Nazım Bursa'da karanlığı yaşadı;sen, aydınlığı yaşa!

Boşver, kulak asma bu laflara. Çünkü “Sen daha bir hiçsin...” Alt tarafı bir gol attın. Senden 20 gün büyük olan Batuhan Karadeniz de bir zamanlar böyle bir gole imza attı. Hem de Beşiktaş’ta yaptı bunu. Ee ne oldu ondan sonra? Kulüp kulüp dolaşıyor işte. Anlayacağın, ‘Tutanamayanlar’ı oynuyor...
Nazım’a zindanı yaşatan Bursa’dan bir yıldız çıksın. Senin doğduğun yer Bursa, bir zamanlar önemli bir konuğu ağırladı. Sizin meşhur cezaevinden bir Nazım Hikmet geçti.. Hatta O’nun, Bursa Cezaevi’nin avlusunda futbol oynamışlığı bile var... O mavi gözlü dev topa hükmedişini de şöyle anlatmıştı bir şiirinde:
“Futbolda eski kurdum/En ağır hafbekleri yere vururdum/Bana mahsustur bu vuruş/Futbol potinlerim, kurşunkalemimden öğrendi bu zanaatı!
Nazım Bursa’da hapishanede futbol oynadı ama işte gel gör ki, karanlığı, zindanı yaşadı. Sen o coğrafyada aydınlığı, güzel oyunun zirvelerini yaşayabilirsin. Daha 16 yaşındasın. Uzun bir yol seni bekliyor. Ve bu yolun tüm duraklarına uğramak senin elinde...
Hem Nazım Hikmet bir şiirinde bak ne diyor?
En güzel deniz: Henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk: Henüz büyümedi...
En güzel günlerimiz: Henüz yaşamadıklarımız.

BABANDAN HAKAN ŞÜKÜR’Ü DiNLE

ANLAYACAĞIN henüz yolun başındasın...
Bak ne diyeceğim sana? Yerinde olsam, bir dönemler senin gibi Bursaspor’un başarısı için ter döken baban Mesut Ünal’a gidip onun kafasının etini yerdim. Hakan Şükür’ü anlatmasını isterdim. Türk futbol tarihinin en çok gol atan efsanevi adamı Hakan, babanla aynı takımda oynadı. Baban O’nun başarı öyküsünün önemli tanığıdır. Yokluktan bir yıldızın azim ve inatla, tırnaklarıyla kazıya kazıya nasıl ortaya çıktığını anlatsın. Gözlerini kırkmadan dinle...
Yetmez! Hakan Şükür’ü sonra da gidip kimden dinleyeceksin biliyor musun? Sizin takımın 28 yıllık malzemecisi sevgili Mehmet Demir’den.. Ben, bu yaz Mehmet Abi’yle konuştuğumda bana Hakan Şükür’ün daha 18 yaşındayken antrenman bitiminde yaptığı saatler süren ekstra çalışmalarından söz etmişti.

YARIM KALAN BİR ŞARKI OLMA

BATUHAN Karadeniz için tutunamayan dedim. Sadece o mu? Sen daha doğmamışken ne yıldız adayları dolandı ortalıkta. Sözgelimi bir Tarık Daşgün vardı. 18 yaşında müthiş bir yetenekti. Efsanevi başkan Ali Şen O’nu Gençlerbirliği’nden Fenerbahçe’ye almak için ne paralar döktü. Ama o Tarık İstanbul’da kayboldu gitti. Şimdilerde nerede olduğunu ailesinden başka bilen yok, neredeyse...
Ya da Okan Koç... O da Gençlerbirliği’nin parlayan yıldız adayıydı. Galatasaray ile Beşiktaş onu transfer emek için birbirine girdi. Sonunda Kara Kartallı oldu. Ama kaybolup gitti işte...
Sevgili Enes, hem Tarık hem de Okan, Türk futbol tarihine başarılarıyla değil, kullanamadıkları yetenekleriyle geçti.
Demem o ki, sen de yarım kalan bir şarkı olma...

KLOPP: “ENES’TE LEWANDOWSKİ’Yİ GÖRÜYORUM”

SENİ geçen yıldan Chelsea istiyormuş. Sende büyük emeği olan önceki hocan Hikmet Karaman bunu duyunca, “Altyapıda futbolcularımız var. Enes’i İngiliz devi Chelsea istiyormuş. Haberim yok Enes’ten. Utandım kendimden” diyerek ironi yapmıştı.
Sezon başında Borussia Dortmund ile yaptığınız hazırlık maçından önce Jurgen Klopp Hikmet Hoca’na seni çok beğendiğini söylemiş. “O’nda bizim Lewandowski’yi görüyorum” diyerek de eklemiş.

YANINDAN KİTAP AYIRMA, İNGİLİZCE İSPANYOLCAYI HEMEN ÖĞREN

BUNLARIN hepsi çok güzel tabi ki.. Eğer azimle çalışırsan sana göz kırpan bu dünyaya girersin.. Sadece Chelsea istiyor diye İngilizceyi öğrenme.. Premier Lig’e uğrayanın yolu mutlaka İspanya’ya da düşer.. İspanyolcayı da öğren. Seni gözüne kestiren Klopp’un bir öğrencisi var. Lewandowski. Çok kitap okur. Hatta şu aralar Macar edebiyatının usta şairi Atilla Jozsef’in şiirleriyle meşgulmüş. O’nun muhteşem aşk şiiri Flora’yı ezbere okuyormuş takım arkadaşlarına.
Sen de Nazım’dan, Edip Cansever’den, Turgut Uyar’dan oku... Hadi gel sen de Özlüce Tesisleri’nde Sezai Karakoç’un unutulmaz sevda şiiri Mona Rosa’yı takıma oku. De ki: Benim aşkım sığmaz öyle her saza/En güzel şarkıyı bir kurşun söyler...

GEL, “HERKES GİBİ” OLMA

ALTYAPIMIZIN halini biliyorsun. Ağabeyin Arda Turan’dan sonra bir yıldız çıkaramadık. Ha, unutmadan bunu da sana ileteyim.. Geçen sene parlayan Fenerbahçeli Salih Uçan, düşüşe geçti. Onun için de bir yazı yazmış, uyarmıştım. Umarım tekrar ayağa kalkar. Hadi gel çölde açan bir gül ol. Belki üzerimizdeki ölü toprağını atarsın.
Dedim ya Nazım, hayatının karanlık günlerinin bir bölümünü Bursa’da yaşadı. İşte sen sevgili Enes! Sen ise yine aynı coğrafyada aydınlık günler yaşayan bir yıldız olabilirsin. Ya da yine Nazım Hikmet’in bir şiirimde dediği gibi olursun:
“Bence artık sen de herkes gibisin.”