Türklere ’áşık’ olma hakkı yok

TÜRK Araştırmalar Merkezi'nin, Antalya'daki AB-Türkiye panelinde ilginç tartışmalar yaşandı.

Haberin Devamı

Tartışmalar, Merkel'in liderliğinde Hıristiyan Demokratlar'ın yaklaşımına dayalı olarak "Türkiye, Müslüman ve ayrı bir kültür dünyasına ait olduğu için AB'ye uyum sağlayamaz" üzerinde odaklaştı.

Almanlar, Türklere o kadar toleranslı davrandık, gene de uyum sağlayamadılar, demek istiyorlar.

Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkiler, Merkel'in, "Türkiye 50 yıl AB'ye giremez" sözünden sonra iyice gerginleşeceğe benziyor.

Panelde Almanlar, "Bize Türkiye'de neden kilise açtırmıyorsunuz, papaza izin vermiyorsunuz?" diye sorguladılar bizi. Bizler de Almanlara sorduk:

"Cemalettin Kaplan'a kuçak açarken, Milli Görüş'e her türlü olanağı sağlarken ve İslami holdingler halkı dolandırırken ses çıkarmayan Almanya'nın aklına şimdi mi İslam düşmanı kesilmek geldi? Gelecekte Almanların % 10'unun Müslüman olacağını şimdi mi anladılar?"

Almanya, yıllarca PKK'yı ve 'din tacirleri'ni göz ardı etti. Bunları Almanların yüzlerine vurduğunuz zaman, "Bu örgütün terör grubu olup olmadığını tespit etmek uzun sürüyor, nitekim sonunda PKK'yı yasakladık" gerekçesini söylüyorlar.

Haberin Devamı

OLANLAR OLDU

Aradan 15 yıl geçti, olanlar oldu.

PKK, Türk kurumlarına saldırırken ses çıkarmayan Almanya, ne zaman PKK'lılar, Dortmund otobanında 'kutsal' sayılan Alman polisi dövdü, o zaman uyandılar.

Türkiye karşıtı gruplar 'şişmişti'...

Bölücü örgüt, yıllar itibarıyla silah, haraç, uyuşturucu, mazot ve insan kaçakçılığından elde ettiği kaynaklarla Türkiye'deki 'savaşı' sürdürdü. 'Yeşil sermaye' Almanya'dan milyar Euro'lar 'götürdü'...

Aradan 10-15 yıl geçtikten sonra olanlar oldu.

Her şeyi geç fark eden Almanlar bugün diyorlar ki:

"Türkler kültürel ve İslami açıdan uyum sağlayamıyor."

ALMANCA BİLMEK ŞART

Önümüzdeki yıldan itibaren de, Almanyalı bir Türk, anayurdundan evlenirse, gelin veya damat için Alman dilini bilmesi şartı getiriliyor.

Bir Alman, yurtdışında evlendiğinde eşinin Alman dilini bilme koşulunu dikkate almıyor. Bu yasak sadece Türkler için.

O zaman, resmi rakamlara yansıyan 61 bin Alman'ın evlendiği küçük yaştaki Taylandlı kızlara Alman dilini, bu kızların ülkelerinde 'müstakbel eşleri' mi öğretti diye sormak kalıyor.

Yani Türklere 'âşık' olma hakkını da elinden alıyor Almanya...

ALMANYA'NIN ZAPSU'SU

Almanya Başbakanı Merkel'in 'Cüneyd Zapsu’su’ diye nitelendirilebilecek, Bonn Üniversitesi'nden siyaset bilimci Prof. Gerhard Languth, AB'ye giden yolda Türkiye'nin geleceğine fazla karamsar bakmadı. Buna karşılık Türkiye’yi de, Türkiye'de yaşayan 50 bin Alman'ın dinsel ihtiyaçlarına daha sağlıklı yaklaşması konusunda uyardı.

Haberin Devamı

Prof. Languth, "Alman Protestanların papazları hâlâ din adamı olarak oturma ve çalışma izni alamıyor. Ancak konsolosluk memuru olarak oturma izni alabiliyorlar. Buna karşılık Almanya’da 2400 cami ve mescitte büyük bir çoğunluğu Türkiye'den din adamları görev yapıyor. Aynı uygulamayı biz de Almanlar için Türkiye'de istiyoruz" diye konuştu panelde.

Languth, Merkel'in açık bir politikacı olduğunu, Türkiye'ye karşı mesafeli konumunu yine açık bir dille açıkladığını belirtti ve "Avrupalı diğer liderler açık konuşmazken, Merkel'in bunu açık açık dile getirmesinden Türkiye’nin rahatsız olmaması gerekir. Türkiye buna karşılık yeni politikalar üretmeli” dedi.

Her ne kadar AB'nin 50. yıl bildirisi suya sabuna dokunmasa da, Almanya sertleşiyor.

AKP'nin haksız rekabeti

ESKİDEN gazeteler hediyeler verirlerdi; bunlar kaldırıldı, haksız rekabet diye... Şimdi AKP'li belediyeler, gelecek yılın bütçesinden (Sosyal Yardımlaşma Vakfı ayrı...) bile halka yiyecek ve yakacak yardımı yapıp oyu kapıyor. Bu da haksız rekabet değil mi?

Neredesin yargımız?

Haberin Devamı

E.K.

 PANO

- HAKAN Erdem adlı okurumuz, Ankara'daki jandarma astsubay sınıf okuluna başvuru formu bulamadığını söylemişti. Jandarma yetkilileri, bu yıl müracaatın fazla olması nedeniyle formların yetmediğini, yeniden basıldığını ve bugünden itibaren İl Jandarma Komutanlıkları'ndan (İstanbul'da da Maslak'ta) temin edilebileceğini duyurdular. Jandarma'nın duyarlılığına teşekkürler.

Biliyor musunuz?

SAMANDRA (Kartal) Belediye Başkanı Yusuf Büyük'ün, AKP'li belediye başkanları arasında pek görülmeyen bir yöntemle bir ilki gerçekleştirerek, belediyeye ait 237 dönümlük konut alanını yargıdan aldığı bilirkişi raporuna dayalı 28.5 milyon YTL (28 trilyon TL) taban fiyatıyla 'kapalı teklif, açık artırma' yöntemiyle 2.4.2007 Pazartesi günü ihaleye çıkardığını ve bunu her türlü ilan ve duyuru ile kamuoyuna açıkladığını... İLHAN Kesici'nin www.ilhankesici.org adlı 'kişisel web sitesini' bugün tanıtacağını... ERDOĞAN'a "oğlunuzun kefili kimdi, karşılığında kimi gösterdiniz" diye soran DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'in, "Baykal'a elimizi uzatıyoruz. 'Sola gel, yola gel' diyoruz, elimiz havada kalıyor" dediğini... MP Genel Başkanı Aykut Edibali'nin "Millete karşı resmen verdiği tüm sözleri çiğneyerek inkâr eden bu emanet iktidarın (AKP), maalesef siyasetin meşruiyetinin sorgulanmasına yol açtığını" söylediğini..

Ataköylülerden, Atatürk Havalimanı pistine karşı dava açtılar

ATAKÖY'de oturan aileler muzdarıp; Atatürk Havalimanı'nın 06-24 pistine konutlarımızın üzerinden adeta teğet geçerek iniş ve kalkış yapan uçakların can güvenliklerini, sağlıklı ve huzurlu yaşama haklarını ihlal ederek tehlikeye sokması üzerine, bu pistten iniş ve kalkışlara son verilmesi için DHMİ hakkında İstanbul İdare Mahkemesi'ne dava açtılar.

Haberin Devamı

Daha önce yaptıkları 3000 imzalı dilekçenin idarece reddedilmesi üzerine yasalara aykırı olan bu idari işlem ve eylemlerin iptalini isteyerek 20 Martta yargıya giden Ataköylüler, "Ne kadar haklı çıktı. Açtığımız davadan üç gün sonra ne yazık ki, 06-24 pistinde meydana gelen kaza dava dilekçesinde detaylı olarak açıkladığımız görüş ve istemlerimizin haklılığını olduğunu ortaya koymaktadır. Basında “Sabıkalı pistte yine uçak kazası” başlığı ile verilen haberde: Atatürk Havalimanı’nın kısa pistinden çıkan dev Airbus 300, karayoluna 10 metre kala durabildi. Ayni pistten daha once 13 uçak çıkmıştı" dediler.

TMMOB Eski 2.Başkanı Celal Beşliktepe ile Ataköy muhtarı Aylin Keserkaya ile Raziye Beşliktepe,

Haberin Devamı

Gamze Gürman, Talat Göker, Süreyya Ağır, Zafer Yiğit, Hüseyin Özkahraman, İzzet Hoşgör, Ali Bargu ve Nejat Lütfi Tüzünataç imzalı dava dilekçesinde “06-24 pistinin, giderek artan oranda, uçakların Ataköy yerleşim bölgesi üzerinden inişler ve kalkışlar için kullanılması sonucu yaşamımız büyük risk altında iken 2300 metre uzunluğundaki 06-24 pistinin yerleşim bölgemize doğru 500 metre uzatılmasını planlayan DHMİ kararı yaşam alanımızı daha da yaşanamaz hale getirecek, sağlığımız ve can güvenliğimiz daha büyük risk altına girecektir.

Bu, Anayasaya, Çevre Kanununa, Sivil Havacılık Kanununa, Çevre ile ilgili yönetmeliklere ve diğer mevzuata aykırıdır.

Davalı idarenin Atatürk Havalimanındaki diğer başkaca uygun pistleri kullanma imkanı var iken ve Atatürk Havalimanındaki yoğun yük ve yolcu taşıma trafiğini İstanbul'da ve İstanbul yakınında bulunan diğer Havaalanlarına yönlendirmek suretiyle hafifletebileceği plan ve idari işlemleri yapmak yetki ve görevi mevcut iken, davacıların telafisi imkansız zararlarına uğramakta oldukları bu pistin hava araçlarının Ataköy Yerleşim Alanı üzerinden geçirilmek suretiyle kullanılmasına yönelik davalı idarenin işlem ve eyleminin açıkca hukuka aykırılığı ile ileride telafisi güç ve imkansız zarar, ihlaline neden olacağı gözetilerek dava sonuna kadar yürütülmesinin durdurulmasını istiyoruz.

Şu anda davacıların ve on binlerce vatandaşın özel yaşamları, konut dokunulmazlıkları, konutlarında huzurlu ve sağlıklı yaşama hakları sürekli davalı idarenin işlem ve eylemi ile ihlal edilmekte olduğundan, davalı idarenin yasada belirtilen cevap verme süresi beklenilmeden yürütmeyi durdurma isteğimiz konusunda ilk inceleme ile karar oluşturulmasını ve işin aciliyeti gerektirdiğinden davalı idarenin cevap süresinin kısaltılmasına karar verilmesini istiyoruz."

Telekom vatandaşa ayıp etmiyor mu?

15 gun kadar once 444 14 44'e yenı telefon basvuru yaptım tam 25 dakika sürdü (sistem göçmüş falan...). 4-5 gün sonra "ne oldu beni kimse aramadı" diye bir kez daha aradım. Bazı bilgilerimin eksik olduğunu söyledıler; tamamladım. Yine bır kaç gün geçti arayan olmadı. Yine aradım, "telefonunuz bağlanmış" dedıler, hayır bağlanmadı deyınce yine dakıkalarca bekledım, "bilinmeyen nedenle iptal edilmiş" dedıler. Yine beklettıler, Nebahat ve şimdi adını hatırlayamadım bir bayanın adlarını ve telefon no'larını verdıler. Defalarca aramama rağmen telefonlar yanıt vermedı. Bunun üzerıne Ümranıye Telekom Müdürlüğü'ne gıttım. Durumu anlattım, boyle bır kaydınız yok dediler. Şimdi başvurayım dedim, "Sızın adresınız Kadıköy'e bağlı" dediler. Ertesı gün Kadıkoy'e gittim. Bana adını verdikleri bayanın yanına çıktım. Hiçbır şeyden haberı yoktu. O da kayıtlara baktı ve 444'ten başvurunuz yok, dedı ve adresimin Ümranıye'ye bağlı olduğunu söyledı. Yine Ümranıye'ye gittim ve başvurdum. 24 Mart cumartesi günü telefonumun bağlanacağı söylendı. Cumartesı günü bütün gün beklememe rağmen kimse gelmedı. Bu ne ciddıyetsizlik, bu ne sorumsuzluktur. Vatandaşa ayıp olmuyor mu?

Altuğ İSTANBULLUOĞLU- Bulgurlu, ÜSKÜDAR

0532-312 09 01

12 yaş üzerindeki minibüsler trafikten men ediliyor

HÜKÜMET 220.000 geçici işçiyi kadrolu işçi yapacagız derken, Ulaştırma Bakanlığı'nın yeni bir uygulaması ile büyük bir esnaf kesimi işsizliğin ve açlığın içersine itiliyor. 1 nisan 2007 tarihinden itibaren 12 yaş üzerindeki ticari minibüs ve benzerleri trafikten nen ediliyor. Türkçesi aracını yenilemeyenler zorunlu olarak meslekten ihraç ediyor. Sayın Ulaştırma Bakanımızın verdiği sayı ile 250 bin kişi daha seçim arifesinde işsizler ordusuna katılıyor. Zaten Avrupa'ya yaranalım derken bize yakışan da budur. AB, 2009 yılı sonuna kadar yollarında 20 yaş üzeri araç isemiyorum dedi, biz bunu 12 yaşa düşürdük. Sayın bakanımız galiba büyük şehirler ile köy minibüslerini gerek kazanç gerek coğrafi yapı gerek alt yapı yönünden ayni kefeye koyuyor. Oysa bu yönetmelik uygulamaya konmdan önce ÖTV uygulamasına gidilse 20 yaş üzeri araçlar alınsa aracını değiştirecek esnafa maddi destek olurdu. Sayın bakanımızdan ricamız acilen bu konuyu gözden geçirmeleri.

İbrahim YILMAZ-SUSURLUK

Yüksek gerilim hatlarında tehlike

MİLAS, Güllük sınırlarına dahil Yeşilyaka kooperatifinden sonra gelen Gülümkıyı yazlık evlerine enerji taşıyan yüksek gerilim hattı sitemizin ortasından geçen yol boyunca evlerimize çok yakın, zaman zaman bahçe bitkilerimize dokunarak geçmektedir.

Bu durumu 5 yıl önce Yeşilyaka site yönetimine ve TEDAŞ-Muğla Elektrik Dağıtım Müessesesi Proje ve Tesis Müdürlüğü'ne bildirdim. Konuya duyarlılık gösteren TEDAŞ hemen ölçüm yaptırdı ve emniyet mesafesinde olmadığımızı taraflara bildirdi.

Uyarılara cevap vermeyen Gülümkıyı kooperatifinin elektrikleri kesildi. Bunun üzerine Gülümkıyı kooperatifi hakim gözetiminde sitemize keşif getirerek yeni bir ölçüm yaptırmıştır. Bu raporda; en az 3 metre olan emniyetli yatay uzaklığı 3 m 20 cm gibi göstermiş ve TEDAŞ'ı elektrik kesintisi nedeniyle mahkemeye vermiştir.

Milas Mahkemesi TEDAŞ ve Gülümkıyı teknik raporlarının çelişmesi nedeniyle 30 Ocak günü saat 11.00'de sitemize yeni bir bilirkişi heyeti göndereceğini öğrendim. O süreçte tesadüfen Meriç Köyatası'da sitedeydi. Ancak heyet gelmedi. TEDAŞ avukatlarından durumu sorduğumda hakimin daha önce siteye geldiği yeni bir bilirkişi raporunda ihtiyaç olmadığını ve duruşmanın 28 mart günü Milas'ta olacağını bildirdiler.

Endişem; TEDAŞ avukatının aynı zamanda Gülümkıyı kooperatifinin de danışman avukatı olduğunu öğrenmem ve idaredeki bazı yetkililerin yanımda cep telefonu kaydından Gülümkıyı kooperatif başkanını aramasıdır!

Sitemizdeki santral binasının konutlara yakınlığı dışında yüksek gerilim hattının yer altına alınması veya dıştan geçirilmesinin 5 yıl önceki tahmini bedeli 11 bin YTL idi. Bu kadar küçük bir miktarla düzelecek çevre kirliliği mahkeme kanalıyla devam etmek isteyen komşunun duyarsızlığı beni çok üzdü.

Görsel, sessel, elektromagnetik kirlilik dışında can ve mal güvenliğimizi ciddi olarak tehlikeye atan bu durumun çözülmesi...

Zekiye KULGA

'Yolsuzluğa bakış; İstanbul örneği'

İSTANBUL Üniversitesi İktisat Fakültesi Mezun ve Mensupları Vakfı tarafından, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencileri ve 5 öğretim üyesinin katıldığı "Yolsuzluğa Bakış: İstanbul Örneği" araştırması yaptırıldı.

Bu araştırmada;

1) İstanbul'da yaşayanların en önemli sorunlarının neler olduğu,

2) Halkın, siyasilere, kurumlara, yasama, yargı ve yürütme organlarına ve bunların başında olanlara, sivil toplum örgütlerine ve Medya'ya ne kadar güven duyduğu,

3) İstanbul'da yaşayanların, bu günü ve geleceği nasıl gördüğü,

4) İstanbulluların siyasi eğilimlerine cevap arandı.

Araştırma, The Marmara Oteli'nde bugün saat 10.00 da, multivizyon gösterisi ile açıklanıyor.

Teşriflerinizi bekliyorum.

Prof. Dr. Esfender KORKMAZ-Mütevelli Heyet Başkanı

Yazarın Tüm Yazıları