Mumya müzesindeki Atatürk yüzünden heykeltıraş oldum

Eskişehir, 1933: "Şehir: 32 bin 103 nüfuslu ve 8 bin 500 haneli olup, bütçesi 174 bin 228 liradan ibarettir. Şehir dahilinde 93 km yol olup, 930 metresi parke, 2600 metresi şose, 38,5 kilometresi de adi kaldırımdır. Temizlik işi, 38 amele ve 22 araba ile icra olunmaktadır.

Haberin Devamı

Belediyece idare olunan mezbahada günde vasati olarak 80 koyun ve 8 sığır kesilmektedir. Şehirde 1 lise, 11 ilk mektep, 3 hastane, 1 dispanser, 6 hamam, 4 eczane, 2 kütüphane, 100 mağaza, 8 lokanta, 5 gazino, 1 tiyatro, 2 sinema. 30 han, 9 otel vardır." Eskişehir 2006 ise anlatmakla bitecek gibi değil, mutlaka kendi gözlerinizle görmelisiniz. Porsuk’ta tekne gezintisi yapın, operada "La Traviata"yı izleyin. Tramvaya binin, Köprübaşı’nda inip heykellerle bezeli köprülerden geçin. Gürdal Abacı’nın "222 Park"larında ya da "Hayal Kahvesi"nde yiyip, içip eğlenin. Yunus Emre’yi, Nasrettin Hoca’yı koklayın, Haller’de bir kahve molası verin. Bilin ki, gördüğünüz, görmediğiniz çağdaş yeniliklerin tümü Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e ait. Gece gündüz, dur durak demeden çalışan başkanın, en büyük destekçisi Seyhan Hanım. Akademiden sınıf arkadaşı, sevgilisi, 41 yıllık eşi Seyhan Büyükerşen, 12. ve 13. dönem CHP Eskişehir Milletvekili Şevket Asbuzoğlu’nun kızı. Büyükerşen çiftinin Yaprak ve Burcu adlı kızlarından birer de kız torunları var. Sevgili Büyükerşen’le Vişnelik’teki evinde başladık konuşmaya, sonra düştük yollara. İşte Eskişehir’deki 2 gün, 2 gecenin özeti.
/images/100/0x0/55eaed79f018fbb8f89fa504
Kendinizi heykeltıraş olarak kabul ediyor musunuz?

- Heykeltıraşlar bana kızıyor, "mankenci" diyorlar ne demekse. Bugüne kadar heykeltıraş olduğumu hiç söylemedim, ben maliye hocasıyım. Karikatürcüyüm, iyi de resim yaparım, ama hiçbirisi değilim. Doktora asistanıyken 1966’da bir seneliğine Londra’ya gönderildim. Birkaç arkadaşla ünlü Madame Tussauds balmumu mumya müzesini geziyoruz. Bir baktım Makarios’un karşısına Atatürk diye bir heykel koymuşlar. Fevkalade çirkin, yakışıksız bir adam. Müzenin üst düzey yetkilisine çıkıp anlattım, "Bize göre Atatürk o" deyip tersledi. Bu bana çok koydu; Türkiye’ye dönünce durumu sanatçı arkadaşlara anlattım. Hepsi bizde o tekniğin olmadığını, Kenan Yontunç’un denemelerinin de başarılı sonuç vermediğini söyledi. O yüzden heykele merak sardım; yapılamazlar beni tahrik eder çünkü. O sırada bir heykel çalışması için akademide olan Şadi Çalık’tan çamurun sırlarını öğrendim. Tekrar Londra’ya gittim, doğru Madame Tussauds Müzesi’ne. Bodrum katında gezerken yerde bir mum parçası buldum. Dönünce bizim kimyacılara tahlil ettirdim, içinde parafinden başka maddeler de varmış. Tahtakale’den renkler, pigmentler alıp o kimyasal karışımı aynen yaptık. Perukçu Şevket’e gidip saç seçiyordum, tek tek saç dikmeyi de öğrendim.

- Atatürk’ün boyu gençliğinde 1.71’miş, yaşlandıkça 1.69’a inmiş. Koç ailesi Madame Tussauds’daki Atatürk’ün balmumu heykelini yeniden yaptırmaya karar verince benden ricada bulundular. Müzenin heykeltıraşı Steve’le baştan sona birlikte çalıştık. Özellikle göz, kulak, burun ve bakışını ben çalıştım. Atatürk’ün sol gözünde şehlalık vardır, karşısında olduğunuz zaman, hangi gözüne bakacağınızı şaşırırsınız. Saçı Şişli’deki müzede iki cam arasında kırpıntı şeklinde var. Çok parıl parıl sarı değil, normal insan sarısının biraz ağarmış hali. Saçları Londra’dan aldım, özellikle İrlanda ve İskoç menşeli olanlar çok iyi. Gözleri Almanya’da bir köydeki küçük bir fabrikada buldum. Aynı karakter, aynı renk, hem sağ hem sol protez göz yapan tek orasıydı. Gövdeyi çamurdan yapıyoruz, alçı kalıp aldıktan sonra fiberglastan yapıp elbise giydiriyoruz.

Polis Asil Nadir’in adresini bulamadı

Bir de Asil Nadir’in peşine düşmüştünüz hocam./images/100/0x0/55eaed79f018fbb8f89fa506

- Asil Nadir Vestel’i kurmuş, ha babam Uzakdoğu’dan parçalar getirip toplama televizyonlar yapıyor. Büyük reklam kampanyaları sonucu televizyonlar yok satıyor ama, 15 gün sonra bozuluyorlar. Garantisi yok, tüketiciler şikayetçi, Tüketiciyi Koruma Kanunu’na aykırı bir durum. Ayrıca, resim ve ses alıp vermeye yarayan cihazlara önce TSE’den rapor alınması lazım. O rapor bize gelecek, ancak o zaman üretebilirsin diye yetki vereceğiz. Asil Nadir bir türlü almıyor bu yetkiyi. Baktım olacak gibi değil, tuttum savcılığa suç duyurusunda bulundum. Günler, haftalar geçti hiç ses yok. Hemen bir tekit yazdım, durum nedir diye. Gelen cevapta "Adı geçen fabrikanın adresi bulunamamıştır" diyordu. Cevap yazdım, Manisa’da filan cadde, filan sokak diye. Yine cevap yok, savcıya yine tekit yazısı yazdım. Yine de bir sonuç çıkmadı. Hükümet baskı yapıyordu savcıya, suç olmasına rağmen takibat yaptırmıyordu.

Tansu Çiller’in parfüm kokusu

Çiller’in adaylık telifini niçin reddettiniz?

- Rektörlükten yeni ayrılmışım, belediye seçimleri var. Özer Çiller telefon etti; "Sayın başbakan sizinle görüşmek istiyor, yarın 16.00’da başbakanlık konutunda bekliyoruz" dedi. Ertesi gün gittim, beni büyük bir nezaketle salona buyur ettiler. Biraz sonra güler bir yüzle Tansu Hanım girdi içeri. Şifon bir elbise giymiş, dudaklarındaki ruj pırıl pırıl parlıyor. Müthiş bir parfüm kokusu yayıyor çevresine. "Hoş geldiniz Büyükerşen" deyip sağ elimi tuttu, öylece /images/100/0x0/55eaed79f018fbb8f89fa508oturduk. Gözlerimin içine bakarak "Ben sizi Ankara belediye başkanı adayı göstermek istiyorum, mutlaka olacaksınız" dedi. "Ben hocayım, Eskişehir’e yapacağım daha çok hizmetler" var dedim, nafile. Salonda sadece ikimiz varız, çok atraktif, çok cazibeli kadın. Çok yakın oturuyoruz, elimi iki elinin arasına alıp dizinin üstüne koydu. Nasıl bir parfüm kokusu Yenerciğim, inanılmaz. "İzin verirseniz Eskişehir’e dönüp eşime sorayım" dedim. "Uçağı vereyim onunla gidin" dedi. "Efendim, Eskişehir 2 saatlik yol, arabayla giderim" deyince, şaşırdı. "O kadar yakın mı Eskişehir" dedi. Eskişehir’e döndüm. Ertesi gün Özer Bey "Başbakan sizden haber bekliyor" dedi. Kendisine hocalığa devam etme kararında olduğumu söyleyip, teşekkür ettim.

CELAL BAYAR NİYE YOK

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, balmumu mumya heykellere kendini iyice kaptırmış durumda. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanlarının heykelleri arasında Celal Bayar’ın bulunmamasını "Özel bir nedeni yok. Bayar’ın yararlanabileceğimiz nitelikte güzel bir fotoğrafını bulamadığımız için yapamadık" diyor.

Haberin Devamı

Büyükerşen kimdir?

Eskişehir 1936 doğumlu olan Büyükerşen, 1962’de Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nin ilk mezunları arasında yer aldı. 1973’te profesör oldu. Aynı yıl, eğitimin yaygınlaştırılması amacıyla yaptığı Açık Öğretim projesi, Açık Öğretim Fakültesi olarak ülke çapında, Batı Avrupa’nın 6 ülkesiyle Kuzey Kıbrıs’taki Türkler için uygulamaya konuldu. 1980’de TV verici istasyonuyla siyah-beyaz eğitim stüdyolarını hizmete açtı. Daha sonra yine Eskişehir’de Türkiye’nin ilk renkli TV sistemini kurdu. 1982’de Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü’ne getirilen Büyükerşen, 1987 yılında 2. kez cumhurbaşkanı tarafından yeniden rektörlüğe atandı. Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu üyeliği ve kurulun iki dönem başkanlığını yaptı. Türkiye’nin ilk Sinema ve TV okulunu kurdu. Büyükerşen, Türkiye’de balmumu mumya heykel yapımında tek isim. Anıtkabir Müzesi’nde sergilenen Atatürk’ün mumya heykeli ile II. TBMM binasındaki mumya heykeller ve Makedonya Manastır Askeri İdadi Müzesi’ndeki "17 Yaşındaki Atatürk" mumyası yine Yılmaz Büyükerşen imzasını taşıyor.

Haberin Devamı

YARIN:ECEVİT VELİAHTI OLMAMI İSTEDİ

Yazarın Tüm Yazıları