Peki kim yaptı?

Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Londonistan (yabancı gazeteler böyle tanımlıyor) metrosunun bombalanmasının ardından Mısır’da meydana gelen terör olayları üzerine o bildiğimiz yavan yorumlarından birini tekrarlıyor:

‘Terör, adi suç gibi değerlendirilecek bir konu değildir. Teröre kimse İslam’ı yakıştırmasın. İslami terör, İslamcı terör gibi ifadelere prim vermeyiniz, vermeyelim. Asla teröre sıfat olarak İslam’ı koymayın. Dinci terör, İslamcı terör diyemezsiniz. Bir Müslüman terör eylemi yaptı diye, bunu, İslam’a fatura etmeye kimsenin hakkı yok. Bizim dinimiz, barış dini, sevgi dinidir. Bizim dinimizde insanı öldürmek, tüm insanlığı öldürmek gibidir. Bizler bu noktada el ele, omuz omuza vereceğiz. Birbirimizi yaradandan ötürü seveceğiz.’ (Hürriyet, 27.07.05)

DIŞARIDA KONUŞAMAZ

Başbakan bir nafile mantığın ürünü olan bu konuşmayı Londra’da Tony Blair’le görüşürken mi yapmış? Hayır, Eldivan’da (Çankırı) HEIM Medikal A.Ş. Kan Arıtma Kiti Fabrikası açılışında yapmış.

Başbakan bu türden bir konuşmayı Tunceli’nin bir mezrasında da yapabilir; gazeteler, radyo ve televizyonlar Başbakan’ın dünyaya kafa tuttuğu yanılsamasını yayabilirlerdi.

Başbakan Erdoğan böyle bir konuşmayı Türkiye sınırları dışında herhangi bir yerde yapamaz. Çünkü muhatabı politikacılar ve gazeteciler tarafından terörü desteklemekle suçlanır.

Başbakan’ın yukarıya aktardığım cümlesi gibi cümleler, ‘Terörizmin dini ve milliyeti yoktur!’ gibi sloganlar, terörü ve terörcüleri kamufle etmekten başka hiçbir işe yaramaz.

İslamcı ve El Kaide kökenli terör eylemleri bütün dünyada ‘İslami terör olarak’ tanımlanıyor. Niçin? Çünkü Müslüman ülkelerin yönetimleri ve halklarının yüzde 99’u bu türden terörü kınamıyor, tam tersine ona arka çıkıyor. New York’ta İkiz Kuleler, İstanbul sinagogu ve bankaları, İspanya, Londra ve Mısır terörlerini kim yaptı? Dini ve milliyeti olan insanlar yaptı. Değişik milliyetli Müslümanlar yaptı.

ŞAMANİSTLER YAPMADI

Budistler, şamanistler, dinsizler yapmadılar. Müslümanlar yaptılar ve bu Müslümanlar da eylemlerinin kökeninde İslami motif ve referanslar olduğunu söylüyorlar. Abdelwahab Meddeb ‘İslamın Hastalığı’ (Metis Yayınları, 2005) adlı kitabında İslamcı terörün dinsel kaynaklarını (Suudiler, Vehhabi ideolojisi, Selefi tarikatı, Müslüman Kardeşler, Pakistanlı Ebu’l A’lá Mevdudi, Mısırlı Seyyid Kutub) birer birer açıklıyor. Taliban terörünün, Kafkas direnişinin, El Kaide’nin arkasında bu kadro var ve kendi ifadelerine göre bu kadronun düşünsel ve inançsal dayanağı da Kuran-ı Kerim! Bu gerçeği bütün dünya biliyor. Bunu tersine çevirmeye çalışmak, İslami terörü desteklemek olarak yorumlanabilir.

Londra’da dört Türk gözaltına alınıp, serbest bırakıldı. Dilerim teröre karışmamışlardır. Yoksa, Recep Tayyip Erdoğan’ın işi çok zor olur.