Müşkülü seviyoruz!

Kaza izlemeye bayılırız, kavga izlemeye bayılırız, birbirimizi izlemeye bayılırız...

Haberin Devamı

Hatta tecavüz izlemeye bile bayılırız.

Başkalarının hayatıyla ilgili bizi bu kadar çeken nedir dersiniz?

Kafede, restoranda yan masanızda oturan şahıslar kendi konuştuklarını, kendi hayatlarını bir kenara bırakır, sizi dinlerler. Sizi izlerler.

Bıktırana kadar izler, kulakları kanayana kadar dinlerler.

Sizi tanımaz, bahsettiğiniz insanları bilmezler, dolayısıyla anlattıklarınız onlar için pek bir şey ifade ediyor olamaz.

Yine de iştahla, şevkle, bir telekulak adanmışlığıyla dinlerler.

* * *

Kaza olur, yol kapanmamıştır ancak “kaza meraklıları” yüzünden trafik durma noktasına gelir. Biz de kilometreler boyunca uzanan sıkışıklıkta sabır testine tabi tutuluruz.

Çünkü kaza meraklıları müşkül durum görme hevesindedir.

Gönülleri ister ki dağılan bir araba, kopan bir kol, kanlı bir sahne çıksın karşılarına.

* * *

Haberin Devamı

Sokakta bir kavga çıksın, sahne hep aynıdır: Hayat durur. Kavgaya karışmaktan imtina edenler olduğu yere çakılır, hevesle izler; Ahmet Abi’ler, Mahmut
Emmi’ler ise olay yerine varmak için birbiriyle yarışa girer.

Herkes yalandan bir ayırma çabası içindedir, esasında kimse kavganın bitmesini istemez.

Kavga izlemek de insanın içini bir mayhoş eder. Ortada en az iki müşkül vardır çünkü.

Sadece sokak kavgaları değil, kavga eden bir çifti izlemek de iç yağı eriten cinstendir.

Çifti izleyen yüzlerde manasız bir gülümseme peyda olur. (Ağzın tek tarafının kaykılması sonucu oluşan Bruce Willis gülüşü)

* * *

Kabul edin, müşkül duruma düşeni izlemeyi seviyoruz.

Çünkü müşkülü izlerken kendi hayatımızın o kadar da kötü olmadığını fark ediyor ve buna biraz seviniyoruz.

O pis, o çaresiz durum bizim başımıza gelmediği için kendimizi şanslı hissediyoruz.

Toparlayacak olursak, “Kötülükten iyilik çıkarıyoruz...”

Ona iyilik denir mi tabii, orasını bilmem.

Müşkülü sadece merakla izlemiyoruz. Müşkül, bize yaşama gücü veriyor adeta.

O yüzden müşkülü çok seviyoruz.

Hani aynı ofisi paylaştığınız ve pek hoşlanmadığınız iş arkadaşınızın işten çıkarılması ya da sevmediğiniz birinin çok mutsuz bir dönem geçirmesi size ince iç burulmasıyla karışmış bir rahatlama veriyor ya...

İşte onu diyorum.

Haberin Devamı

Tecavüzden ekmek çıkar mı?

Fatmagül’ün Suçu Ne? dizisinde yer alan malum sahneden sonra, şimdi de otomobil kapısına genç ve güzel bir oyuncunun kafasının sıkıştırılması ile yeniden canlandırılacak olan bir başka tecavüz sahnesinin heyecanını şimdiden yaşıyoruz.

Fatmagül’ü izledik; “izlemelere doyamadık” diyelim hatta, şimdi sıra bunda.

Peki tecavüzü izlerken ne hissediyoruz?

Bir şeyler hissediyor olmalıyız değil mi?

Neticede bu kadar adam izliyor, neredeyse yılın televizyon olayı haline geliyor...

Bir şeyler hissediyor olmalıyız ki, “Cinsel sapkınlık mağduru müşkül kadın” çok iyi reyting getiriyor.

* * *

“Tecavüz sahnesi seyircisi ve hisleri bir kenara bırakalım.

Yurdum televizyonlarında her konunun reyting malzemesi edileceğine ihtimal verdim.

Ama bir gün birilerinin tecavüzün aldığı devasa reytingden yola çıkarak “Madem bu işin gideri var, İffet’i dizi yapalım” diyeceğini düşünemedim be sevgili dizikolik Habitus okuru.

Vallahi düşünemedim.

Yazarın Tüm Yazıları