Müslüman Kardeşler Milli Görüş ve AKP (2)

CÜNEYT Ülsever, Müslüman Kardeşler-Milli Görüş-Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sadaka siyasetinin panzehiri olarak gene sadaka ve avantayı mı salık veriyor acaba?

"Dilerim, AKP dışındaki partiler bu sorunun cevabını aramayı gündemlerine alırlar. Ancak, benim basit cevabım ’mahalle politikası’na karşı en iyi politikanın yine ’mahalle politikası’ olduğudur. Günümüz teknolojisi evlere televizyonlar, internet, hatta telefonlarla uzaktan ulaşmanın olanağını sağlamıştır ama hálá en etkin siyaset insandan insana yapılan siyasettir." (Hürriyet, 27 Mayıs 2007)

Cüneyt Ülsever, eğer insandan insana siyasetin içine avanta, sadaka, para zarfı ve erzak çuvalını katmıyorsa, kuşkusuz insandan insana siyaset en etkin yöntemdir. Legal siyasette de, illegal siyasette de bu böyledir. Ancak bire bir ilişki illegal gizli siyasetin temelini oluşturur.

Ancak, böyle bir avanta ve sadaka politikası ortanın solundan itibaren herhangi bir solun politikası olamaz. Bu partilerde yöntem tersinedir. Seçmen, sempatizan ve partili Parti’den almaz, ona verir. Türkiye İşçi Partisi’nin lokal kiralarını esnaf, öğretmenler, memurlar ve ev kadınları verirdi.

ASALAK SEÇMEN

Geçmişte bütün sağ partilerin (DP, AP, DYP, ANAP...) avanta ve sadaka politikaları demokrasinin özünü zedelemişti. Şimdi aynısını AKP uyguluyor

Şimdi durup, öteki partilerin (CHP, MHP, DP, GP, İP, ÖDP...) de AKP’nin izinden gittiklerini, seçmene avanta ve sadaka dağıttıklarını varsayalım. (Televizyonda gördüm, DP’li bayan aday adayları, ayaklarında yüksek topuklular, ellerinde torbalar, gecekonduların engebeli coğrafyasında dolaşıyorlardı.) Bu politika emeğin değerinden habersiz, çalışmayan, avantacı bir tufeyli ve asalak kitlesi yaratır.

Böyle bir kitle ne CHP’nin, ne de DSP’nin seçmeni olabilir. Daha soldaki partilerin seçmeni hiç olamaz. Sol partiler avantacı-sadakacı mahalle politikası uygulamadan seçim kazanamazlarmış, kazanamasınlar. Sol partiler ekonomik ve sosyal politikalar üretmeli!

YANITI BİLELİM

Buraya kadar işin masum görünümünü tasvir ettim. 2 Haziran yazımda sözünü ettiğim, Milli Görüş-AKP cephesine ilham veren Müslüman Kardeşler bir hayır kurumu değildir.

Müslüman Kardeşler (El İhvan El Müslimin) örgütü, Suriye, Filistin, Ürdün, Lübnan, Irak, Yemen ve Sudan gibi ülkelerde işgalci, mandacı, Hıristiyan emperyalist ülkelerle mücadele için kuruldu. Sadece laflı değil silahlı mücadele için. Bu ülkelerin görece özgürlüğüne kavuşmasından sonra, bulundukları ülkenin devlet yapısını İslamileştirmek için mücadelelerini sürdürdüler. Yani Müslüman Kardeşler, barış yoluyla olmazsa, uygun zamanda silahlı ayaklanma yoluyla iktidarı ele geçirme yöntemini kendine politika yapmıştır. Bunun için ihtilalci bir örgütlenme biçimi kurmuştur. Müslüman Kardeşler’in izinden giden ve onunla organik bağı olan Milli Görüş de aynı yolun yolcusu. Peki ya Milli Görüşçü AKP?

Vakıflı, cemaatli, tarikatlı dayanışma politikasını sadece seçim kazanmak için mi izlemektedir, yoksa devleti ne pahasına olursa olsun ele geçirmek için mi? Bu sorunun yanıtını "cemaat"in önderleri kadar bizim de bilmemiz gerekiyor. Yoksa gelecek çok karanlık!
Yazarın Tüm Yazıları