Türk’ün aklı

MISIR’la yatıp Mısır’la kalkınca Kavafis’i hatırlamamak olmaz. İskenderiyeli şair (1863-1933),

“Daha güzel bir toplumda, ilerde
Bir başkası tıpkı bana benzeyen
Çıkar kuşkusuz, yaşar özgürce.”
diye yazmıştı.
Bu şiir, “tırsmayan” gazeteci meslektaşlarım için...
* * *
68 olaylarının öğrenci lideri Daniel Cohn-Bendit, nam-ı diğer Kızıl Dani en doğrusunu söyledi:
“Ey ahali, 30 yıldır kimsenin sesi çıkmadı da, Mübarek’in diktatör olduğu şimdi mi aklınıza geldi?” diye sordu...
Sadece Türk’ün aklı değilmiş demek ki sonradan gelen...
Sahi neden şimdi?
O coğrafyadaki son gelişmeleri ABD patentli gecikmiş Büyük Ortadoğu Projesi’ne bağlayınca olan biten bir anlam kazanıyor elbette. Bu çerçevenin içindeki resimde Türkiye yıldız gibi parlıyor!
Ama hangi Türkiye? Ilımlı İslam modelli Türkiye...
Batı bilinçaltında bu modeli sever. Osmanlı yıkılınca kurulan laik Türkiye’yi ise için için kabullenemez. Çünkü modern Türkiye büyüsünü yitirmiştir, onların egzotik duygularını beslemez. Batı için Türkiye farklı olduğu ölçüde ilginçtir, kendilerine  benzemesinden hoşlanmazlar. İngiltere, Fransa ve İtalya başta olmak üzere çoğu Batılı devlet Ankara’da sefaret açmak için bile 1930’lara kadar direndiler. İngilizlerin İstanbul’dan Ankara’ya taşınmama inadı ancak geleneksel Kralın Doğum Günü Resepsiyonu’na rastlayan günlerde Çankaya Köşkü’nde kordiplomatiğe davet verilmesiyle kırılabildi.
Neden Pierre Loti’nin 19’uncu yüzyıl romanları yok satmıştır Fransa’da, hiç düşündünüz mü? Ve neden Batı’dan Pierre Loti’nin benzeri bir romancı çıkmamıştır 20’inci yüzyılda? Cumhuriyet’in köy öğretmeni, Loti’nin yaşmaklı Azyade’si kadar ilginç değildir çünkü...
* * *
Avrupa ile kullandığımız iletişim kanallarını kim nasıl seçiyor? Türkiye’nin “itibar yönetimi”ni yapan birileri yok mu? Örneğin Crans Montana Forum’da Emine Erdoğan’ı görünce şaşırdım. Bu forum Avrupa iş ve entelektüel çevrelerinde epeydir A Klas değil. Afrikalı ve Ortadoğulu demokrasiyle yönetilmeyen ülke liderleri sayesinde sınırlı ilgi çekebiliyor.
Bizim medyada bazıları işi “Emine Erdoğan Obama ile birlikte ödül alıyor” diye yazmaya kadar vardırdı. Evet, iki yıl önce Obama’nın adı ödül alanlar arasında geçiyor ama, ABD başkanı orada görülmemiş bile, internette kaydı kuydu yok.
Alınmasınlar ama Crans Montana Forum sonuçta bol keseden ödül saçan kar amaçlı bir işletme. Lider eşleriyle ek bir toplantı yapalım demişler. Fildişi Sahili liderinin eşiyle Emine Erdoğan’ı ödüle layık bulmuşlar.
Kim kimi kime kullandırtıyor anlamadım. Dürüst olmak gerek, bunlar Türkiye’nin itibar yönetimi açısından sakıncalı girişimler.
Türkiye’nin klasmanına dikkat etmesi iyi olur. Başbakanlık çevrelerinin ve danışmanların bu tür konularda daha seçici davranmaları gerekir. Aracılara dikkat!
* * *
Kavafis’le başladık, yazıyı onunla noktalayalım:
Yapacak neler vardı dışarda/ Ah duvarları örerken nasıl da görmedim onları?/ Ne sesini duydum örücülerin, ne gürültüsünü./ Çıt çıkarmadan kapamışlar bana dünya kapılarını.
Yazarın Tüm Yazıları