‘Ülkemin iyiliği: İşte bütün emelim bu’

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Bu satırları Manila'dan yazıyorum. Ancak siz okurken biz de Türkiye'ye dönmüş olacağız.

Cumhurbaşkanı ile Filipinler'e yaptığımız ziyaret çok ilginçti.

Şunun için: Filipinler'e ulaşabilmek için durmaksızın 11 saat uçtuk. Oradan Türkiye'ye dönmek için de 13 saat... Eder 24 saat.

Buna bir de 1 saat 40 dakika İstanbul-Ankara-İstanbul uçuşunu eklerseniz bu gezi için toplam 25 saat 40 dakika havada kalmış olduk.

Bu yorucu yolculuğa karşın Filipinler'de her saniyesi dolu, yoğunlaştırılmış bir programın uygulandığı tam 51 saat geçirdik.

Manila ve Subic Bay olmak üzere iki yere gittik. (Bu iki kent arasında da 35 dakikalık bir uçak yolculuğu daha oldu, ama artık onu saymıyorum.)

Bu 51 saatte Demirel neler yaptı, bunu çok özetleyerek aktarmak istiyorum:

Filipinler'in ulusal kahramanı Rızal Anıtı'na çelenk koyup saygı duruşunda bulundu.

Manila Belediye Başkanı'ndan kentin altın anahtarını aldı.

Cumhurbaşkanı Estrada, yardımcısı, senato başkanı, temsilciler meclisi başkanı ile görüştü.

Türkiye-Filipinler resmi görüşmelerine katılıp Türk heyetine başkanlık etti.

* * *

Görüşmeler tamamlandıktan sonra 3 anlaşma imzalandı.

Bir basın toplantısı ile görüşmelerde varılan noktaları açıkladı.

Filipinli işadamlarına Türk ve dünya ekonomisini değerlendiren bir konuşma yaptı.

Atanco Üniversitesi'nde bir konferans vererek Türkiye'yi anlattı.

Filipinler resmi devlet televizyonunu kabul ederek geniş bir mülakat verdi. (Bu mülakatta Yunanistan'a sert eleştiriler yönelterek bu ülkeyi terörizme kol kanat germekten vazgeçmesi için son kez uyardı.)

Cumhurbaşkanı Estrada'nın onuruna verdiği akşam yemeğine katıldı ve burada bir konuşma yaptı.

Manila'dan Subic Bay'e geçti, burada serbest bölge konusunda brifing aldı.

Subic Bay Serbest Liman Şehri İdaresi Başkanı tarafından onuruna verilen öğle yemeğine katıldı.

Serbest bölgeyi gezerek incelemelerde bulundu.

Oradan havaalanına giderek 13 saatlik bir yolculuk yapıp Türkiye'ye dönmek için THY uçağına bindi.

İşte 51 saatlik Filipinler gezisinin öyküsü.

Demirel, Filipinler'de hemen hemen hiçbir yeri görmedi.

* * *

Ama biz gazeteci arkadaşlarla bu yoğun programdan zaman zaman kurtularak Manila'yı gezdik.

Manila, çok büyük bölümü gecekondulardan oluşan bir kent. Nüfusu 10.5 milyon.

Sefalet diz boyu. Binlerce, on binlerce insan sokaklarda yaşıyor.

Ama bunun yanında ihtişam içinde yaşayan zenginler de var. Onların oturduğu mahalleler iyi korunan güvenli siteler haline getirilmiş.

Orta sınıf yok denecek kadar az. Zenginlerle yoksullar arasındaki uçurum insanı ürkütecek kadar derin.

Resmi açıklamaya göre kişi başına düşen milli gelir 1000 dolar. Ama belli ki bu 1000 doların çok büyük bölümü o zengin mahallelerde yaşayanların ceplerine akıyor.

Filipinler'deki görüntü 1000 dolarlık milli gelirin çok altında gibi bir izlenim bırakıyor.

İlginç olan, ihracat ve enflasyon. İhracatları Türkiye'den fazla. Aşağı yukarı 30 milyar dolar... Enflasyon yaklaşık yüzde 6.

74 milyon insanın yaşadığı Filipinler'de satın alma gücünün çok düşük olması, enflasyonu olumlu yönde etkiliyor.

Bunu ekonomi uzmanları özellikle vurguluyorlar. Yoksa enflasyonun düşüklüğü sağlıklı bir ekonomiden kaynaklanmıyor.

Filipinler son yıllara kadar büyük dert ve acılarla boğuşmuş şanssız bir ülke.

Marcos'lardan sonra özgürlükle birlikte huzuru da yakalamışlar.

Şimdi yoksulluğu yenmeye çalışıyorlar.

Milli kahramanları Doktor Rızal'ın şu sözünü ilke edinerek: ‘‘Ülkemin iyiliği: İşte bütün emelim bu.’’



Yazarın Tüm Yazıları