİ'nin 'hukuk dışı kararı'nın kaldırılması için İdare Mahkemesi'ne başvurmuş... Bakan Cumhur Ersümer ile DSİ Genel Müdürü Doğan Altınbilek'e protesto faksları çekilmiş...

Belediye Başkanı ve beraberindeki heyet, ilk karardan dönülmemesi için Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'la da görüşmüşler, ama bir sonuç alamamışlar.

Dr. Halil Ünlü ‘‘Bunlar doğru değil, işin içinde başka iş var’’ diyor:

‘‘İkinci barajın yapımı konusunda geliştirilmiş herhangi bir proje yoktur. Ayrıca regülatöre iki köyün kanalizasyonları karışıyor. İki suda yapılan tahlilde regülatörde nitrik oranı daha fazla olduğu biliniyor. Ayrıca suyun motopomplarla basılması için ayda 52 bin dolar enerji harcanması gerekecektir. İhale şartları nedeniyle de, belediyemize tahsis edilen içme suyunun enerji tüneli çıkışından verilmesi gerekmektedir, çünkü ilk karar böyledir.’’

ERSÜMER Mİ ENGELLİYOR?

Bandırma'ya barajdan değil de regülatörden neden su verilmek isteniyor? Bu konuda çeşitli söylentiler ortaya atılıyor:

‘‘Çanakkale sınırları içindeki Gönen Barajı çevresindeki 10 kadar köy halkı, su verilmesine karşı çıkıyor. Çünkü, bu su verildiğinde bu köyler, mevzuata göre ilaçlı tarım yapamayacak. Ersümer de, son seçimlerde az bir oyla seçildiğinden, gelecek seçimleri düşünerek, kendisine bağlı DSİ'ye baskı yaparak köylülerin talepleri doğrultusunda barajdan su verilmemesi yolunda talimat veriyor. Ayrıca, yörede Enerji Bakanlığı tarafından Çanakkale'nin 7 ilçesinde, 7 ayrı şirkete maden arama faaliyeti yapmaları için izin vermesi dikkat çekiyor. Acaba onların bir baskısı da söz konusu olabilir mi diye düşünüyoruz. Ersümer, Çanakkale milletvekilidir ve TC'nin de bakanıdır. Çanakkale'nin komşu bir ili Balıkesir'in bir ilçesine karşı bölge ayrımı yapması devlet ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır.’’

Ersümer, Bandırmalıların hedefi olmuş durumda. Bandırmalılar hálá protesto fakslarını sürdürüyorlar; ‘‘Suyumuzu istiyoruz’’ diye.

Belediye Başkanı, mücadelesinde Ankara'yı usandırmış durumda. Bunu kendisi şu sözlerle ifade ediyor:

‘‘Su savaşındaki mücadelem siyasi geleceğime de mani olabilir ama önemli değil.’’

Söz sırası Ersümer ve Altınbilek'te...

Emekli Telekom mensubu, Bakan Öksüz'e soruyor

‘Düzgün adam’ kimdir?

‘‘SAYIN Öksüz bu müdür hálá görevinde kalacak mı?’’ (9.8.2000) başlıklı yazı üzerine bize not gönderen Mersin Telekom'dan emekli İşletme Müdürü Abdullah Çuhadar şöyle diyor:

‘‘Sayın Bakan, size 'Şimdi Moskova'ya gidiyorum, dönüşte konuyu inceleteceğim, gerekli açıklamayı yapacağım' demişti. Aradan kaç gün geçti bir açıklama yok. Yine soruyorum: Mersin Telekom Başmüdürü İsmail İnam hakkında, Başmüfettiş Mehmet Şahdeviren'in hazırladığı işten el çektirilmesini içeren soruşturma raporu işleme konulmuş mudur? Görevini suiistimal ve kötüye kullanmaktan Telekom'u 15 milyar lira zarara soktuğu mahkemece ispat edilmişken, böyle bir kişiye nasıl ‘düzgün adam' diyebiliyorsunuz? 'Düzgün Adam' unvanı, bir bakanın kardeşine hizmet etmekle mi kazanılıyor?’’

- Ne demek bu?

- Mersin Telekom’a 140 işçi, genelde Sayın Bakan'ın kardeşi Celil Öksüz'ün bilgisi dahilinde alınmıştır. Bunun 75'i Tarsuslu, 36'sı bayandır. Bayan işçilerin 19'u da Tarsusludur. Bunların bazılarının kadrosu hat bakım işçiliğidir. İşe alınanlar arasında Bakan'ın eski Özel Kalem Müdürü, bir ara DDY Genel Müdür Yardımcılığına kadar yükselen Turgay Doludeniz'in kardeşi ve baldızı da bulunmaktadır.

- Bütün bu mücadeleyi, Telekom'da avukat olarak görev yapan kızınızın sözleşmesinin uzatılmaması nedeniyle mi yapıyorsunuz?

- Evet, her şey haksız ve usulsüzdür. Kızımın sözleşmesi uzatılmadı, yerine bir partinin belediye meclis üyesi olan Tarsuslu bir bayan avukat alındı. Sayın Bakan sorularıma yanıt vermeyip olayı savsaklarsa ben dönen oyunları açıklayacağım. Ben PTT'ye yıllarını veren, en üst kademelerde görev yapmış, 20 takdirname ve teşekkürü olan bir kişiyim. Bir kişinin ‘Düzgün Adam’lığı lafla değil, belgelerle ortaya çıkar. Benim bu mücadeleyi, Mersin Telekom'daki 1700 personelin 1600'ü adına yaptığımı Sayın Bakan bilmelidir.

Deve oldu!

İŞÇİLER, ‘‘Zorunlu tasarruflarımız ne oldu?’’ diye soruyorlar.

Hemen söyleyelim.

Zorunlu tasarruflarımız, ödediğimiz vergiler ve SSK primleri banka oldu; paraşüt oldu; balina oldu.

Kısaca deve oldu.

Erdal YETKİN

İSTANBUL

RİZE'den bir okuyucunuz, Cumhurbaşkanı Sezer'in bölücüleri sevindirdiğini yazmış. Bu nasıl bir mantıktır ki, hukuka uymak, doğru olanı yazmak, bazılarını sevindiriyor diye eleştirilsin. Bu mantık Ortaçağ'da öldü. Öyleyse bazıları sevinmesin diye doğruyu bırakıp, yanlışı mı onaylayalım.

Seyit YILMAZ

İSTANBUL

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘(KHK'yı incelediniz mi? sorusuna) İncelemediğim konularda konuşmuyorum. KHK'yı görmedim. Görseydim de tatilde olduğum için kaynaklarım olmadığı için inceleme imkánı bulamazdım. Gördüğüm kadarıyla bu konu biraz büyütülüyor.’’

(Yargıtay Başkanı Sami Selçuk)

Yazarın Tüm Yazıları