Neysem neyim ya

Büyük problemler yaşıyoruz Ayça’yla, yani kız kardeşim olan küçük cadıyla...

Haberin Devamı

Kendi işi gücü var aslında ama en büyük iş benim onun kafasında.
Hak ettiğim yerde olmadığımı koymuş kafasına.
Neymiş, bir kere ben tembelmişim.
Bak, millet neler yapıyormuş.
Ben sadece haftada üç- dört yazı yazıp yan gelip yatıyormuşum.
Millet hangi delikten girsem, hangi delikten çıksam da piyasada gözüksem ünüme ün, parama para katsam diye yırtıyormuş kendini.
Peki ya ben niye böyleymişim ki?
Hala bir kitabım yokmuş.
“Arasana bilmem ne yayıncılıkları, gitsene alıp yazılarını.
Bak millet kaçıncı kitabını çıkarttı.
Tembelsin tembel!”
“Ararım bir ara Ayça”
“Ya ararsın, eminim, ohoo sen bu kafayla unutulur gidersin”
Yani mesaj şu; ben de gidip olan yazılarımdan seçip şöyle fiyakalı bir kapak yapıp vitrinlere koydurmazsam sizler beni yakında terk- i diyar edermişsiniz.
Haaa daha durun, bitmedi; tembelmişim artı anti sosyalmişim.
“Bak bir sürü davet geliyor sana Ayşe, niye gitmiyorsun hiçbirine?
Kızım gidip boy göstersene, ortalıklarda gözüksene.
İki insan görsen, her birinde bak iş yolu açılır, oradan buradan bir şey çıkar.
Adın daha çok duyulur.
Gazetelerde resimlerin olur.
Allah’tan çağırdıkları tv programlarından üçüne beşine çıkıyorsun.
Ama geçen hafta bilmem kiminkine niye çıkmadın Ayşe?
Kızım ratingi var o programın.”
“Canım istemedi, çıkmadım Ayça, sana ne”
Böyle bir savaş yaşıyorum kardeşimle.
Ve geçen gün son lafını da soktu;
“Sen bırak popüler olmayı, aşk meşk sevgiliyi aklına bile getirme!”
“Niye? Çok mu tipsizim?”
“Tipinden değil, sokağa çıkıp sosyal olmazsan kiminle tanışacaksın, nerede ve nasıl?
Adamlar teker teker gelip kapını mı çalacak?”
Evet, bunda haklıydı.
Ona “kısmet” diyorum.
Ama diğer kısımlar için hala düşünüyorum, o da düşünse diyorum, belki ben çok popüler bir tip olmak istemiyorum.
Belki şan şöhretten çok, yazılarım ve Yetiş Ayşe’m umurumda sadece. Acaba bir gün bunu anlayabilecek mi?
Siz anlıyorsunuz değil mi?
Not: Yetiş Ayşe’yi televizyona taşıyacağım, o zaman zaten ekran önünde olacağım Ayça ama o da yine yardım amaçlı, birilerinin ellerinden daha fazla tutabilmek namına.

….

CAM ADAM

Haberin Devamı

Zekeriya’m, cam adamım benim, geçen gün bana bir e-posta gönderdi. Lama isimli bir mizah dergisi çıkartmaya başlamışlar. Aşağıda e-postasını sizlerle de paylaşıyorum.

Mizah dergimiz lama.

Haberin Devamı

Sevgili Ayşe Abla, merhaba, nasılsın? Umarım iyisindir. Beni sorarsan yeni bir proje içerisindeyim ve bundan dolayı çok heyecanlıyım. Bu heyecanımı seninle ve okurlarınla paylaşmak istedim.

Uşak'tan Diyarbakır'a, Türkiye'nin farklı şehirlerinde yaşayan bir grup yazar ve çizer arkadaş; aylık bir mizah dergisi çıkarıyoruz. Dergimizin adı Lama. Biliyorsun Lama tükürmesiyle ünlü, hem gıcık hem de sevimli bir hayvan. Biz de ekip olarak gerektiği yerde muhalif, buna rağmen güler yüzlü ve sempatik bir dergi çıkarmayı istiyoruz.

Mizaha gönül vermiş bir aileden geldiğini ve bir mizahsever olduğunu bildiğim için dergimizi özellikle sana anlatmayı istedim. İlk sayımızı 1 Nisan'da çıkardık. Şimdi ikinci sayı için hazırlanıyoruz. Tamamen kendi emek ve çabalarımızla dergimizi mizah sever kitlelere tanıtmaya, ulaştırmaya çalışıyoruz. (Yeri gelmişken basım ve dağıtım kalitemizi yükseltmek için bir sponsor arayışında olduğumuzu da buradan belirteyim.) İlk sayımız İzmir, İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve Konya'da satışta.
Son olarak dergimizle ilgili her türlü soru-sorun-öneri için www.lamamizahdergisi.com adresine tıklayabilirsiniz diyor ve bana köşende yer verdiğin için teşekkür ediyorum. Eyvallah.

Zekeriya Ünal
...

Haberin Devamı

Neysem neyim ya

Okur dostlarımdan Ahu bana bu karikatürü yollamış. Tam da amcamın ölüm yıldönümüne denk geldi.
Ahucum, karikatür bir harika, amcam ve ailemiz adına teşekkür ederim, bayıldım. Bu vesileyle amcamı da anmış olduk.

Yazarın Tüm Yazıları