Soner’e özgürlük

ODA TV operasyonu ilk başladığında...

Haberin Devamı

“Durun” dediler, “Bunun altından çok büyük şeyler çıkacak”.

Durduk ve bekledik.

* * *

Ne çıktı?

-  Haber çıktı.

-  Yorum çıktı.

-  Kitap çıktı.

-  Kitap yazması için birilerinin çalıştırılması çıktı.

-  Yılan hikâyesine dönen virüs iddiaları çıktı.

* * *

Hani çok büyük şeyler çıkacaktı?” diye sorduk.

“Durun
” dediler, “Daha ek iddianame çıkmadı, onu bekleyin”.

Bekledik.

* * *

Ne çıktı?

-  Dedikodu çıktı.

-  Sade suya tirit telefon dinlemeleri çıktı.

-  Sade suya tirit telefon mesajları çıktı.

* * *

Ne yapmış Soner?

-  Bomba mı atmış?

-  Makineli tüfekle tarama mı yapmış?

-  Suikast planları mı çıkarmış?

-  Cana mı kıymış?

-  Ekmek mi çalmış?

* * *

Ne yapmış Soner?

Ahmet’ten farklı, Nedim’den farklı, Barış’lardan farklı, Müyesser Hanım’dan farklı, Doğan Bey’den farklı ne yapmış?

Onlar dışarıdaysa Soner neden içeride?

Soner içerideyse onlar neden dışarıda?

* * *

Bugün Soner Yalçın’ın duruşması var. Ya serbest kalacak.

Ya da “Ergenekon” denilen gayya kuyusu davanın içine atılıp unutulmaya terk edilecek.

İkincisi gerçekleşirse...

İki sene içeride yatan Soner’in bir-iki sene daha içeride yatması mukadder olacak.

*

Seyit Rıza diliyle sesleniyorum:

Ayıptır, zulümdür, günahtır.

Haberin Devamı

Aşırı yıpranan sözcük: Vicdan

Bugünlerde herkes vicdanımızın peşinde...

-  Kimi “Gazze” için vicdanlarımızın harekete geçmesini istiyor.

-  Kimi “açlık grevcileri” için vicdan vurgusu yapıyor.

-  Kimi “şehitler” için neden vicdanlarımızın kanamadığını soruyor.

-  Kimi “Suriye’de ölenler” için vicdan yapmamızı talep ediyor.

* * *

Fakat şöyle bir durum var:

-“Gazze” için vicdan çağrısı yapanlar, “açlık grevleri”ne kayıtsız.

-“Açlık grevleri” için vicdan çağrısı yapanlar, “şehitler”e kayıtsız.

“Şehitler” için vicdan çağrısı yapanlar, “açlık grevleri”ne kayıtsız.

-“Suriye’de ölenler” için vicdan çağrısı yapanlar diğer çağrılara kayıtsız.

*

Bu durumda olan hep “vicdan” sözcüğüne oluyor.

Yıpranıyor, etkisizleşiyor, sevimsizleşiyor, helak oluyor.

Gül'ün farkı

GAZETELERDE başlık:

Cumhurbaşkanı Gül, Erdoğan’dan farkını anlattı.”

Merakla atıldım başlığın altında yazılanlara...

Farkı anlamak için.

*

Cumhurbaşkanı Gül, “fark” olarak şunu söylüyor:

“Ben resme daha geniş bir perspektiften bakıyorum ve herkesi kucaklıyorum.”

Gül, bunu söylüyor ama Erdoğan’dan gelecek “Ne yani? Biz herkesi kucaklamıyor muyuz kardeşim?” tepkisine maruz kalmamak için de şu cümleyi araya sıkıştırmayı ihmal etmiyor:

Tabii Cumhurbaşkanı olarak ben bir siyasetçi değilim.”

* * *

İki şey söyleyeceğim:

BİR:
Her tarafı idare eden kimseyi idare edemez

İKİ:
Lafını bu kadar sakınan biri, lafını hiç sakınmayan bir lidere karşı rakip falan olamaz.

Haberin Devamı

Majestelerinin  karikatüristi

DÜNKÜ Sabah’ta yayınlanan Salih Memecan imzalı karikatüre şöyle bir baktım:

Elinde mumlu pasta olan biri “Kutlayalım arkadaşlar” diye koşturuyor, pastada bir mum, bir de “Yaşasın açlık grevi” yazısı var.

Kısacası...

Acıklı mı acıklı bir güldürme çabası...

* * *

Ama çok görmeyelim...

“Majesteleri”,
açlık grevleri meselesine “diyet/rejim/kilo verme/nefsi köreltme” bağlamından yaklaşınca...

Ne yapsın majestelerinin karikatüristi?

O da “pasta/mum/doğum günü” bağlamından yaklaşmış.

* * *

10 yıl öncesinin zalimleri ne yapıyorlardı?

Sahte oruç/Kanlı iftar” başlıkları atıyorlardı.

Bugünün zalimleri ise...

“Pastalı açlık grevi kutlaması” karikatürleri çiziktiriyorlar.

“İnsanlık” ve “nasip” bakımından pek bir fark yok yani...

Haberin Devamı

Erkin Koray’lı reklamı izlerken söylediklerim

-  VAY! Özlemişiz Erkin Baba’yı...

-  Benim hemen “Şaşkın” şarkısını dinlemem lazım.

-  İyi yapmış banka reklamında oynayarak Erkin Baba, hiç değilse biraz para yapmıştır.

-  Erkin Baba’nın sesi hâlâ muazzam...

-  Erkin Baba öyle değerlidir ki, isterse Maslak 1453 Projesi’nin reklamında ata binsin değerinden milim eksilme olmaz.

-  Erkin Baba’yı rol aldığı “banka reklamı”yla hatırlatmaktan bir parça hicap duymam gerekir galiba...

Vatan hainliğine devam ediyoruz

“VATAN”, başkalarının dinlediği müziğe kibirli edalar içinde çöp muamelesi yapmak ise...

-  “Vatan”, bin türlü sosyolojik gerçeklikten doğmuş bir müziğe, olanca anlayışsızlıkla hakaretler yağdırmak ise...

-  “Vatan”, her türlü devlet yasaklarına ve kısıtlamalarına rağmen minibüs teyplerinden kafayı çıkarmayı başarmış bir müziğe yukarıdan bakmak ise...

-“Vatan”, isyanını kime ve neye yönlendireceğini bilememiş ama isyan etmeye iman etmiş acemi bir müziği tepeden ve küstah bakışlarla hırpalamak ise...

* * *

Yaz Fazıl kardeş yaz.

Sekiz sütun üzerine kapkara harflerle...

Hepimiz vatan hainliğine devam ediyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları