Sosyal medyanın global köyü

Washington DC'deki Kongre Binası’na Trump taraftarlarının yaptığı baskının ardından ABD Başkanı Donald Trump'a Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medya platformlarında gönderi yasağı geldi. Pek çok defa toplu eylemlerde kullanılan sosyal medya kanalları bu defa işi sıkı tutuyor.

Haberin Devamı

Trump’ın konuşması ardından çıkan olaylar nedeniyle sosyal medya hesapları da platformların yönetimi tarafından engellenmişti şimdi ise bu engel 20 Ocak tarihine kadar uzatıldı. Çünkü o tarihte Trump koltuğunu Biden’a bırakacak. Ancak çıkan olaylar sonucu Trump’ın bir an önce başkanlıktan azli ve sürecin hızlandırılması gündemde. Bu olaylar Trump için yargı sürecinin de önünü açabilir. 

İşin bu kısmı olayların siyasi tarafı olsa da sosyal medyanın siyasiler tarafından farklı amaçlar için kullanımı herkes tarafından bilinen bir gerçek. Çoğumuzun hatırlayacağı gibi onlarca yazıya, teze konu olan “Arap Baharı” da sosyal medya yoluyla yayılan bir hareketti. Özellikle Tunus ve Mısır halklarının yakından hatırlayacağı bu dönemde toplu eylemler sosyal medya yoluyla yayılmıştı. Belki de ilk defa sosyal medyanın böylesi büyük etkilere sahip olabileceğini tüm dünya görmüştü. 

Global Köy 

Haberin Devamı

Teknoloji sayesinde küçük bir topluluğa dönüşen dünyamızı Marshall McLuhan yıllar önce “Global Köy” olarak adlandırmıştı. Günümüzde bu köy, kitle iletişim yollarının daha fazla kullanımı ve hızı nedeniyle gittikçe küçüldü.  Gutenberg’in matbaayı bulmasıyla sözlü kültürden yazılı kültüre evirilen medya, artık elektronik kültüre dönüştü ve bugün Elon Musk’ın dünyanın en zengini koltuğuna oturduğunu bile neredeyse Musk’tan önce öğreniyoruz. 
Sosyal medyanın global köyü
Ancak dijitalde bu denli hızlı yayılan haberlerin kullanımı yanlış ya da yalan haber üretimini artırdı. Yapılan araştırmalar, sosyal medyada gerçek bir haberi 1.500 kişiye ulaşmanın, sahte bir haberi ulaştırmaktan altı kat daha zor olduğunu ortaya koyuyor. Sahte haber yayılımının en yakın örneğini ise yaşadığımız salgın döneminde gözlemliyoruz. Salgın sürecinde o kadar fazla bilgi kirliliği oluştu ki sonunda Dünya Sağlık Örgütü bunu virüs kadar tehlikeli bulduğunu belirterek, duruma “İnfodemik” adını verdi.   

Sosyal medyanın kötüye kullanımı olduğu gibi iyi yönleri de var. Sosyal medya kanalları, doğal afetler esnasında arama kurtarma çalışmalarında,  bireysel pek çok yardım çağrısında olduğu gibi iyi işlere de vesile olabiliyor.  Özellikle evlere kapandığımız küresel salgında,  iletişim ve eğlence için sıkça sosyal medya kullanıyoruz. Kötüye kullanımda sosyal medyayı suçluyoruz ancak bu kanalların sonuçta biz insanlar tarafından kullanıldığını unutmamak gerekiyor. Kötülük sosyal medyaya değil insana has bir özellik. Yanlış, sahte haberlerin, kötü amaçlarla hazırlanan içeriklerin yayılmaması da yine bizlere bağlı. Sosyal medya platformları gerekli önlemleri mutlaka almalı ancak insanlar da bireysel olarak olumlu katkı sağlamalı. Bunun için doğru, bilinçli, eğitimli, merhametli bireyler olarak kendimizi ve çocuklarımızı eğitebiliriz. İletişimimizi çoğunlukla dijital alanlarda yürüttüğümüz bu günlerde, nezakete ve saygıya daha fazla önem vererek, faydalı, doğrulanmış içerikleri paylaşmaya özen gösterebiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları