Nasıl geçti habersiz hafta sonu

CUMA SAAT 20.30, NİŞANTAŞI DELICATESSEN Hava soğuk olsa da Delicatessen’de en güzeli dışarıdaki masalardan birine konuşlanmaktır.

Haberin Devamı

Buz gibi sandalyeye otururken hâlâ düşünüyorum, “Gerçekten öyle mi?” diye. Heyhat, artık çok geç. Yemek siparişleri verildi bile.

Gel gör ki ısıran soğuk bir yere kadar. Yemek sonunda içerideki bara ışınlanıyor ve Delicatessen’in en iyi iki servis elemanıyla, Şerare ve Hikmet Bey’le sohbet ediyorum.

Neredeyse mekan açıldığından bu yana buradalar. Artık aileden biri gibiler. Tam o sırada bir mesaj geliyor, “Hadi Bej’e gel” diye.

CUMA SAAT 22.00, KARAKÖY BEJ

Tedbil-i mekanda ferahlık vardır. Arkadaşımın çağrısına uyup soluğu Bej’de alıyorum. Ekstra bir hareketlilik sözkonusu. Lal Dedeoğlu’nun mekanı yine eski Buz havasına bürünmüş gibi. Hakan Yıldırım’ın da gelmesiyle birlikte bu hava tamamlanmış oluyor. Çünkü Hakan en eski ve sadık Buz müdavimiydi zamanında.

Bej’de sürpriz isimler de var o akşam. Ümit Karan ve Saba Tümer gibi. Saba ısrarla canlı müzik olan bir yere gitmek istediğini söylüyor.

Ama Günay tarzı bir canlı müzik değil istediği.

Daha sakin, daha kendi halinde bir şey istiyor. En sonunda Vedat Sakman’ın Cezayir Sokağı’nda bir mekanda sahne aldığı öğreniliyor. Saba oraya gitmek üzere harekete geçiyor.

Saatler ilerledikçe Bej daha da kalabalıklaşıyor.

Köşe fotoğrafımı çeken, canım ciğerim Serkan Şedele’yle karşılaşıyorum. Karşılıklı “neler yapıyorsun?” muhabbeti yapıyoruz. “Neler yapıyorsun” muhabbetini eskiden sadece iş-güç içerikli olarak yanıtlardım. Artık içine başka türlü ayrıntılar da koymaya başladım.

Mesela, “dün çok uyudum, şöyle bir rüya gördüm, bir film izledim, sokakta yürürken çok düşündüm” gibi gibi...

Bunlar da neler yaptığımın bir parçası haliyle...

CUMA SAAT 23.45, TEPEBAŞI BIRD

Joost’un çaldığı müziklerle biraz dans, biraz kıpırdanma hali. Hâlâ yemeğine devam eden masalar var.

CUMA SAAT 00.45, TEPEBAŞI XLARGE

Xlarge’ın odağı sahnesi. Sahnede yapılan şovlara kayıtsız kalamıyor, mutlaka bakıyorsun. Zaten çok da iyi şovlar yapıyor, hakkını veriyorlar.

CUMARTESİ SAAT 14.00, EVDEKİ KANEPE

History Channel’da “Antik Uzaylılar” belgeseli var.

Eski uygarlıkları asıl yönetenlerin dünya dışı varlıklar olduğunu kanıtlamaya çalışan bir belgesel. Soluksuz izliyorum. Evet, evdeyken belgesel izliyorum. Şu an yazarken fark ettim. Ama “Antik Uzaylılar” belgeseli de bir tür magazin programı sayılabilir hani. Eski uygarlıkların magazini...

CUMARTESİ SAAT 18.00, DİVAN PURI SPA
Pilatesle esneyip antik uzaylıları unutma süreci. Yoksa pilatesi icat eden Joseph Pilates de uzaylı mıydı?

CUMARTESİ SAAT 23.30, REHAB

Bir arkadaşımızın doğum günü. Öyle klasik bir doğum günü kutlama hali yok. Pasta filan hiç yok. Rehab’in müziği bazen iyi bazen fazla sıkıcı. Ortası yok...

Mekanın kapısında durup içeriye girecekleri seçen kişi ise Lerna. Yıllardır bu işi yapıyor, bir gece hayatı klasiği Lerna.

O soğukta kolay iş değil. Sabır istiyor. Bir de Lerna her daim güler yüzlü. Nasıl başarıyor, orası sır...

Haberin Devamı

Yeni şeyler

Haberin Devamı

P.F. CHANG’S: Etiler’de açılan yeni Çin restoranı. İki katlı, ferah feza bir restoran. Büyük gruplara rezervasyon yapıyorlar. İki kişiyseniz mesela, rezervasyon derdi yok. Çat kapı gidilebilir.

Alt katı en güzeli. Ama fazla ısıtılmış bahçe kısmı değil. Hem biraz kokuyor hem de Ekvator gibi işte, çok sıcak.

Dikkat, yemek porsiyonları büyük. Hemen doyuyor ve fazla sipariş verdiğinize yanabiliyorsunuz.

KINGS&QUEENS OF ISTANBUL: Mert Vidinli ve Çağla Gürsoy ikilisinin yarın gece başlayacakları yeni parti serilerinin adı. İkili, Richie Rich’i geçmişte bıraktı, şimdi yeni konseptleriyle kitlelerinin huzuruna çıkacaklar. İlk partinin ünlüler geçidi olacağı söyleniyor. Bakalım, gidip göreceğiz...

Yazarın Tüm Yazıları