Ne yaşar ne yaşamaz

“TÜRK Dili Konuşan Ülkeler” meselesi, artık her yıl, zirvesi, konseyi, herşeyiyle heyecanlandırıyor beni.

Merakla, heyecanla bekliyorum. Acaba Türkiye, ne zaman bu ülkelerin arasına girebilecek diye...
Baştan söyleyeyim.
Arı/ari, yaşayan Türkçe’de yer eden kelimeleri “yabancı” diye ayıklanmış bir dilin peşinde olmadım hiç.
“Öz-be-öz Türk” arayışı kadar uzak, hatta nafile gelir bana...
“Yaşayan Türkçemiz” ise ünitemiz, kalabalık olmasından yanayım biraz.
* * *
Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonnası’nı okurken, Raif Bey’in dilinde, uçsuz-bucaksız bir dilin mevcudiyetine de seyahat ederim.
(Mevcudiyet yerine varlığına diyebilirim, seyahat yerine gezi düzenlerim ama ya Sabahattin Ali’nin melodisi) Konuştuğumuz/yazdığımız dilin olanaklarını genişleten sözcükleri, -eğreti-yama-yapay değilse- değerli bulurum.
Mezhebine filan bakmam.
Dilde de biraz geniştir mezhebim.
* * *
Uzun yoldan girdim mevzuya. Ki dil bilimci de değilim. Yazdıklarım, hissiyatımın tercümesi...
Derdim, dilimizi doğru konuşan/yazan, engin kelime haznesinden (sözcük dağarcığından) faydalanan bir ülke miyiz meselesi.
MSN, chat kısaltmalarından, argolarından dem vurmayacağım hemen.
Argonun da, dil zenginliği olduğuna inanırım.
Küfrün, bedduanın da...
Bir ara TDK kadını aşağılayan “kaşık düşmanı”, “eksik etek” gibi deyimleri sözlüklerden çıkarmak istemişti.
Hayat o deyimleri, “dil”den, “erkek ağzı”ndan çıkarmadıkça, sözlükten çıkmış ne ola...
Kullanıl(a)mazsa, zamanı gelir tedavülden kalkarsa, o zaman da sadece sözlükte solsun ama kalsın. Ki, “yazılı ayıp müzemiz”, geleceğe de ders olsun.
* * *
Dili kullanmak, deryasınca kullanabilmek deyince aklıma hemen Ahmet Hamdi Tanpınar gelir.
“Ölmek istemiyorum” demişti, “Kullanamadığım o kadar kelime varken...”
Dil bilimciler, -sayı beş aşağı/beş yukarı değişse de-  bizim kendi dilimizi ortalama 150 kelime kullanarak konuştuğumuzdan yakınır.
Aynı günlük dağarcık, Batı’da 700’ün üzerindedir.
Benimse merakım, Türk dili konuşan ülkelerin Türkçe’yi kaç kelimeyle konuştuğu.
Misal, bizden fazla çıkmış.
O zaman olimpiyatın yeri değişmeli seneye...
Yazarın Tüm Yazıları