Oktay Ekşi: Türkiye buna layık değil...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Hangisine yanacağınızı bazen iyice karıştırıyorsunuz:

Avruğa Parlamentosu'nun tutup Türkiye'nin iç işlerine saygısızca müdahale niteliğini taşıyan son kararındaki münasebetsizliğine mi?

Af yasası çıkartmaya kalkan hükümetin yüz kızartıcı suçların faillerini hapishanelerden dışarı salıp da namuslu, haysiyetli ifade özgürlüğü suçlularını içerde çürütme sonucunu verebilecek tutumuna mı?

‘‘Çetelerle mücadele’’ amacıyla Meclis'e sunulan bir tasarının ‘‘görevini doğru dürüst yaparak bir çete hakkında yeterli bilgiyi veren gazeteci’’yi 2 ila 4 yıl hapse mahkûm etmeyi önermesine mi?

Yoksa bundan 91 yıl önce sansür kaldırıldı diye tören yapılan bir ülkede gazetecilerin daha kötü koşullara mahkûm edilmiş olmalarına mı?

Bunca gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede sansür olsa ne fark eder, olmasa ne anlama gelir?

Kaldı ki klasik anlamda sansür, her ne kadar fevkalade utanç verici bir uygulama ise de hiç değilse ilgili gazeteciyi hapse atılmaktan korur.

İşte bu tuhaflıklar Türkiyesi değişsin de daha iyi bir Türkiye'de yaşayalım diye dün Basın Konseyi, hükümet nezdinde bir teşebbüste bulundu. Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, Prof. Dr. Mesut Önen, Prof. Dr. Nüket Güz, Av. Turgut Kazan, Av. Deniz Ketenci ve bu satırların yazarından oluşan bir heyet, Konsey adına hazırlanan önerileri Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk'e, Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik'e ve Devlet Bakanı Prof.Dr. Tunca Toskay'a sundu.

Temaslarımızdan anladık ki hükümet af tasarısının omurgasını çatmış. Böylece yaşı küçük olan suçluların istisnasız affedilmelerini öngörmüş.

Suç türü itibariyle de pek az suçu ‘‘af’’ kapsamı içine almış. Örneğin yüz kızartıcı suçları cinayet, gasp gibi, ırza geçme gibi ağır suçları kapsam dışında tutmuş.

Ama kapsam dışında kalan suçların faillerine yine de büyük bir olanak sağlamış. Oranı veya süresi sonra belirlenmek üzere -yani şimdilik en azından ilke olarak- ‘‘şu kadar süre (veya mahkûmiyetinin yüzde şu kadarını) bilfiil yatan kimsenin cezası şu kadar süre indirilir’’ demiş.

Koalisyon partileri hangi noktalarda anlaşırlarsa, tasarının ona göre kaleme alınmasına karar verilmiş.

Tamam... Bunlara bir şey diyen yok... Ama tekrar etmekten kendimizi alamıyoruz:

İti uğursuzu, caniyi, ırz düşmanını, gasp yapanı, sahtekárı şu veya bu formülle hapisten çıkartacaksınız ama düşüncesini ifade etti diye bir insanı zindanlarda çürümeye mahkûm edeceksiniz. Ona ırz düşmanına, caniye, hırsıza karşı olduğunuz kadar bile sevinme olanağı tanımayacaksınız. Bunun insanlıkla, uygarlıkla, hakla, hukukla bağdaşır tarafı var mı?

İnsanlık tarihi düşüncesini ifade ettiği için cezalandırılan yüzlerce ve hatta binlerce saygıdeğer isimle dolu... Onları hapse veya idama mahkûm ettiği için saygı ile anılan bir tek isim sayabilir misiniz?



Yazarın Tüm Yazıları