O türküler yalan!

ŞARKILARA, türkülere bakarsanız büyük sevdalar yaşanır Doğu’da.

Düşünün şöyle bir o yörenin türkülerini...

Hemen hepsinde yanan, kavrulan erkekler vardır.

Bizim, buralarda hiçbir erkekten duyamayacağımız "damardan" ilanı aşk sözleri...

Fakat kıyısından köşesinden biz de faydalanırız neyse ki. Onların o buram buram aşk, özlem kokan şarkılarını, türkülerini kıtkelám sevgililerimizin bize söylediğini farz edip hislendiğimiz çok olmuştur.

Oraların müziğinden hiç hoşlanmayanların bile ömründe hiç olmazsa bir kere, mesela çok aşık olduğu bir dönemde, o şarkıları dinleyip iç çekmişliği vardır.

Bilmem dikkatinizi çekti mi, zalimdir o şarkılarda kadınlar...

Vicdansızdır...

Ya erkeğin aşkına karşılık vermemişlerdir, ya bırakıp gitmişlerdir, ya başka yar bulmuşlardır falan... Ve erkek almıştır sazı eline...

Sürünmekte, yanmakta, ölüp gitmektedir artık.

Söz konusu şarkıların, türkülerin, bütün kadınların içinin yağlarını eriten bir yanı vardır yani. Bizim yapamadığımızı hiç olmazsa oralardaki hemcinslerimizin beceriyor olması fena mıdır?

***

Fakat...

Bilmiyorum gerçekte o özgürce seven, sevilen; erkeği peşinde süründüren kadınları gören var mı?

Ha bire öldürülen kadınları görüyoruz daha ziyade.

Erkeklerin elindeyse saz yerine silah.

Öldürülüyor kadınlar.

Sevdi diye... Sevmedi diye...

Ayrılmak istedi diye...

Evlenmek istedi diye...

Evlenmek istemedi diye...

Doğurdu diye... Doğuramadı diye...

Oğlan değil kız doğurdu diye...

"O türküler yalan!" diye bağırmak geliyor insanın içinden. "Hadi be! Hayatlar sevdalarla değil, cehaletle, vahşetle örülü" diye...

"Gözünü kırpmadan kardeşini, karısını, kızını, annesini öldürebilen adamın yüreğinde sevda ne gezer" diye bağırmak...

Hadi töre denen illeti bir yana bırakalım, kim dövüyor kadını en çok?

Sahi, bu ne yaman çelişkidir?

Bundan sonra kimse türküler yakmasın sözde sevdiğinin kaşına gözüne!

Üç gün sonra analar ağıt yakacaksa eğer...

Kandırmasınlar bizi!

MIŞ-MUŞ

Türkiye’de bir kadın 64 yaşında ilk çocuğunu doğurmuş.

Azimle "şey eden" taşı delermiş!

*

Hamdi Alkan bir filmdeki rolü için 15 kilo almış.

"Hamdi Bey, 15 kilo almanız gerekiyor" dedikleri an hayatının en mutlu anıdır herhalde... Kendini incecik hissetmiştir.

*

Japonların ekonomi gurusu "Türkiye 10 yıl sonra Japonya gibi olur" demiş.

Ah beyefendi, bizi daha önce ne gurular beğendi ama...
Yazarın Tüm Yazıları