Müjde! Ucuzluk geldi veya yaşasın kabzımallar

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Şehirlerde satılan her tür yaş meyve ve sebzenin, mutlaka ‘‘hal’’den geçmesini emreden ‘‘Haller Kanunu’’ pat diye kabul edildi. Ertesi gün gazetelerimizde yer alan haber ve röportajları okudum. Verilen bilgilere göre, ‘‘Haller Kanunu’’ enflasyonla mücadele için çıkarılmış. Daha çıkar çıkmaz sonuç alınmış ve yaş meyve ve sebze fiyatları, yarı yarıya düşmüş. Önümüzdeki günlerde sistem oturdukça, bu düşüşler artarak devam edecek ve enflasyonun beli kırılacakmış. Gel de sevinme.

Önce kendi pozisyonumu söyleyeyim. Ben ‘‘Haller Kanunu’’ndan daha doğrusu, bu kanunun gerisindeki felsefeden yanayım. Bu kanunun ‘‘iktisadi olarak doğru yönde’’ çıkarılmış bir kanun olduğunu ifade ediyorum. (Ayrıntılarla ilgili eleştiri hakkım saklı kalmak kaydıyla.) Bunu, bugün söylüyor da değilim. 15 yıldır bu köşede, sadece sebze ve meyve halleri üzerine değil, yazdığım iktisadi yazıların tamamının ana fikri ‘‘kurumsallaşmış, örgütlü ve hukuka saygılı bir serbest pazar ekonomisinin’’ halkın refahı için en iyi sonuçları sağlayacağıdır. Bu kanun da bu düşünce mihverinin tam üstüne oturuyor.

Peki, madem ki böyle, şu alaylı giriş de ne oluyor demezler mi adama?

1. İktisadi kararları (doğru veya yanlış) abartmak, her şeyden önce ‘‘halka ve hakka’’ saygısızlıktır. Bilimsel bir davranış değildir. Yanlıştır.

2. Haller Kanunu çıktı diye, yaş meyve ve sebze fiyatları, ne bir günde, ne yüz günde yarı yarıya düşmez.

3. Haller kanunu veya benzeri düzenlemeler, ancak ‘‘uzun vade’’de hayırlı sonuçlar sağlar. Üstelik bunun şartı da, kanunun uygulamasında titiz, tutarlı ve ısrarlı olmaktır.

4. Bu kanun, halkımızın beyninde ve gönlünde yerleşmiş olan ‘‘temel iktisadi inanışa’’ ters düşmektedir. Dolayısıyla, uygulamada müthiş bir direnişle karşılaşılacaktır. Muhtemelen de sağı solu delinerek kevgire dönecektir. Bunu da herkesten önce kanuna sahip çıkmak gereken belediyeler yapacaktır.

5. Haller Kanunu, sadece bu kanunla işi bozulanlarca değil, işi düzelenlerce de ‘‘çarpıtılacak’’tır. Çünkü, serbest pazar ekonomisinin istenilen sonucu hasıl etmesi için sistemde bulunması gerekli ‘‘olmazsa olmaz’’ şart, ‘‘mesleki ahlak’’ anlayışının, işin içindekilerin vicdanında var olmasıdır.

Her şeye rağmen, atılan adım doğru yöndedir. Bunu da memnuniyetle karşılıyorum. İzninizle işin biraz da magazin yönüne değinmek istiyorum. Ecevit'in başbakan olduğu 70'li yıllarda, ‘‘üreticiden tüketiciye aracısız satış’’ en gözde fikirdi. Biz de cılız sesimizle bu gök gürlemesine karşı bağırdık. Bugün Ecevit başbakan yardımcısı ve en azılı (!) aracılar olan ‘‘kabzımallar’’ lehine Meclis'ten kanun çıkıyor. Üstelik kanun, halka ‘‘enflasyonla mücadele’’ aracı olarak takdim ediliyor. Kim tarafından? Enflasyonla mücadelede aracıları ortadan kaldırmak isteyenlerce...

SON SÖZ:

Siyasi yanlış yap, iktisadi yanlış yapma.













Yazarın Tüm Yazıları