Sağlık

Gündüz TEZMEN
Haberin Devamı

Okur mektupları

Bir süre önce yayınlanan bir haberde, yanlış gruptan kan verildiği için zarar gören ve bir süre sonra hayatını kaybeden birinden bahsediliyordu. Bu haber bazı okurlarımda kaygı yaratmış, benden bilgi istediler.

Bu tür olaylarda yanlış birkaç yönde olabilir. İlk yanlış, kan grubunun tespitinde yapılabilir. Tüm laboratuvar tetkiklerinde yanlış yapılabilir. En iyi laboratuvar, yanlış oranı en düşük bir laboratuvardır. Böyle olunca, en iyi doktor, kendi bilgileri, hastayı muayeneden elde ettiği sonuçları sentez ederek, beklenmeyen bir laboratuvar sonucu karşısında teşhisini değiştirmeyip, hata olabileceğini düşünerek tahlilleri tekrarlatan doktordur. Bu açıdan bakıldığında ikinci yanlış da, kanın hastaya takılmasını isteyen doktordadır. Her türlü yanlışlığı önlemek açısından, gelen kanı hastaya takmadan önce bir uyumsuzluk olup olmadığını kontrol etmek gerekir. Çapraz karşılaştırma denilen yöntemle, kan bankasından gelen kan ile hastadan alınan kanın serum kısmı, bir lam üzerinde karıştırılarak kontrol edilir. Eğer yanlışlık varsa, bu kanda, aglutinasyon denilen, bozuk sütün kesilmesi gibi minik pıhtılaşmalar olur. Bu durum görüldüğünde de bu kan hastaya takılmaz.

Yanlış gruptan kan takıldığında, damar içindeki kanda da pıhtılaşmalar olur. Bu pıhtılar özellikle böbreğin süzme sistemlerini tıkayarak hasara neden olur. Yanlış kan takıldığı zaman ortaya çıkacak sorunlar ve tedavi konusunun ayrıntısına girmek istemiyorum. Ancak tüm okurlarıma, başlarına bir hastalık ya da kaza gelmeden, kan gruplarını tahlil ettirmeleri ve daha sonra da bir başka merkezde, yapılan tahlilin doğru olup olmadığını kontrol ettirmelerini tavsiye ederim.

Üzerinde önemle durulacak bir konu da, kan takılması gerektiği zaman çapraz karşılaştırma yapılıp yapılmadığını öğrenmektir. Bunu öğrenmek ve yapılmasını istemek, her hastanın en doğal hakkıdır.

Acilen zayıflamalısınız

M.ÖZENLİ / ALMANYA

Şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve artroz, yani eklemlerinizde aşınma gibi şikayetlerinizin hepsinin temeli aşırı kilolu olmanıza bağlı. Bacaklarınızdaki yaralar ve akıntılar ise varis nedeniyle oluşmuştur. Varisin nedenleri arasında ilk sırayı uzun süre ayakta kalma zorunda olmak alıyorsa da, fazla kilolu olmak da bir başka etken. 168 cm boy ile 110 kg ağırlıkta olan bir insan, ne kadar ilaç kullanırsa kullansın, köklü bir iyileşme elde edemez. Size tavsiyem en kısa zamanda ideal kilonuza kadar zayıflamanızdır. Kaç kilo vereceğinizi ve kilo vermek için nasıl bir perhiz uygulayacağınızı, sizi devamlı olarak kontrol altında tutan doktorunuz planlamalıdır.

Çocuğum olmaz mı?

S.K./ALMANYA

Çocuğunuzun olmayışını yumurtalarınızın küçüklüğüne bağlamışlar. Eğer gerçekten testisleriniz (yumurtalarınız) gelişmemişse, sperm üretimi olmayacağı için çocuğunuz olmaz. Ancak, testisler konusunda tedavi olanağının bulunup bulunmadığı, testislerden alınacak parçanın tahlili ve kandaki hormon düzeylerinin ölçülmesiyle aydınlığa kavuşur. Bunlar yapılmadığı için sizin tümden ümitsizliğe kapılmamanızı tavsiye ederim. Eğer bunları Almanya’da yaptırma olanağı bulamazsanız, Türkiye’ye geldiğinizde tıp fakültelerinden birinin üroloji bölümüne başvurabilirsiniz. Testislerden alınan parçada sperm üreten sağlam hücreler bulunursa bu bile tüp bebek diye bilinen yöntemlerle zçocuk sahibi olmanızı sağlayabilir, kaygılanmayın.

Yazarın Tüm Yazıları