Oktay Ekşi: İşkencenin sorumluları...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun işkenceyle mücadele konusunda iki yıldır, genelde Türkiye'de ama özelde Elazığ'da hemen hiçbir ilerleme kaydedilmediğini ortaya koyan yeni raporuna bakalım kimler, nasıl itiraz edecekler?

Örneğin, valilerimiz ‘‘Karakolda bir değnek bulundu diye işkence var mı diyeceğiz?’’ türünden açıklamalar yapacaklar mı?

Emniyet Müdürü o değneğin eskiden kaldığını mı söyleyecek? Emniyet Genel Müdürü, ‘‘Şimdi bu tespitleri yapanlar yıllardır neredeydi?’’ mi diyecek?

Ve basının kendisine soru sormadan önce arşivleri karıştırmasını isteyen İçişleri Bakanı acaba ‘‘Evet Osmanlıların son dönemlerinin Zaptiye Nazırı Yedi-Sekiz Hasan Paşa zamanında olanlar ne idiyse, benim zamanımda da aynı metotlar uygulanıyor’’ demek zorunluğunu mu duyacak?

Pişkinsüt ve arkadaşlarının sadece, son raporlarında vurguladıkları yer olan Elazığ'da değil, genelde de işkence ile ilgili durum tek kelimeyle vahimdir. Bu konuda yetkililerin ağzından çıkan ve ‘‘işkence yapanların cezalandırıldığını’’ ifade eden sözlerin gerçekle zerre kadar ilgisi yoktur.

Eğer olsaydı ve eğer işkence yapanlar bizzat yetkililer tarafından korunmasaydı, İstanbul'un en önemli noktalarında (Beyoğlu'nda, Fatih'te) görev yapan ve karakola attığı insanlara hortumla dayak atması yüzünden adı Hortum Süleyman'a çıkan bir Emniyet mensubu bu iddianın ortaya atıldığı gün görevden uzaklaştırılmaz mıydı?

Belli ki yukarıdakiler ne istiyorsa, aşağıdakiler onu uyguluyorlar. O nedenle ‘‘zanlıları falakaya yatıran’’ polis memurlarını cezalandırmak yetmez, asıl onların amirlerini sorumlu tutmak ve işkence eylemlerinin bedelini onlara ödetmek lazım.

Eğer yanlış bir değerlendirme yaptığımızı düşünüyorsanız, Pişkinsüt ve arkadaşlarının hazırladığı rapordaki şu bölümü okuyun:

‘‘(Zanlıların) Kelepçeli, çıplak ve kapıya asılı olarak açık percere önünde sabaha kadar tutuldukları, bu arada ‘bu akşam ölürüm' veya İbrahim Tatlıses'in ‘Vay halime' şarkılarının dinletildiği, sorguda 7 gün boyunca ayakta kapıya bağlı olarak tutuldukları, üzerlerine soğuk su döküldüğü ve 48 saat ekmek vermedikleri bildirilmiştir.’’

Söyler misiniz? Kendisinin görev yaptığı bir karakolda, bir Emniyet Amirliği veya Emniyet Müdürlüğü binasında bu işkencelerin yapıldığını bilmeyen bir Başkomiser, Emniyet Amiri veya Müdürü olabilir mi?

Olabilir diyorsanız, kendi burnunun dibinde yaşanan hukuk dışılıkları göremeyen bir Başkomisere, bir Emniyet Amirine veya bir Müdüre, o yetkiler tevdi edilebilir mi?

Kimse kendisini aldatmasın... Türkiye'de işkence vardır. Bu sistemlidir. Ve işkencenin sorumluluğu müteselsilen, İçişleri Bakanı başta olmak üzere ‘‘A’’dan ‘‘Z’’ye tüm Emniyet yetkililerine aittir.

Yazarın Tüm Yazıları