Oktay Ekşi: Tam kapı aralanırken

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Tam da Brüksel'den ‘‘Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye'nin birlik üyeliğine aday ülkeler arasına alınmasını tavsiye etmeye karar verdi’’ haberi geldiği için sevindiğimiz dakikalarda, Ankara'dan da Başbakan Bülent Ecevit'in, ‘‘Batı Avrupa ırkçıdır’’ dediğine ilişkin bilgiler ulaştı.

Doğrusu şaşırdık.

Acaba Bülent Ecevit tıpkı Mesut Yılmaz'ın başbakan iken ‘‘Almanya Nazi döneminin yayılmacı zihniyetini hálá taşıyor’’ anlamında -doğru olup olmadığı ayrı ama iki ülke arasındaki ilişkileri zora sokan- bir söz mü söylemişti?

Öyle ya bu sözleriyle Ecevit tüm Batı Avrupa'yı, örneğin İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Belçika vs'yi pat diye ‘‘ırkçı’’ ilan etmiş olmuyor muydu?

Durup dururken bunun ne gereği vardı?

Kaldı ki hafızalarda Bülent Ecevit'in 1978 yılında kaçırdığı bir trenle ilgili anılar vardı:

Anımsayacaksınız o tarihte Ecevit başbakan idi. Keza o tarihte Yunanistan, Avrupa Birliği'ne tam üye olmak için başvuruda bulunduğu halde Türkiye kılını kımıldatmamıştı.

Dahası Ecevit bir defasında Batı dünyasını ‘‘Gerekirse sizi bırakırız’’ anlamında bir sözle tehdit etmişti.

Derken Yunanistan Avrupa Birliği'ne üye oldu ama Türkiye dışarıda kaldı.

Yıllardır da Türkiye uğraşıyor ama karşısına her seferinde Yunanistan vetosu çıkıyordu.

Bu satırları kaleme aldığımız dakikada Ecevit'in böyle birdenbire sert bir ifade kullanmasının nedenini öğrenememiştik. Ama eğer Avrupa Birliği Komisyonu'nun aldığı -üstelik ilk bakışta tarihi bir önem taşıdığı izlenimi veren- kararın içeriğinden haberdar ise ve bu içerikte Ecevit'i tatmin etmeyen unsurlar varsa, o zaman durum açıklığa kavuşur.

Yoksa Ecevit'in sözleri pişmiş aşa soğuk su katmak gibi olur.

Biz öteki ihtimali ele alalım:

Eğer Avrupa Birliği bu kararıyla Türkiye'yi ‘‘12'nci aday ülke’’ olarak değil de ‘‘11 artı 1’’ şeklinde ifade edilebilecek bir formül içinde görüyorsa durum değişir. Çünkü bu Türkiye'ye ‘‘11 aday ülke ayrı, siz ayrı rejime tabi olacaksınız’’ demektir.

Türkiye bu formüle sıcak bakmadığını daha önce kaç defa açıkladı. Çünkü bu Türkiye'ye karşı ayırımcı bir politika izlendiği anlamına geliyor. O zaman da Türkiye Başbakanı'nın tepkisini ifade etmesi zorunlu oluyor.

Biz yine de Türkiye'nin bu defa ayırımcı bir bakışla değerlendirilmeyeceğini ummak istiyoruz.

Ve Avrupa Birliği Komisyonu kararının tarihi bir adım oluşturmasını diliyoruz.



Yazarın Tüm Yazıları