Sistem sadece gazını alıyor

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Refahyol Hükümeti'nin kurulduğu ilk gün, henüz koltuğuna oturmadan, bir bakanın, özel sohbetteki itirafları, insanı ürküten boyuttaydı. RP'ye en fazla karşı görünüp, bakan olunca Hükümetin kuruluşuna mazeretler uyduranlardan biri olan bu kişi, Kabinenin yapısı ve bazı bakan arkadaşlarının mafya bağlantıları konusunda, sıkışınca şunları söylemişti:

- Bazı Bakan arkadaşlarımdan, mafya ilişkileri ve yapabilecekleri işlerin acımasızlığını bildiğim için, inanın ben de korkuyorum.

Şimdi Alaattin Çakıcı ve Sedat Peker'in yakalanmasından sonra ortaya çıkan haberleri izliyorsunuzdur. Çakıcı ve Peker'in bağlantılı olduğu politikacılar, bakanlar, işadamlarının isimleri ortaya çıkmaya başladı.

Ortaya çıkan isimler, bu ilişkinin içindekilerin çok küçük bir bölümü.

Sohbetlerimizde, devlet-mafya ilişkisi konusunda, yazamadığım duyumları aktardığım bir yakınım, Susurluk kazasından sonra ilişkilerin gün ışığına çıkmaya başlamasıyla birlikte, şunları söylemişti:

- Açık söyleyeyim ben anlattıklarının çoğunu senaryo sanıyordum, hepsi gerçekmiş. Demek ki siz, bildiklerinizin çok azını yazıyorsunuz.

Evet, ortaya çıkan isimler daha önceden de bilinip yazılamayan isimlerdi. Bunların yanısıra bilinen, henüz yazılamayan o kadar çok kişi var ki... Bunların hepsinin ileride yazılacağını ise kimse beklemesin...

Başbakan ‘‘mafyanın köküne kibrit suyu dökeceğim’’ diyor. Aynı gün Peker'e teminat verip teslim olmasını sağlayan bir ANAP milletvekilinin adı, peker'in ifadesinden, gazetelerde yeralıyor...

Bazılarımız, ‘‘çürükler temizlenecek’’, ‘‘Bu iş artık tamam’’ gibi yorumlar yapıyor. Bu deneyimli gazetecileri hayretle izliyorum.

Devlet-mafya ilişkisinin en tepelere kadar gittiğini, Çakıcı, Peker gibi isimlerin en tepedekiler veya yakınları tarafından da kullanıldığını bilen gazeteciler, nasıl olup da bu kadar umutlu olabiliyorlar, anlayamıyorum.

Unutulmasın ki; bu adamları bu sistem yarattı. (Hem bu politikacıları, hem de bu mafya adamlarını.)

Devlet içindeki menfaat çatışması bazı şeyleri su yüzüne çıkardı, ama ‘‘bu işin sonuna kadar gidileceğini’’ beklemek biraz saflık olur. Bu işin sonu sistem değişikliğidir. Olsa olsa, ‘‘devlet-mafya ilişkisini yaratan bu sistemin değişmesini istemeyenler’’ tarafından, şişen gazın alınmasıdır.

BAŞKA MAFYALAR KAÇINILMAZ

Gazetecilerin kanıt olmadığı için bildiklerinin sadece bir kısmını yazmaları çok doğal, dünyanın her yerinde böyle.

Şimdi duyup da, tümüyle ya da kısmen yazamadıklarımızı hatırlayalım:

- Her iktidara gelenin söyleyip, arpalık olarak kullanmayı tercih ettikleri kamu bankalarının, bir türlü özelleştirilmemesi,

- Neredeyse ‘‘şahsa ait ihale’’ açılması,

- Ulusal ve uluslararası ihalelerde rüşvet aldıkları iddia edilen bakanlar, her kesimden bürokratlar,

- İktidar partilerinin müteahhitlerden aldığı bağışlar,

- İş takip eden lider eşleri, en yakın memurları,

- Kamu ihalelerinde ‘‘işi dağıtan musluk’’ olmak için birbirleriyle rekabet eden, birbirlerini Çakıcı ile korkutan Hükümete yakın müteahhitler,

- Büyük işadamlarına telefon açıp, yakınlarının aldığı bankalara paralarını aktarmaları için memurları ile baskı yapan tepedekiler,

- Yabancı şirketlerin bürokratik sorunları çözmek için ortak aldığını açıkca söyledikleri, tepe akrabalarının ortak olduğu, bazı müteahhitler,

- Yaptığı yolsuzluklar ortaya çıkmasın diye iktidar değişince parti değiştirdiği ortada olan kişileri, bankalarına yönetim kurulu üyesi olarak alan en büyük özel sektör kuruluşları,

Bu saydıklarımız sistemin nasıl işlediğini,neden değiştirilmediğini özel sektörün de içinde yeraldığını gösteren örneklerin, küçük bir bölümü. Yani çürüklerin ayıklanması yetmiyor, çürüyen sistemin ta kendisi...

Mafyalar, devlet-mafya ilişkileri bu sistemin işleyişini sağlamak için ortaya çıkan birimler. Şimdi mevcut mafyaları temizleseniz, bu sistem değiştirilmedikçe, daha doğrusu yeni bir sistem kurulmadıkça yeni mafya isimlerinin ortaya çıkması kaçınılmaz. Mafya bu sistemin bir ihtiyacı... Sizin de başınıza geliyordur, bazı arkadaşlarım ilişkilerin biçimi ve isimleri okudukça, ‘‘Lanet olsun bu ülkeye, bu iş düzelmeyecek, kaçıp gitmek lazım’’ diye söylenmeye başladılar, vazgeçemeyeceklerini bile bile.. Bunun yerine, bir şekilde başlayan mafya temizliğinin boyutlarını genişletmeye çalışmak, hemen somut sonuçları görülemese de herkesin ‘‘kişiye özel uygulanmayan sistem’’ arayışını sürdürmesi gerek, herhalde.













Yazarın Tüm Yazıları