Türkiye ‘nükleer’e hazır değil

TÜRKİYE ile Rusya arasında Akkuyu’da Nükleer Güç Santrali’nin tesisine ve işletimine dair işbirliğine ilişkin anlaşmayı onaylayan kanun tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilmiş bulunuyor. Yasa, Mersin Akkuyu’da bir nükleer güç santrali kurulması ve işletilmesine yönelik düzenlemeler içeriyor.

Haberin Devamı

AKP iktidarı, nükleer enerji gibi bilimsel ölçütlerin titizlikle ve planlı bir şekilde uygulanması gereken bir alanda, bu yasa ile ülke ekonomisi, ulusal ve kamusal çıkarlar, çevre ve insan faktörlerini dışlayıcı, dışa bağımlığı artırıcı bir karara daha imza atmıştır. Bu anlaşma ile Rusya Federasyonu, proje şirketine bedelsiz arazi tahsisi yapılması, 15 yıl yüksek fiyatlı alım garantisi sağlanması gibi avantajlarla, yatırımcı Rus firmasına, kendi topraklarından uzakta, her türlü riskten arınmış olarak nükleer santral işletme olanağı elde etmektedir. Türkiye açısından ise Rusya’ya doğalgazda % 54, petrolde % 30 oranındaki bağımlılığa nükleer enerji eklenmektedir.Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonu verilerine göre; ülkelerin nükleer enerji programına geçişleri uzun yıllar süren çok ciddi ve kapsamlı çalışmaları gerektirmektedir. Bu çalışmalar içinde ulusal enerji stratejisiyle bağlantılı nükleer enerji programı, ayrıntılı yasal altyapı, ikincil mevzuat ve düzenleyici altyapı, nükleer güvenlik ve silahsızlanma programları, radyasyondan korunma, ulusal elektrik şebekesiyle bağlantı, insan kaynakları planlaması, halkı bilgilendirme ve aydınlatma çalışmaları, santral sahası ve yardımcı tesisler planlaması, çevresel koruma, acil durum ve emniyet planlaması, nükleer yakıt çevrimi ve radyoaktif atıkların yönetimi ve yerli sanayinin katılımı v.b. başlıklar bulunmaktadır. Bu konularda ülkemizde yapılan çalışmalar sınırlı ve yetersizdir. OnaylanmamalıAyrıca ilgili kuruluşlarının kim olduğu bile kararlaştırılmamış, düzenleyici kuruluşun görev ve yetkileri tanımlanmamışken, bütün bu çalışmaların ve sorumlulukların yatırımcı Rus şirketine bırakılması gayri ciddi ve kabul edilemez bir davranıştır, ulusal egemenlik haklarının ihlal edilmesidir. Türkiye’nin bir nükleer santral ihale yasası bulunmasına karşın nükleer enerji yasası, nükleer enerji ile ilgili bütünsel bir planlaması ve tamamlanmış düzenleyici mevzuatı bulunmamaktadır. İlk yatırım maliyetleri diğer yakıtlı santrallere göre çok daha pahalı ve yatırım dönemleri (8–15 yıl) çok uzun olan nükleer santraller, teknoloji ve yakıt yönünden de tamamen dışa bağımlı,  atıklarının yönetimi ise sorunlu ve pahalıdır. İşletilmeleri teknolojik riskler içeren, ekonomik ömürleri dolunca söküm maliyetleri ilk yatırım maliyetlerini aşabilen nükleer santrallere Türkiye hazır değildir. Enerji verimliliği uygulamalarının etkinleştirilmesi ve enerji tasarrufu sağlanması; yeterince değerlendirilmeyen linyit, hidrolik, rüzgar enerjisi, jeotermal ve güneşe dayalı elektrik üretim potansiyelinin harekete geçirilmesi; birincil enerji tüketimi ve elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması, serbestleştirme ve özelleştirmelerden vazgeçilerek kaynakların esas olarak kamusal çıkarlar gözetilerek değerlendirilmesi, kamusal planlama, kamusal üretim ve denetim öncelikli enerji politikası olmalıdır. Yalnızca bu anlayışla ve enerji ile ilgili tüm alanlarda bütünlüklü bir planlama kapsamında, uzun erimli, dışa bağımlılığı ve riskleri azaltılmış bir nükleer enerji/teknoloji planlaması Türkiye’nin ulusal toplumsal çıkarlarına uygun olabilecektir. Bütün bu nedenlerle söz konusu yasa Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmamalıdır. Ali Ekber ÇAKAR- TMMOB Makina Mühendisleri Oda Başkanı

GÜNÜN SÖZÜ

Haberin Devamı

“Üzülme... İstediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur!” (Mevlana)

Haberin Devamı

Kentin ortasında harabe yol

6 YILDIR Çiğdem mahallesinde oturuyorum. Burası Başkentin merkezinde bir yerleşim alanı ancak Anadolu’daki köyler bile buradan daha modern. Başkenti ‘Avrupa Ödüllü’ diye pankartlarla donatan Büyükşehir Belediyesi buraya hiç bir hizmet getirmeyip ODTÜ’den yol geçireceğim diye vatandaşı harabe gecekondular ve çöp evler arasında yaşamaya mahkum ediyor. Çetin Emeç’ten gelen ve ODTÜ’ye bağlanan yolu hiç mi görmüyorlar. Bir metre bile kaldırımı olmayan yol vatandaş ve çocuklar için hayati tehlike taşıyor. Yerleşim alanlarının ortasında harabe olarak tuttukları boş araziyi park halinje getirilmesi için defalarca başvurulmasına rağmen kimse dikkate almıyor. İbrahim KEKEVİ

Yazarın Tüm Yazıları