Şekersiz ayva tatlısına geeel

Her şey nasıl başladı özet:

Haberin Devamı

Geçen akşam hiç şekersiz yapıp bayıldığım hiç şekersiz ayva tatlımın fotoğrafını paylaştım Instagram’da ve olan oldu.
Herkes tarif istedi.
Yazamadım, vaktim yoktu.
Mailler geldi. DM’ler, tacizler, tehditler ?..
Vaktim oldu.
Ama tarif yazmayı bilmiyorum.
Zor oldu.
Ben de tarifini yazamadığım “Şekersiz Ayva Tatlısı”nın tarifinin yazısını yazdım.
Oldu.
Yonca
“tarife”

The tarif

Şimdi efenim pazara gidilip ne kadar ayva varsa alınıp eve neşeyle gelinir.
Alın hepsini kesin bak.
Sonra “ay keşke daha çok alaydım!” dersiniz. Pişti mi 1-2 derken çok güzel yeniyo hepsi. Demişti dersiniz, ben de nanik çekerim, utanmadan.
Sonracıma ayvalar yıkanır. (Kendimi hijyenik gördüm vays!)
Ayva Beylerin totolarındaki sakallı kısım kesilir.
İkiye bölünür. (burda içim bi fena oluyo, yazık...)
Ben ilk sefer kabuklarını soymayı unuttum da pişirdim. Pek güzel oldu. Ay bi de kabuk soymayı ezelden beri sevmemdi zaten, bence çok iyi bi hata oldu.
Sonracımaaa,
İçindeki çekirdekler işaret veya başparmağımız yardımıyla sökülür. (ben hemen yiyorum onları, her meyvenin çekirdeğini yerim ben, ya da, toprağa atarım hemen ki şifa olsun, geri dönsün bana, Dünyama..)
Bu arada yan tarafta bir portakalın suyu sıkılır. Baktın az geldi, 2 portakalın suyunu sık.
Anormal çok ayvan varsa, 3 portakal. Abartma ama yani.
İcabında portakalı suyla sulandırabilirsin de, aklında olsun hani.
OOO! Dur bak aklıma ne geldi, bi dahaki sefere deniycem, Bodrum Mandalinası da sıkılır efsane olur kesin! Eminim olur. Offf yarın bi daha yapcam kalan ayvaları ve bu sefer kesin ekliycem.
Neyse, devam.
Bi kaseye yeşil/kırmızı elma rendele. Rendesine tarçın tozu serp.
Of nasıl kokuyo o an anlatamam. Çaktırmadan 1 kaşık ye gitsin o tarçınlı elma rendesinden. Baktın az geldi 2-3 kaşık daha ye valla. Az daha rendelersin yani n’olcak ki!
Bu arada yanında şunları da hazır tut tabi: (ay bu içindekiler kısmını en başta mı vermeliydim acaba? E biraz geç oldu yani ayılmam. İdare ediverin gari)
Çeşit çeşit kuru üzümgiller,
Birkaç Hurma. (Birkaç iyi adam der gibi oldu di mi:) Ben çekirdeklerini çıkartıp kestim minik parçalar yaptım.
Tarçın Çubukları
Karanfil Hanımgiller.
Efendime söyliyim sonraaa,
Kocaman bi tane fırın torbası al. Önceden almış ol yani.
Hani içinde fırında torbada tavuk filan yapar ya et yiyengiller, hah işte o torbadan. Ne ki o torbanın adı? Ay siz kesin bilirsiniz. Ondan işte.
İçine diğer yarısından hunharca keserek ayırdığın ayvaları at.
Portakal suyunu da dök torbanın içine.
Şak şuk şak şuk, o torba böyle sallandıkça hışırtılı bi müzik yapar ya, o sesi çıkartasıya kadar iyicene salla ve o müzikle totonu sallayarak dans filan et. Hem ayvalar portakallı suyu yesin, içsin karışsın; hem de sen bi şey pişirirken hareketsiz kalmış olma, gülmen gelsin. Kollara da çaktırmadan iyi ağırlıklı hareket oluyo. Ben öyle düşündüm yani. Bana fikri iyi geldi.
Ayvalar portakalı yuttuktan sonra, (hep biz ayvayı yutcak diiliz ya, ayva da yutsun yani) torbanın içine, müzeye giren hırsız gibi elinle gir ve elma rendesini göbeklerine yerleştir.
Sonra kuru üzümleri serpiştir. O torba içinde o ayvalar ve el, kolay iş değil. Ama imkansız değil yani.
Amaaaan pek güzel oluyo bak rendelenmiş elmaları doldurup üzümleri serptikçe manzara.
Hah şimdi hurmaları da attırıver üstlerine doğru, bak unutuyodum onları.
Sonracığıma, tarçın çubuklarını, karanfilleri de serpiştir sağa sola.
Torbayı sıkıca kitle.
İki ayak ucundan minnacık kesiver ki, hava filan alsın versin, ayvalar boğulmasın, şişip patlamasın.
Sonracığıma,
Bu ayva torbasını fırında 180 derecede bence en az 80 dakka filan pişmeye bırak. İlk bi kere 60 dakka yaptım, ayvalar sert kaldı. 80 dakkada karar kıldım. Dene gör yani.
Pişince her şey, torbayı müzeden kaçan hırsız gibi nazikçe her yerinden kes çek çıkar sen çektikçe ayvalar tepside dizili kalıyo, başardım ben bunu yapmayı yani, o güzel düzende kalakalsınlar hani. Olmadı canını sıkma ya, nolcak! Elle düzeltirsin güzelce dizersin.
Ama esas püf nokta şu; ayvaların dumanı tüterken, hemen köpekten kaçan kedi hızıyla üzerine tarçınları serpmek lazım…
İşte o an, çıkan buhardan tarçın kokusu fışkırcak yüzüne. Oh missss! Hemen o sıcacık kokuyu içine çek. Çek çek çek!
Sonra cevizleri elinle küçük küçük kırarak (ezme yani bence) minik dev adamlar şeklinde bolca serp ayvaların üstüne.
Soğumaya bırak.
Sıkıyosa tabi!
Çünkü ben ilk yaptığımda dayanamadım o en sıcak haliyle yedim.
Ama biraz beklerseniz, ve hele de gece buzdolabında serinlemeye bırakırsanız, ertesi gün ayıptır söylemesi ohasal lezzetli oluyo.
Karamelize olmuş portakal suyu acayip bi tat veriyor ayvalara. Ben servis yaparken kaşıkla o sudan serpiyorum üstüne üstüne.
Nurhayat “Kimisi kesin bal da ekler, daha tatlı isterse...” dedi.
Ben bal ekleme ihtiyacı zerre hissetmedim.
Hatta aklıma bile gelmedi.
Hurma, kuru üzüm filan efsane bi tat vermişti. Dahası yiyen kimse “bal eklesen, daha tatlı olaydı” filan demedi. Ki etrafım şekerli seven insan kaynıo.
Ben zaten çayımı da şekersiz içerim. Hele Türk Kahvem’i ÇOK sade içerim.

Haberin Devamı

Bu arada “Şeker” adı iyi duran, ama “işlenmiş” haliyle insana çok kötülük yapan bi şey. İnsanlar kelimelerin anlamlarını, içeriklerini kirletebiliyorlar.
Algımızla, dengemizle “şekerin işlenmiş” hali gibi oynuyorlar.
Oysa bu şeyler doğada düzgün olarak varlar, insanın eline geçince bozuluyorlar.
Şekerin “Ak/Beyaz” olduğuna bakmayın, beyaz yalan gibi kendisi.
Kandırıkçı.

Haberin Devamı

Evet arkadaşlar,
Buyrun.
Tarifin yazısını yazdım verdim.
Hadi pişirip afiyetle yiyin gari.

Yonca
“Ayva Güzeli”

Referans ve ek bilgili dip not:
Şekersiz Ayva Tatlısı tarifini Dr. Nurhayat Gül’den aldığım izinle paylaştım.
Gerçi o bu tarife portakal suyu koymamıştı. Ama beraber düşündük taşındık karar verdik ki iyi bi şey yapmışım. Koyun arkadaşlar :)

Yazarın Tüm Yazıları